KCK'den, Operasyonlar ile ilgili açıklama

Türkiye'nin Hakurk bölgesindeki PKK üslerine yönelik operasyonlarına ilişkin yazılı bir açıklama yapan KCK Yürütme Konseyi Eşbaşkanlığı, “AKP-MHP iktidarının PKK kontrolünde bulunan üslere yönelik saldırılarında hayatını kaybeden siviller konusunda Kürdistan Bölgesi yönetimi, KDP ve YNK’nin herhangi bir tepki vermemesinin kabul edilemez bir durum" olduğu dile getirildi.

KCK'den, Operasyonlar ile ilgili açıklama

Türkiye'nin Hakurk bölgesindeki PKK üslerine yönelik operasyonlarına ilişkin yazılı bir açıklama yapan KCK Yürütme Konseyi Eşbaşkanlığı, “AKP-MHP iktidarının PKK kontrolünde bulunan üslere yönelik saldırılarında hayatını kaybeden siviller konusunda Kürdistan Bölgesi yönetimi, KDP ve YNK’nin herhangi bir tepki vermemesinin kabul edilemez bir durum" olduğu dile getirildi.

Türkiye'nin Hakurke bölgesindeki PKK üslerine yönelik gerçekleştirdiği operasyonlarla birlikte sivillere yönelik saldırıları artırdığını dile getiren KCK Yürütme Konseyi Eşbaşkanlığı açıklamasında Xakurke, Goşine, Kandil ve Behdinan’da sivil yerleşim yerleri ve sivillerin arabalarının bombalanarak sivillerin kaltedildiği ileri sürüldü.

Sivillerin katledilmesi durumunun PKK'nin varlığıyla açıklayıp KDP ve YNK'nin PKK ile karşı karşıya getirilmek istendiği ileri sürülen açıklamada Güney Kürdistan'daki yöneticilerin açıklamaları ile bir kısım Güney Kürdistan basınının sivillerin katledilmesini bir çatışma olarak yansıtmasının da Türk devletinin saldırılarını meşrulaştırıp teşvik ettiği dile getirildi.

Kandil’in Kortek alanında sivillerin katledilmesinin de Türk ordusuyla gerillalar arasındaki çatışma olarak yansıtıldığı dile getirilen açıklamada, sivillerin vurulduğu Kortek alanında hiçbir gerilla üslenmesi ve birimi bulunmadığı vurgulandı.

Saldırılar sadece PKK'ye yönelik olarak değerlendirilmemeli

Türkiye'nin PKK ve Güney Kürdistan'a yönelik saldırıları konusunda Kürdistan Bölgesi yönetimi, KDP ve YNK’nin herhangi bir tepki vermemesinin kabul edilemez bir durum olduğu dile getirilen açıklamada, Türkiye'nin Güney Kürdistan bölgesindeki PKK üslerine yönelik harekatını sadece PKK’ye yönelik olarak değerlendirmenin tarihi bir gaflet olduğu dile getirildi.

KCK açıklamasının devamında şunlar dile getirildi:

"Kuzey Irak’ta yaptığımız hatayı Rojava’da, Suriye’nin kuzeyinde yapmayacağız, diyen bir AKP iktidarı vardır. Bağımsızlık referandumu ve Kerkük krizi sırasında gösterilen tavırlar hala tüm sıcaklığıyla ortada durmaktadır. Lozan bir başarı değildir diyerek Musul ve Kerkük vilayetlerini, yani Başurê Kürdistan’ı kendi toprakları sayan bir zihniyet ve amaç bulunmaktadır. Bunu Kürtlerin ve Türklerin ortak vatanıdır diyen Misak-ı Milli anlayışıyla değil, Kürt varlığını reddeden ve tüm Kürdistan’ı Türk uluslaşmasının yayılma alanı olarak gören bir anlayışla dile getirmektedirler. Bu da Başurê Kürdistan’ı işgal, ilhak ve Kürtleri Bakurê Kürdistan’da olduğu gibi soykırıma tabi tutma amaçlıdır. Bu gerçeklik ortadayken Türk devletinin işgal saldırıları ve sivil katliamlarına sessiz kalmak bu işgal, ilhak ve soykırım amaçlı politikalara ortak olmak anlamına gelmektedir.

Başurê Kürdistan’daki siyasi güçler sadece işgal saldırılarına ortak olmuyorlar. Türk istihbarat örgütüyle ilişki içinde istihbarat vererek gerilla alanları vurdurulmakta, yüzlerce gerillanın katledilmesine ortaklık yapılmaktadır. MİT’le sıkı ilişki içinde gerilla noktaları ve PKK yöneticilerinin yerleri tespit edilip hava saldırılarıyla vurdurulmaktadır. Böyle onlarca olay yaşanmıştır. Bu saldırılarda Güney Kürdistan’daki istihbarat birimlerinin Türk MİT’i ile işbirliği yaptığına dair birçok bilgi ve bulgu elimizde bulunmaktadır. Gelinen aşamada artık bu tür durumlara müsaade etmeyeceğimiz, gerekli önlemleri alacağımız ve ilgili kişilerden hesap soracağımız açıktır. Bu tür durumlarda Türk istihbaratıyla ilişki içinde olanlar sorumlu olacaktır.

Herhangi bir Kürt siyasi gücünün başka bir Kürt siyasi hareketinin savaştığı güçlerle ilişki içinde olması, istihbarati bilgi vermesi kabul edilemez. Özgürlük Hareketi olarak Başurê Kürdistanlı siyasi güçleri Kürdistan’a yönelik işgal harekatına karşı tutum almaya ve Türk devletine istihbarat verenlerin önüne geçmeye çağırıyoruz. Kürt Özgürlük Hareketine yönelik saldırıların ve işgal harekatının Başurê Kürdistan ve tüm Kürdistan halkına yönelik saldırılar olduğunu bir daha hatırlatmak istiyoruz."

KCK'nin algı açıklaması

KCK bu açıklamasıyla, bir yandan Türkiye'nin PKK üslerine yönelik saldırılarının tüm sorumluluğunu Kürdistan Bölgesi yönetimine ve KDP ile YNK'ye yükleyerek yanlış politikalarla kendisinden uzaklaştırdığı Kürt halkını kendi yanına çekmeye çalışırken, diğer yandan bölgedeki gerilla varlığını hedefleyen saldırılar nedeniyle sivillerin ölüm ve yaralanmalarının sorumluluğundan da sıyrılmayı amaçlıyor.

PKK'ye bağlı basının son zamanlarda bütün mesaisini Kürdistan Bölgesi'ne düşmanlığa varacak asılsız haberlere ayırdığı gerçeğini görmezden gelerek, objektif habercilik yapmaya çalışan Güney Kürdistan basınını suçlamak doğru bir yaklaşım değildir.

Kürdistan'da en büyük particiliği yapan, Kürt halkını, emeğini ve evlatlarını en ufak bir değer taşımadan kendi parti çıkarlarına kurban eden PKK'nin diğer partileri particilikle suçlamasının kitleler nezdinde inandırıcılığı olamaz. Hakeza, Kürdistan'ın dört parçasını kontrollerinde bulunduran tüm devletlerle, Irak, İran, Suriye ve Türkiye ile geçmişte ve içinde bulunduğumuz süreçte taktiksel ve stratejik ilişkiler geliştiren bir partinin, diplomatik ve uluslararası ilişki geliştiren Güney Kürdistan yönetimini Kürt düşmanlarıyla ilişki geliştirmekle suçlaması gerçekleri ters-yüz etmeye çalışmaktan öte bir şey değildir.

PKK yıllardır hiç bir delil ve kanıt ortaya sunma ihtiyacı duymadan, KDP'yi, Peşmerge'yi suçladı. Geçmişte iyi ilişkiler içinde bulunduğu YNK'nin son bir yıl içerisinde Türkiye ile iyi ilişkiler geliştirerek, kendisine bağlı politik kurumları yasaklamasının ardından KDP'nin yanına YNK'yi de ekleyerek bu suçlamalarına devam ediyor. Kamuoyu PKK'den klişe suçlamalarla hedef göstermesini değil, varsa elinde bilgi ve belgeleri sunmasını bekliyor.

PKK, Kürtler arasında bir birliğin gerçekleşmesini istiyorsa evvela kendisine bir çeki düzen vermeli, diğer tüm taraflara ve onların egemenlik haklarına saygı duymayı öğrenmeli ve her şey benim kontrolümde olsun dayatmacılığından vazgeçmelidir.

Güney Kürdistan'daki PKK üslerine yönelik saldırıyı Türk Ordusu gerçekleştirmektedir ve bugüne kadar ne Peşmerge ne de bir başka güç bu saldırıları kolaylaştıracak bir tutum içinde bulunmamıştır. Aksine Kürdistan Bölgesi Hükümeti ve yetkilileri müteakip zamanlarda bu saldırılardan duydukları rahatsızlık ve kaygıları Türk muhataplarına aktarmışlardır.