Mithat Sancar: 'Suriye’de Kürtler özgürlükleri için bir araya geldiler'

Mithat Sancar: 'Suriye’de Kürtler özgürlükleri için bir araya geldiler'

Rojava’da Kürt siyasi partileri arasındaki birlik anlaşmasına ilişkin açıklamada bulunan HDP Eş Genel Başkanı Mithat Sancar, “ İnanıyorum ki Kürt halkının temsilcileri varlık, hak ve kimlik mücadelesinde çok daha büyük adımlar atacaklar” dedi.

Partisinin grup toplantısında konuşan Sancar’ın açıklamaları şöyle:

Suriye’de Kürtler varlıkları, onurları, özgürlükleri için bir araya geldiler, ne iyi ettiler

Bakın Suriye'de çok sayıda Kürt partisi, uzun bir diyalog sonucunda büyük adım attılar. Niye yaptılar bunu? Çünkü varlıklarına yönelen bir tehdit var, saldırı var. Varlıklarını, kimliklerini, haysiyetlerini korumak için bir araya geldiler. Ne güzel yaptılar. 

Kürt halkının birlik iradesine bomba yağdırıyorlar

Haksızlığa adaletsizliğe uğrayan her kesim buradan ilham almalıdır. Bir araya gelmeyi becerebilmemiz lazım. Buna bile iktidar ortakları etmedik laf bırakmıyorlar. Kürtler bir araya gelemezmiş gelseler suç işlerlermiş gibi sözler sarf ediyorlar. Söz sarf etmekle kalmıyorlar, bu birlik iradesine gölge düşürmek, korku salmak için bombalar yağdırıyorlar. Ama ben inanıyorum ki Kürt halkının temsilcileri varlık, hak, kimlik ve haysiyet mücadelesinde, bu yolda çok daha büyük adımlar atacaklardır ve bütün ezilenlere örnek olacaklar. 

Göz göre göre yargıyı kullanarak Demirtaş’ı rehin tutuyorlar

Bugüne kadar yargı eliyle sahneye konulan oyunlar, akla ziyan denecek kadar komik, absürt ve tehlikeli. Göz göre göre, herkesin gözü önünde, hiç sakınmadan büyük bir pervasızlıkla yargı mekanizmasını kullanarak Selahattin Demirtaş’ı içeride siyasi rehine olarak tutmaya devam ediyorlar. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi karar veriyor, onu boşa çıkarmak için yeni bir operasyon yapıyorlar. Bir mahkeme tahliye kararı veriyor, başka bir mahkeme daha o kararın mürekkebi kurumadan yeni bir tutuklama kararı veriyor. Anayasa Mahkemesi karar veriyor, bin dereden değil bir milyon dereden su getiriyor 'nasıl olur da AİHM’in gözünü boyarım ama bu arada da nasıl Demirtaş’ı içeride tutarım' diye. İşte böyle bir yargı ile karşı karşıyayız. Adalet, böyle bir yargının ezdiği o yüce değer hepimizi derinden yaraladığı için itiraz ediyoruz.

HDP’den, Selahattin Demirtaş’tan, Figen Yüksekdağ’dan korkuyorlar

Peki, bu kadar oyunun sebebi nedir Selahattin Demirtaş operasyonunda? Korku, yine korkuyorlar. Güçlü itiraz eden her sesten korkuyorlar. İnançlı yürüyen herkesten korkuyorlar. Tabii ki HDP’den korkuyorlar, HDP’nin birikiminden korkuyorlar. Tabii ki Selahattin Demirtaş’tan korkuyorlar, Figen Yüksekdağ’dan korkuyorlar. Şu an rehin tuttukları binlerce yoldaşımızdan korkuyorlar. Ama hatırlatmama gerek olmayan, hepimizin bildiği bir atasözü var: Korku ecele fayda getirmez. Sadece ruhları kemirir, içine girdiği yapıyı bitirir. 

Bu korku onları bitirecek 

İşte bu korku onları bitirecek. İşte bu korku; hepimizin iradesiyle, adalet isteyen demokrasi isteyen özgürlük isteyen herkesin iradesiyle sandıklarda onları bitirecek. O nedenle bizler durmadan bir demokrasi ittifakı çağrısı yapıyoruz. Bütün bunlar ancak birlikte mücadeleyle durdurulabilir. 

Gazeteciler iktidarı rahatsız ettikleri için uyduruk iddianamelerle yargılanıyor

Yargının durumunu özetlemek için çok örnek verilebilir. Mesela yarın gazetecilerin duruşmaları var, uyduruk iddianamelerle, sadece iktidarı rahatsız ettikleri için gözaltına alındılar, tutuklandılar. Cezaevlerinde binlerce siyasetçi var, çoğu bizim arkadaşımız, onlarca yüzlerce aydın var, gazeteci, akademisyen var. Bu örnekleri çoğaltabiliriz ama bir tanesi o kadar çarpıcı ki, diğerlerini uzun uzun açıklamaya gerek bırakmıyor. O da sevgili Selahattin Demirtaş'ın dosyasıdır. 

İktidar haktan-hukuktan, itirazdan korkuyor; herkesi terörist ilan ediyor

Bu engellemelerin, iktidarın bizi engellemek için yaptıklarının gösterdiği çok temel bir husus var. O da korkudur. İktidar korkuyor. İktidar itirazdan korkuyor, hak arayışından korkuyor. İtiraz eden herkesi hain, hak arayan herkesi terörist ilan ediyor. Korkunun bundan açık ifadesi olabilir mi? Bir ülkenin yüzde 60-70 nasıl oluyor da terörist olarak damgalanabiliyor. Bu halktan korkunun açık itirafıdır. Bu iktidar halktan korkuyor, bu iktidar halktan korkuyor. O nedenle sokağa çıkan herkesi, itiraz eden herkesi boğmak için elinden gelen her şeyi yapıyor. 

‘Kaynaklar savaşa ayrılmasın diye yürüdük’

Biz demokratik ve özgür bir gelecek için yürüdüğümüzü söylediğimizde esas bugünün gençlerine, yarını özgür bir şekilde verebilmek inancımızı dile getirmiştik. O istediğimizi hedefimizi dile getirmiştik. Toplumun kaynaklarını savaşa ve yandaşa değil gençlere ayrılması için yürüdük. Savaşa yapılan her yatırım, gençlerin geleceğine konan ipotektir, atılan her bomba, alınan her silah, gençlerin geleceğinde çalınmaktadır. O nedenle savaşa karşı yürüyoruz dediğimiz de tam da gençlerin özgür ve demokratik barış içinde bir gelecekte yaşamlarını istediğimizi ortaya koymuş olduk. Bombalara kurşunlara ranta talana değil eğitime işe aşa kaynak yatırılması içindir.

 

haberin devamı için tıklayın