The Washinton Times: Kürtleri suçlamayın, Irak zaten parçalanmış bir ülke

The Washinton Times: Kürtleri suçlamayın, Irak zaten parçalanmış bir ülke

Dün, "Kürt Baharı: "Orta Doğu İçin Yeni Bir Harita" [The Kurdish Spring: A New Map for the Middle East.] kitabının yazarı ve Columbia Üniversitesin'ne bağlı İnsan Hakları Enstitüsü'nın "Barışın İnşası ve Haklar Programı"nın direktörü David L. Phillips The Washington Times gazetesindeki yazsında, Kürtlerin bağımsız bir devlet olarak bölgedeki demokratikleşmenin öncüsü olacağını dile getirerek, Kürtler'in, Irak'ı parçalamakla suçlanmasının yersiz olduğunu ifade etti. 

IŞİD'le mücadele, Iraklılar arasında yanlış bir ulusal birlik duygusu yarattı. Musul şimdi kurtarılmış, Iraklılar rakipleriyle yüzleşerek, ülkelerinin geleceğine karar vermeliler. Başbakan Haydat Abadi ulusal birlik çağrısı yaptı, ancak Iraklılar derinden bölünmüş durumdalar. 

Irak Hükümetinin yeniden yerleşme, yeniden inşa ya da yeniden uzlaşmaya dair net bir planı yok. Musul harabe halinde. İstikrar ve güvenlik olmaksızın, yerinden edilmiş insanların evlerine dönmeleri çok zor.

Irak hükümeti, Sünnileri siyasi sürece katarak çatışmanın asıl nedenlerini dikkate almak zorunda. Ancak, belli ki Sünnilerin radikalleşmelerine yol açan siyasi ve ekonomik şartları değiştirme konusunda isteksiz ya da üstesinden gelemiyor. 

Irak, ihanet ve tutulmayan sözler mezarlığı haline gelmiş

Kasım 2010 Erbil Antlaşması 19 tane iktidarın paylaşımını öngören 19 maddeden oluşuyordu. Siyasi liderliğin bölüştürülmesi, çok partili ve çok mezhepli bir siyasi yapılanma planıyla Şii ve Sünniler arasındaki siyasi krizi çözüyordu. Ancak bu anlaşma hiç bir zaman hayata geçmedi.

İktidar paylaşımı yerine, Başbakan Maliki, Sünni politikacıları tutukladı ve taciz etti. Irak Ordusunu Sünni subaylardan temizledi. Güvenlik güçlerini doğrudan kendi denetimine aldı. El Kaide ile mücadele eden 1Sünni Uyanışı'nın bütçesini keserek, binlerce kişiyi işsiz bıraktı.

İran destekli Şii milisler, hükümet yaptırımlarından bağımsız bir şekilde çalışmaya devam ettiler.

Maliki'nin, 2014 yılında yerine geçen Abadi, reform sözü vermesine rağmen Sünnilerin güvenini kazanamadı.

Iraklı Kürtler de aynı şekilde Bağdat'ın çıkarlarını koruyacağına dair güvenlerini kaybettiler.

Saddam Hüseyin'in devrilmesinden sonra, Kürtler geriye doğru eğilerek Irak'ın parçalanmasının önüne geçmeye çalıştılar. Federal, demokratik, ademi merkezi bir Irak'tan yana bağımsızlık isteklerini ertelediler. 

2005 Anayasasının 140. maddesi Kerkük'ün statusu için bir referandum yapılmasını öngörüyordu. Ancak referandum gerçekleşmedi.

2013 yılında, Bağdat KBY'nin, Kerkük petrol satışından elde edilen gelirdeki payını askıya aldı. ABD, cömert bir şekilde Irak ordusunu destekledi ancak Bağdat kaynak ve teçhizatı peşmerge ile paylaşmayı reddetti.

KBY, acele ile hareket etmeden önce, Irak'tan dostça ayrılmayı öngören bağımsızlık referandumunu yapmayı tercih etti. 

ABD, Irak Kürdistanı'nın bağımsızlığına yönelik nasıl bir tavır sergiliyor?

Trump yönetimi, ismen karşı çıkmasına rağmen, Irak'In uzun erimli iyileşmesini sağlama konusunda da agnostik (bilinmezci). Washington her fırsatta, Irak Kürtlerinin ABD'nin en iyi ortakları olduğunu vurguluyor. Aşırıcılığa karşı siper görevi görüyorlar. ABD ile Iraklı Kürtlerin ortak değerleri paylaşıyorlar. İkisi de insan hakları ve demokrasiye inanıyor, kararlı bir şekilde radikal İslama karşılar.

Kürtler ve İsrail

Orda Doğu'da "düşmanımın düşmanı dostumdur". KBY, İsrail ile olan işbirliğinde ilişkin yüksek sesle konuşmuyor. Ancak Kürtler ve İsrail'in de ortak yönleri çok. Her ikisi de düşman komşularla çevrili küçük devletler.  

İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu 2014 yılında, Irak'ın parçalanmasına atıfta bulunarak Kürtlerin bağımsızlığını destekleyeceklerini doğruladı. 

Yeni bir Orta Doğu haritası

Orta Doğu haritası değişiyor. Irak ve Suriye gibi 1923 Lozan Anlaşmasıyla oluşan ülkeler hep istikrarsız oldular. 

ABD'nin, Orta Doğu'da gerçeklik temelinde yeni bir yaklaşıma ihtiyacı var. Irak sürdürülebilir değil; Irak'taki Araplar geçinemiyorlar. IŞİD'le mücadele bu farklılığı gizliyor olabilir. Ancak Musul'dan sonra, Irak hala işlevsiz siyasetin içine sıkışmış durumda. 

Irak parçalanırken, Kürtleri suçlamayın. Irak'ın parçalanmasının sorumluluğu, mezhepçi gündeme sahip, çoğulculuğu gözardı eden ve işgüzar kötücül komşularını davet eden Iraklılara aitti. 

ABD, rakiplerini yatıştırmak yerine dostlarıyla çalışmalıdır. Irak Kürdistanı, egemen ve bağımsız bir devlet olarak bölgedeki demokratikleşmenin öncüsü ve Birleşik Devletlerin güvenilir bir müttefiki olacaktır.