Akar'dan Fırat'ın Doğusu açıklaması: Cumhurbaşkanımız talimat verince

Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, Menbiç ve Fırat'ın doğusuna düzenlenmesi planlanan operasyona ilişkin, "Hazırlıklarımızı yaptık. Sayın Cumhurbaşkanımızın talimatlarıyla yeri ve zamanı geldiğinde gereği yapılacak. Bundan kimsenin şüphesi olmasın, bunu yapacağız. Ülkemizin güvenliğini hiçbir şekilde tehlikeye atmayacağız" dedi.PKK Hiç bir zaman Kürt kardeşlerimizin temsilcisi olamaz

Türkiye’nin hedefinde sadece hiç bir zaman kürtlerin olmadığını dile getiren Bakan Akar, şöyle konuştu: "Bazı alçaklar fitneyle, fesatla aramıza bir mesafe sokmaya, hile yapmaya çalışıyorlar. Türk Silahlı Kuvvetleri ve Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin hedefinde hiçbir zaman Kürt kardeşlerimiz olmamıştır. Kürtler bizim kardeşimizdir. Et ve tırnak gibiyiz. Biz binlerce yıldan beri aynı coğrafyayı, aynı ekmeği paylaşıyoruz. Biz ayrı olamayız. Biz, biriz ve beraberiz. Bu mücadeleyi omuz omuza yaptık ve yapmaya devam edeceğiz. Bizim hedefimiz sadece ve sadece teröristlerdir. PKK hiçbir zaman Kürt kardeşlerimizin temsilcisi olamaz. Böyle bir şey asla mümkün değildir. Bizim yaptığımız mücadele FETÖ, PKK/YGP ve DEAŞ teröristleri ve bunların uzantılarına karşıdır. Özellikle dışarıda, batı basınında bunu çarpıtmaya, istismar etmeye çalışıyorlar. Öyle bir hava veriyorlar ki bizim YPG/PKK ile olan mücadelemizi 'Türk-Kürt mücadelesi' gibi göstermeye çalışıyorlar. Bu, yapılabilecek en büyük alçaklıktır. Böyle bir şey asla söz konusu değil."

Hudut güvenliğinden hiçbir şekilde vazgeçmeyeceklerini belirten Akar, şunları kaydetti: "Hiçbir şekilde egemenlik ve bağımsızlığımızdan vazgeçmeyeceğiz, hiçbir şekilde hak ve hukukumuzu çiğnetmedik, çiğnetmeyeceğiz. Bir tek çakıl taşımızı dahi kimseye vermeyeceğiz. Diğer taraftan da kimsenin toprağında gözümüz yok. Başta Suriye olmak üzere Irak'ın ve tüm komşularımızın toprak bütünlüğüne saygılıyız ancak hakkımızı ve hukukumuzu korumak, 82 milyonluk milletimizin rahatını, huzurunu, güvenliğini sağlamak bakımından da hiçbir şekilde ülkemizin güneyinde, Suriye'nin kuzeyinde bir terör koridoruna asla müsaade etmedik. Bundan sonra da etmeyeceğiz. Bunun için yapılması gereken ne varsa 'ölürsem şehit, kalırsam gazi' anlayışı içinde yaptık, yapmaya devam edeceğiz. Önümüzdeki günlerde bir tarafta Münbiç, diğer tarafta Fırat'ın doğusu meselesi var. Bununla ilgili çalışmalarımızı çok yoğun şekilde sürdürüyoruz. Hazırlıklarımızı yaptık. Sayın Cumhurbaşkanımızın talimatlarıyla yeri ve zamanı geldiğinde gereği yapılacak. Bundan kimsenin şüphesi olmasın. Bunu yapacağız. Bunun hiç lamı cimi yok. Ülkemizin güvenliğini hiçbir şekilde tehlikeye atmayacağız. Bu konuda hiçbir şekilde taviz vermeyeceğiz."

Editörün yorumu:

AK Partili siyasetçilerin, başta Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan olmak üzere son günlerde ağızlarından düşürmedikleri iki konu var. Biri "burası Kurdistan değil, Kurdistan Kuzey Irak'ta, beğenmeyen oraya gitsin", diğeri ise "Menbiç ve Fırat'ın doğusuna yapacaklarını söyledikleri operasyon" söylemleri.

Türkiye'nin onca ciddi sorunu varken, ekonomi alarm çalarken, zamlar almış başını yürürken, işsizlik had safhaya gelmişken, insanların iktidara güveni günden güne zedelenmişken bu sorunlara yönelik adımların atılması, söylemlerin geliştirilmesi yerine milliyetçiliği körüklemek ne kadar doğru bir siyaset.

Tabi ki Türkiye'de o kadar büyük bir apolitik kesim var ki, bu kesimi hayran oldukları bir kesim istediği gibi yönlendirebilir. Halkın ezici çoğunluğu hayranlık besledikleri Erdoğan'ın her dediğine inanıyor ve alkışlıyor. Öyle ki dün siyah dediğine bugün beyaz dediği halde bu desteklerini esirgemiyorlar. Erdoğan ve AK Partili yöneticiler de halkın bu durumunu iyi tahlil ettiklerinden bir iki sloganla günü kurtarmayı hedefliyorlar. Hele de yıllardır MHP'de tam anlamıyla saltanat kurmuş ve bu saltanatını korumak için Erdoğan'a teslim olmuş Devlet Bahçeli varken.

Büyük sorunları olan, evlerine ateş düşmüş kitleleri ancak bir düşman hedefi göstererek dizginleyebilirsiniz. AK Partili yöneticiler her gün Kürtleri hedef göstererek, Menbiç ve Fırat'ın doğusunu işaret ederek bunu elde etmeye çalışıyorlar. Tabi ki tüm bunlar gerçeği gizlemeye yetmeyecek ve bir gün tüm gerçekler bütün çıplaklığıyla insanların gözlerinin önünde belirecektir.