Demirtaş savunmasını yapıyor: Tahliye edilsem bile...

Demirtaş savunmasını yapıyor: Tahliye edilsem bile...

HDP’nin eski Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın yargılandığı davanın beşini duruşması bugün görülmeye başlandı. Demirtaş, medyada çıkan tahliye haberlerine ilişkin olarak "Şu saatte benim tahliye kararım verilse bile adalet sağlanmış olmayacak. Çünkü bu yargılamalar vesileyle siyasete ağır bir müdahale yapıldı." dedi.

Selahattin Demirtaş’ın tutuklu bulunduğu davanın duruşması bugün saat 10:00’da Ankara Sincan Cezaevi Kampüsü’nde başladı. 

Duruşmaya SEGBİS ile bağlanan Demirtaş'ın savunmasından öne çıkanlar şöyle:

"Kimliğine bakmadan mağdurun yanındayız"

"Müslüman Kardeşler çizgisiyle hiçbir zaman yakınlaşmam olmadı. Tümüyle farklı yerlerde durduk. Bununla birlikte, ilkesel olarak şunun her zaman altını çizdim; siyasi düşüncelerinden dolayı kime saldırı olursa olsun mazlumun, mağdurun yanında oluruz. Kimliğine bakmadan."

"Mursi’nin cenazesi sabahın beşinde kaçırılıp ailesi ve bir grup avukat nezaretinde zorla defnedilmiş. Barbarlıktır bu. Bazı AKP yöneticilerinin buna tepki gösterdiğini gördüm, ki çok haklılar. Cenazeye bu şekilde müdahale, barbarlıktan başka bir şey değildir."

"Daha bir kaç ay önce cezaevlerinde, intihar ederek açlık grevlerine dikkat çekmek isteyen tutsaklar oldu. Cenazeleri cezaevlerinden çıkarılıp kaçırılarak; bazılarına, ailelerin bile katılması engellenerek defnedildi. Dolayısıyla herkesin kendini gözden geçirmesi lazım."

"Toplumu paramparça eden herkes ağır vebal altında"

"Bugün Türkiye'de de iktidar, kendi iktidarını kutsallaştırarak, neredeyse tanrısal bir lütuf olarak topluma sunarak, biat etmeyeni düşmanlaştırarak toplumsal bir parçalanmaya yol açıyor."

"AKP iktidarı, kendi gücünü zayıflatacağını düşündüğü her kesimi ya vatan haini ya terörist ya düşman olarak kodlamıştır. Biz öyle olmadığımızı zaten biliyoruz. Fakat bu kodlamayı yaparak toplumu paramparça eden herkes ağır vebal altına girmiştir."

"Kim bu hesabı kitabı yaptıysa yanlış hesap kitap yaptı. Türkiye toplumuna zarar veriyor. Biz de, bu zarar en az seviyede olun diye mücadele ediyoruz."

"Tahliye edilsem bile adalet sağlanmış olmayacak"

"Şu saatte benim tahliye kararım verilse bile adalet sağlanmış olmayacak. Çünkü bu yargılamalar vesileyle siyasete ağır bir müdahale yapıldı."

"Yakın zamanda, yargısal bozulmayı önlemek amacıyla yargıçlar Saray’a toplanmak suretiyle, Yargı Reformu Strateji Belgesi açıklandı. Yargı üzerindeki baskıların kaldırılması yönünde verilen mesajlar önemlidir. Fakat usul esastan önce gelir."

"O belgenin içeriği ruhen boş"

"Yani yargı üzerinde baskı olmaması gerektiğini söyleyen yürütmenin başı, Saray’a topladığı hâkimlere bunu, yürütmenin başı sıfatıyla söylüyor. Bu bile başlı başına, o belgenin içeriğinin ruhen boş olduğunu gösteriyor."

"Bir yürütme yetkilisi, yargıçları çağırıp perspektif veremez. Bir açıklama yapılacaksa yargıçların olduğu yere gitmelidir. "Böyle yapın, şöyle yapın” diyemez. Bu bile, şu aşamada Yargı Reformu Strateji Belgesinin hiçbir kıymeti harbiyesinin olmadığının göstergesidir."

"Aynı yürütmenin başı, AİHM kararlarının öncelikli olarak uygulanması konusunda daha sıkı tedbirler alınacağını söyledi. Daha 4-5 ay önce, AİHM’in benimle ilgili kararına ilişkin “AİHM kararları bizi bağlamaz. Karşı hamlemizi yapar işin bitiririz" demiştir."

“'Tutukluluk esas olmamalıdır. Esas olan tutuksuz yargılamadır.' Bunu yürütmenin başı söylüyor. Aynı kişi, ben Cumhurbaşkanı adayıyken 'Ne tahliyesi ya. Kim kimi tahliye ediyor. O bir teröristtir.' demişti. S. Soylu da 'Buyursunlar tahliye etsinler de görelim' demiştir."

"Türkiye için çok iyi bir şey yaptıklarını düşünüyorlar"

"Bizi içeri attıranlar, medyada bizi linç edenler Türkiye için çok iyi bir şey yaptıklarını düşünüyorlar. Nasıl ki, biz bugün Mısır’a bakıp yaşadıkları trajediye üzülüyorsak dünyanın geri kalanı Türkiye’ye bakıp öyle üzülüyor. İyi şeyler yapılmıyor. Doğru şeyler yapılmıyor. Yapılan şeylerin hepsi, herkese zarar veriyor. Zannediliyor ki bedeli sadece biz ödüyoruz. Hayır."

"Meclis Bütçe Plan Komisyonundaki arkadaşlarım yaptılar hesaplamaları; bizim tutuklu olmamızdan kaynaklı olarak, sadece 1 yıl içerisinde 630 dolar çıktı herkesin cebinden. Güven ortamı zarar gördü. Çünkü ekonomi zarar gördü. Selahattin Demirtaş, Figen Yüksekdağ, İdris Baluken, Gültan Kışanak [...] içeride kalsın, sürüm sürüm sürünsünler” diyenler bilmeli ki, yıllık 630 dolar ödüyorsunuz biz içeride kalalım diye, kişi başına."

"Eğer 'bu paraya değiyor' diyorsanız, 'biz açlık da çekeriz yeter ki içeride kalsınlar' diyorsanız yanlış düşünüyorsunuz. Biz, siz aç kalmayasınız diye mücadele ediyoruz. Yurttaşlarımız ölmesin diye mücadele ediyoruz."

"Ankara 44. Asliye Ceza Mahkemesi hâkimi, hakkımdaki bir yargılamada, daha kimlik tespiti bile yapılmamışken, ilk tebligatta şunu yazdı: SEGBİS yoluyla ifadesinin alınmasına, SEGBİS yoluyla ifade vermeyi kabul etmediği takdirde savunmasının alınmış sayılmasına... O dosyada toplantı ve gösteri kanununa muhalefet ettiğim suçlaması var. Şırnak’ta, partimin il binasının balkonunda belediye başkanımızı tanıtmışım, bu da yasa dışı gösteri kabul edilmiş. Bir hâkim böyle yaklaşırsa Türkiye’de hiçbir şey düzelmez."  

"Yargının üzerinde tahakküm kurmanın en etkili aracı HSK'dır"

"Yargı Reformu Strateji Belgesinin en önemli eksikliği, HSK’ya değinmemiş olmasıdır. HSK yargıçların üzerinde Demokles’in kılıcı gibi durdukça yargıçlar kendilerini asla güvende hissetmeyeceklerdir. Bugün yargının üzerinde tahakküm kurmanın en etkili aracı HSK’dir. Yürütme ve yasama tarafından tek bir atama yapılmamalıdır HSK’ye. HSK üyelerinin tamamı, kürsü hakimleri tarafından seçilmelidir. Adalet Bakanı, HSK üyesi olmamalıdır."

"HSK ile ilgili tartışma yürütmeden, yargıçlarımızın gönül rahatlığıyla, vicdanlarına dayanarak, baskı hissetmeden yargılama yapmalarını sağlamamız mümkün değildir. Yargıçlar her gelen iktidardan korkacak ya da etkilenecekse Türkiye’de yargısal adaleti sağlamamız mümkün olabilir mi? Olamaz."

"Yargı Reformu Strateji Belgesi siyasi ihtiyaca bianen açıklanmıştır. Yargının sorunlarına ilişkin herhangi bir çözüm sunmamaktadır."

"Üyesi olduğum Türkiye Barolar Birliğinin Başkanının hararetle alkışlaması da vahim bir durumdur. Alkışlanacak bir şey göremiyorum. Barolar Birliğinin bir üyesiyim, Barolar Birliği yönetiminden biri, nezaketen de olsa bugüne kadar şu duruşma salonuna teşrif etmedi. Böyle bir Barolar Birliği, böyle bir HSK ve böyle bir yürütme anlayışıyla yargının bağımsızlığını sağlamak mümkün değildir."

"Yargı mühendisliği uygulandı"

Barış Akademisyenleri davası için Çağlayan Adliyesin'den canlı yayın yapan CHP Milletvekili Sezgin Tanrıkulu da Demirtaş'ın davası hakkında bir hatırlatma yaptı.

Tanrıkulu, "Bir daha hatırlatmam gerekiyor; Anayasa Mahkemesi ve AİHM emsal kararları bugün arkadaşımız meslektaşımız Selahattin Demirtaş'ın görülecek davasında uygulanmadı; hakkında bir yargı mühendisliği uygulanarak Türkiye tarihinde ilk defa en uçtan ceza verildi" ifadelerini kullandı.

Ne olmuştu?

“Örgüt kurma ve yönetme”, “Örgüt propagandası” ve “Suç ve suçluyu övme” iddialarıyla Demirtaş hakkında 142 yıla varan hapis cezası isteniyor. Diyarbakır’da açılan dava, güvenlik gerekçesiyle Ankara 19’uncu Ağır Ceza Mahkemesi’ne alınmıştı.

Demirtaş’ın Ankara 19. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davası, daha önce kendisi hakkında hazırlanan ve dokunulmazlığının kaldırılması için TBMM’ye gönderilen 31 fezlekenin toplamından oluşuyor.