Mesrur Barzani: "Göstericiler roket ve silahlarla hak talebinde bulunmaz"

Başbakan Mesrur Barzani, Şengal Anlaşmasının kapsamında bölgeden çıkarılması gereken güçlerin hala yerinde olduğunu belirterek, “Malesef hala yasal olmayan güçler bölgede bulunuyor ve bu konuda sorumluluk Bağdat hükümetine düşüyor” dedi.

Mesrur Barzani: "Göstericiler roket ve silahlarla hak talebinde bulunmaz"

 Başbakan Mesrur Barzani, Şengal Anlaşmasının kapsamında bölgeden çıkarılması gereken güçlerin hala yerinde olduğunu belirterek, “Malesef hala yasal olmayan güçler bölgede bulunuyor ve bu konuda sorumluluk Bağdat hükümetine düşüyor” dedi.

Kürdistan Bölgesi Başbakanı Mesrur Barzani, Bakanlar Kurulu toplantısının ardından düzenlenen basın toplantısında Süleymaniye’deki gösteriler, Erbil-Bağdat ilişkileri, Şengal Anlaşması ve PKK’nin bölgedeki varlığı hakkında açıklamalarda bulundu.

Bugünkü Bakanlar Kurulu toplantısında Kürdistan Bölgesi’nde son günlerde yaşanan istenmeyen olayları ve Kürdistan Bölgesi ile Irak hükümetleri arasında süren müzakere sürecini ele aldıklarını belirten Barzani, “Kürdistan Bölgesi hükumeti olarak yaşanan sorunları çözmek, bu zorlu süreci atlamak için her türlü çabayı gösterdik. Diğer yandan Kürdistan Bölgesi halkının anayasal haklarının korunması amacıyla Irak hükümeti ile anlaşmaya varmak için her tülrü çabayı gösteriyoruz” dedi.

“Gösteriler yönlendirildi”

Kürdistan Bölgesi halkının meşru ve anayasal haklarını savuduklarını ve aynı zamanda sivil gösterileri desteklediklerini belirten Barzani, sözlerine şunları ekledi:

“Halkın özgür bir şekilde meşru taleplerini talep etmesini ve kendisini ifade etmesini doğru buluyoruz. Fakat malesef gördük ki dışarıdan müdahalşe eden birilerinin eliyle gösterilerin gidişatı değiştirildi ve şiddet olaylarının cereyan etmesine sebebiyet verildi. Kürdistan Bölgesi hükumeti olarak halkın ve ve bu ülkenin güvenliğini ve istikrarını sağlamakla sorumluyuz. Tüm değerli vatandaşlarımızdan bu tehlikeli durumun farkına varmalarını istiyorum.

Meşru taleplerde bulunanların kime talepte bulunduklarını iyi bilmeleri gerekiyor. Hakkının çiğnendiğini veya maaşı ödenmediğini belirtiyorsa bunu kimden talep edeceğini bilmelidir. Fakat gördüklerimiz bu  gerçeklerden uzaktır. Göstericilerin arasına karışan bazı kişlerin gösterileri saptırdığını görüyoruz. Sizlerin de gördüğü gibi resmi kurumlara, partilere, hizmet kuruluşlarına saldırıldı.

Bu hükümet herkesin hükümetidir.Hükümet herkesten çok halkındır. Ancak Kürdistan’ın statükonusunu yok etmek isteyen hasımlar var. Bu kişilerin saldırarak göstericilerin haklı taleplerine müdahale etmesine izin vermeyeceğiz. Çünkü gösterilerin saldırıya çevrilmesi, halkın mal ve mülkünün yağma ve talan edilmesi, her şeyden önce göstericilerin ve halkın haklarının ihlalidir.

Tüm partilerin binalarına saldırılmıştır. Yani saldırı sadece hükümete karşı değildir. Saldırılar binlerce şehidin kanı ile elde edilen bu statünün yok edilmesine yöneliktir. Sosyal medyada ve televizyonlarda izlediğimiz şiddet görüntüleri, şehit kardeşine saldırmak reform getirmez, maaş getirmez. Okullara saldırıp yapmak göstericilerin işi değil, gösterileri yolundan çıkaranların işidir. Elektirk dairesine, polis binasına ve hizmet kurumlarına saldırmak Kürdistan halkının çıkarlarına hizmet etmiyor.

Peki kim bunlar? Şiddete kalkışanların Kürdistan Bölgesi’ne dışardan gelenler olduğunu biliyoruz. Peşmergeler kanas ile silahıyla şehit ettiler. Parti binalarına roketlerle, el bombalarıyla saldırdılar. Göstericiler roket ve silahlarla hak talebinde bulunmaz. Yani bu gerçek ispat oldu ki bunu yapanlar göstericiler değil. Bunlar halkın kazanımlarını hedef alanlardır. Bu tür eylemlerin önüne geçmek hepimizin görevidir. Biz halkımızın haklarını elde edebilmesi için gecemizi gündüzümüze katıyoruz.”

“Sorun sadece maaşlar değil, kimliğimiz ve statümüzdür de”

Hükümet olarak Kürdistan Bölgesi halkının mali ve anayasal haklarının karşılanması için üzerlerine düşen her türlü görevi yerine getirdiklerine dikkat çeken Barzani, bu konuda Irak hükümetine hiçbir bahane bırakmadıklarını söyledi.

Başından beri Bağdat’taki hükümetlerle en uygun şekilde anlaşma sağlanması için görüşmeler gerçekleştirdiklerini ifade eden Barzani, “Fakat sorunumuz sadece maaşlar ve mali haklar değil. Sorunumuz toprak sorunu, kimliğimiz, anayasanın ugulanması, halkımızın meşru haklarıdır ki maalesef şu ana kadar da bazı bölgelerde Kürdistan halkının toprakları işgal ediliyor. Göstericiler arasına karışıp provakasyon yapanların bu duruma karşı tavır alması gerekiyordu” dedi.

Bağdat hükümetinin yıl başından beri sadece 6 aylık memur maaşlarını gönderdiğini anlatan Barzani, bu meblağın da tamamının değil, kesilerek gönderildiğini söyledi.

Barzani, Kürdistan Bölgesi hükümetinin petrolü iade etmediği yönündeki iddiaların doğru olmadığını, bu konuda Bağdat’ın üzerine düşeni yapmadığını, her defasında farklı bir gerekçe ile ödenmesi gereken memur maaşlarını ödemediğini vurguladı.

 “Türkiye ile 50 yıllık anlaşma doğru değil”

Türkiye ile 50 yıllık petrol anlaşması yapıldığı yönündeki iddiaların doğru olmadığını belirten Barzani, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Bağdat tarafından Kürdistan Bölgesi’nin bütçesi kesildikten sonra önceki hükümet memur ve çalışanların maaşlarını ödeyebilmek için mecburen petrol ihraç etme kararı aldı. Bu temelde Türkiye toprakları üzerinden ihrac edilerek yabancı bir firmaya satılması kararı alındı. Kürdistan Bölgesi petrolünün Türkiye’ye verilmesi karşılığında bri anlaşma yoktur, anlaşma petrolün Türkiye toprakları üzerinden ihraç edilmesidir. Bu anlaşma Kürdistan Bölgesi’nin anayasal hakkıdır. Irak Anayasası’na göre anaysa kabul edildikten sonra bulunan ve çıkarılan petrolün satışı Kürdistan Bölgesi’nin hakkıdır.”

Başbakan Mesrur Barzani, açıklamalarının ardından gazetecilerin sorularına yanıt verdi.

Rûdaw muhabiri Senger Abdurrahman’ın sorusuna yanıt veren Barzani, hükümet heyetinin Bağdat’a 2021 bütçesini görüşmek üzere gideceğini söyledi.

Barzani, “Bu preje önce Bakanlar Kurulu’nda kabul edilmeli. Daha sonra Parlamentoya havale edilecek. Kürdistan Bölgesi olarak top bizim sahamızda değil. Biz 2021 bütçesinin hazırlanması konusunda üzerimize düşenleri yerine getirdik” dedi.

“Şengal’den çıkarılması gereklenler çıkarılmadı”

Erbil ile Bağdat arasında imzalanan Şengal Anlaşmasına ilişkin de konuşan Barzani, "Şengal Anlaşması'nın uygulanmasını bekliyoruz ancak henüz uygulamaya konulmadı. Yapılan sadece bazı askeri güçlerin bölgeye gönderilmesiydi. PKK ve ona bağlı hiçbir güç Şengal’den çekilmedi. Sadece birkaç saatliğine çekilip ardından kıyafet değiştirerek geri döndüler. Aksine sayıları daha da arttı” dedi.

Bölgedeki silahlı grupların Suriye’den gelen silahlı güçlerle daha kalabalık olduğuna dikkat çeken Barzani, konunun hassas olduğunu ve Bağdat hükümetinin anlaşmanın gereklerini yerine getirme konusunda üzerine düşeni yapmasını beklediklerini söyledi.

Barzani, “Şu ana kadar da bölgeden çıkması gereken yasal olmayan güçler hala orada bulunuyor. Anlaşma şu şekildeydi; 2 bin 500 kişilik bir güvenlik gücü oluşturulacak, bunlardan bin 500’ü şu an kamplarda olanlardan ve bin kişi de oraya yerleşnlerden olacaktı. Fakat şu an malesef orada olan silahlı güçler hala yasal olmayan güçlerdir ve çıkarılmaları konusunda ciddi bri adım atılmamıştır. Onları oradan çıkarmak Irak hükümetinin görevidir” diye konuştu.

“PKK dağlarımızın bile ismini değiştirdi”

PKK’nin Kürdistan Bölgesi’ndeki varlığı hakkında sorulan bir soruya yanıt veren Barzani, Raperinden önce Baas rejimi tarafından yaklaşık 4 bin 500 köy ve yerleşim yerinin yıkıldığını, daha sonra Kürdistan Bölgesi hükümetlerinin bu köyleri yeniden inşa etmeye başladığını anlattı.

Barzani, şöyle devam etti:

“Malesef sınır bölgesinde yaklkaşık 700 köy PKK’nin varlığı ve bombardımanlar nedeniyle inşa edilemedi. PKK’nin engellemeleri nedeniyle diğer 139 köy daha boşaltıldı. Hiçbir şekilde bu Kürdistan halkının ve tecrübelerinin hizmetinde değil. Sadece bu da değil, yerleşim yerlerimizin, dağlarımızın ismini de değitirmişler. Kürdistan Bölgesi ve Irak’ın tümünde Kürdistan bayrağının yasaklandığı tek yer PKK’nin hakimiyetindeki bölgelerdir. Onlar kendilerini misafir değil, iktidarın alternatifi gibi tanımlıyor. Bu bir parçasıdır. Diğer bölgelerde de Pelkane (Kerkük) gibi, hükümet müesseselerinin (Irak hükümeti) desteği ile Kürt halkının evleri, köyleri, tarlaları işgal ediliyor.

Bu nedenle dedik sorunumuz sadece maaş sorunu değil, tüm bu anlattıklarımız önemli sorunlardır ve bize unutturulmak isteniyor. Maaşları öne alarak toprak, kimlik, tartışmalı bölgeleri, siyasi güvenliğimizi ve istikrarımızı unutmamızı istiyorlar. Kürdistan Bölgesi hükümeti olarak herşeyden önce Kürdün Kürtle karşı savaşına karşıyız. Ama bu da istismar edilmemelidir. Tüm gücümüzle meşru olmayan bir tarafın hükümetin alternatifi olmasına izin vermeyeceğiz. Kimsenin Kürdistan halkının iradesi ile seçilen hükümete alternatif olmasına müsaade etmeyeceğiz. Kendi vatandaşlarımızı korumalıyız, evlerine dönmek her vatandaşın hakkıdır, bunun için elimizden geleni yapacağız. Hem günlük yaşamın idame ettirilmesi için altyapı çalışmalarımızı yürüteceğiz, bir yandan da karşıt planların başarısız olması için çalışacağız.  Bir daha halkımızın bunun bedelini ödemesine izin vermeyeceğiz.”   / Rudaw