Türkiye, PKK’nin elindeki esir askerleri gözden çıkardı mı?

Ahval'de "PKK’nin elindeki esir askerler gözden çıkarıldılar mı?" başlığıyla bir yazı kaleme alan Nurcan Baysal, uzun süredir PKK'nin elinde esir olarak tutulan askerlerin akibetini sorguladı.

Türkiye, PKK’nin elindeki esir askerleri gözden çıkardı mı?

Ahval'de "PKK’nin elindeki esir askerler gözden çıkarıldılar mı?" başlığıyla bir yazı kaleme alan Nurcan Baysal, uzun süredir PKK'nin elinde esir olarak tutulan askerlerin akibetini sorguladı.

Kendisinin de bu asker ailelerinden bazılarıyla görüşme şansı bulduğunu dile getiren Baysal, askerlerin akıbetleriyle artık neredeyse kimselerin ilgilenmediğini vurgulayarak şunları dile getirdi:

Çözüm sürecinin bitmesinin ardından  24 Temmuz 2015 ile 21 Eylül 2016 tarihleri arasında 13 asker ve polis, bölge kentlerinde yapılan yol kontrollerinde PKK tarafından esir alındı. Kimisi üç aylık astsubaydı, kimisi o sırada memleketine dönüyordu. O gün bugündür bu aileler parti parti geziyorlar,  meclise gidiyorlar, milletvekilleri ile görüşüyorlar, bakanlıklara gidiyorlar, çalmadık kapı bırakmadılar ama dört yıldır bu ailelerin sesini duyan yok. Askerlerin ANF’de yayınlanan görüntülerinden ve yine ailelerine yolladıkları mektuplardan sağlıklarının yerinde olduğunu biliyoruz.  İnsan Hakları Derneği’nin ve bizzat İHD Eş Başkanı Öztürk Türkdoğan ve MYK üyesi Raci Bilici’nin yoğun uğraşları dışında,  bu askerlerin akıbetiyle neredeyse kimse ilgilenmiyor. İHD bu asker ve polisler için onlarca kez cumhurbaşkanlığı ve ilgili bakanlıklardan randevu istedi ve çeşitli girişimlerde bulundu.

Son bir yıldır bu asker ailelerinin bir kısmı ile görüşme şansı buldum. Bu aileler ile Ankara’daki yetkililerin irtibatını sağlamaya çalışanlar arasındaydım.  Sessiz bir şekilde bazı şeyleri başarabileceğimizi ve bu esir askerleri ailelerine tekrar kavuşturarak belki barışa da ufak da olsa bir kapı aralayabileceğimizi düşündüm, o nedenle şimdiye dek konuyu yazmaktan kaçındım. Ama olmadı. Ankara’da çaldığımız kapılardan bir sonuç çıkmadı, devlet bu asker ailelerinin seslerine kulaklarını kapatmış durumda. Şimdi geç olsa da ailelerden özür dileyerek yazıyorum.

.......

Görünen o ki devlet bu esir asker ve polisleri gözden çıkarmış. Bu arada yıllar geçiyor. Operasyonlar devam ettikçe bu insanların hayatı da ciddi tehlike altına giriyor. Oysa 90’larda ve 2000’lerin başlarında da bu tarz olaylar yaşandı ve devletin izni ile İHD bir heyet oluşturarak gidip bu insanları PKK’den teslim aldı. Bugün de aynısı yapılabilir.

Bu konuda İHD’nin çağrılarını ben de tekrarlamak isterim:

Hükümete seslenmek gerekiyor.  Onlar bu ülkenin vatandaşları, ailelerinin sesine kulak verin ve sağ salim ailelerine kavuşturmak için gerekli girişimlerde bulunun.

Siyasi partilere seslenmek gerekiyor: Bu askerlerin durumunu gündeminize alın, ailelerinin sesini duyun, hükümete gerekli girişimleri başlatması için baskı yapın.

Ve PKK’ye seslenmek gerekiyor: Bu insanları sağ salim teslim etmenin başka yollarını düşünmeye çalışın. Olan ailelerine oluyor, her gün, her bayramla acıları katmerleşiyor.

Ve kamuoyuna seslenmek isterim: Güçlü bir ses oluşmadıkça devletin bu konuda bir girişimde bulunması zor görünüyor. Bu ailelerin sesine ses olun. Susmanın bedeli bir annenin, bir babanın, bir evladın, bir sevgilinin, bir kardeşin canının bir parçasını yitirmesi. Bugün bayramın üçüncü günü, dönüp sevdiklerinize bakın ve sevdikleri kaç yıldır esir olanları düşünün.

Üstelik asker ve polislerin ailelerine kavuşmaları ufak da olsa barışa bir kapı açabilir, düşünmesi bile güzel bir ihtimal, değil mi!