Fehim Taştekin: İdlib tuzak, Türkiye tutsak...

Suriye ve Orta Doğu konusundaki uzman gazetecilerden Fehim Taştekin son gelişmeleri Ahval'de yayınlanan Gidişat programında değerlendirdi. Fehim Taştekin, Türk Silahlı Kuvvetleri ile Suriye Ordusu’nu karşı karşıya getiren gelişmelerin, Türkiye’nin kendisini içinden çıkılmaz bir duruma soktuğunun göstergesi olduğunu vurguladı.

Fehim Taştekin: İdlib tuzak, Türkiye tutsak...

Suriye ve Orta Doğu konusundaki uzman gazetecilerden Fehim Taştekin son gelişmeleri Ahval'de yayınlanan Gidişat programında değerlendirdi. Fehim Taştekin, Türk Silahlı Kuvvetleri ile Suriye Ordusu’nu karşı karşıya getiren gelişmelerin, Türkiye’nin kendisini içinden çıkılmaz bir duruma soktuğunun göstergesi olduğunu vurguladı.

Erdoğan’ın Rusya ve Çin ile ticareti geliştirme, ortaklıklar yapma iddiasının ham bir hayalden öteye gidemeyeceğini vurgulayan Taştekin, Türkiye üzerinden Suriye’ye geçen Uygurlu savaşçılar nedeniyle Çin yönetiminin Ankara’ya hala kuşkuyla yaklaştığını hatırlattı.

İşte Taştekin ile bu hafta Bölgeye Bakış:

“S-400 gerilimi birçok şeyle alakalı ama Türkiye’nin manevra alanının ne kadar daraldığını göstermesi açısından İdlib çıkmazıyla da ilintili. Bugün İdlib’de çok tehlikeli ve sıra dışı bir durum yaşanıyor. Türkiye Soçi Mutabakatı çerçevesinde üslendiği taahhütleri yerine getiremediği gibi BM’nin terör listesinde olanlar dahil silahlı örgütlere kalkan misyonunu icra ediyor.

Suriye ordusu ve Rusya’nın hedefindeki örgütlere silah desteği sağlıyor; Fırat Kalkanı ile Zeytin Dalı harekâtlarının bölgesinde bulunan silahlı örgütleri cepheye sevk ederek dengeyi değiştiriyor. Bu hamleler karşısında Rusya esnek davranıyor. Burada S-400’ün etkisini görüyoruz. Türkiye, S-400’den vazgeçmesin diye gösterilen ama geçici olan bir esneklik. Bu dengenin bozulması çok zaman almaz.

İpek Yolu’nda yaşanan nedir?

Erdoğan Duşanbe’de ABD ile S-400 restleşmesi karşısında Türkiye’nin çaresiz olmadığını göstermek için Rusya ile stratejik ortaklıklara ve Çin’in yeni İpek Yolu projesine atıf yaptı. İlginç olan Kars-Edirne tren yolunun Tek Kuşak Tek Yol projesindeki önemine vurgu yapıp bu konuda Çin ile gelişecek işbirliğinden söz ederken Çinliler projenin Türkiye halkasını rafa kaldırmış gibiler. Mesela 27 Nisan’da Pekin’de projenin tanıtım forumunda Erdoğan yoktu.

Katılımcı 100 ülkeden 37’si başkan-başbakan düzeyinde temsil edildi. Bu dışlamanın yanıtını ararken bakacağımız yerlerden biri de İdlib. Çünkü Çin, Türkiye’nin Taliban-Kaide bağlantılı Uygurların örgütü Türkistan İslam Partisi’ne yardım etmesinden rahatsız. Bu örgüt Cisr el Şuğur’u kontrol ediyor. Bu işbirliğinin önünde bir rezerve dönüşüyor.

İran ve ABD için eşzamanlı çekilme önerisi üzerinde durulabilir

Ankara İran ve Rusya ile Astana formatında oluşan üçlü ortaklıkla Suriye’deki süreci etkilemeye çalışıyor. En önemli mesele Kürtlere statü verdirtmemek. İran ve Rusya’nın Şam üzerindeki nüfuzuna bel bağlanıyor. İki ülke de Kürtlerle ilgili Ankara’dan farklı pozisyonlara sahip. Ayrıca Rusların Astana ve Soçi’de çizdiği yol haritaları Erdoğan’ın gitmek istediği yere çıkmıyor. Astana-Soçi formatının kurgusu Erdoğan’ın düşleri için kaybetmekten başka bir şey vaat etmiyor.

O yüzden Türkiye’nin İdlib hesabı başından batık bir bahistir. İdlib meselesi aradan çıkarılırsa bundan sonraki süreçte iş Amerikan-Rus pazarlıklarına kalacak. Orada kritik nokta İran unsurlarının çekilmesi. Bu pazarlıkta üçüncü ayak olarak İsrail devreye giriyor. Suriye’de kaybettiler ve bundan sonra hiç olmazsa Rusya üzerinden Suriye’nin geleceğini etkileyelim anlayışı var. İran için birlikte çekilme senaryosu değerlendirme konusu olabilir. Yani eş zamanlı olarak hem ABD’nin hem İran’ın çekilmesi. İran bu oyuna girebilir.”