HDP'li belediyelere atanan kayyumlar AKP'de kriz yarattı

HDP'li belediyelere atanan kayyumlar AKP'de kriz yarattı

AKP'den ayrılan Ahmet Davutoğlu'nun yeni parti kurmasıyla beraber, AKP içerisinde tartışmalar da yoğunlaşmaya başladı. Bu konulardan biri de Kürt illerindeki AKP oylarının kaderi. Habertürk yazarı Muharrem Sarıkaya, AKP'nin bölge sosyolojisini bilen isimlerinin, seçmende 'Verdiğim oy boşa gidiyor, demek demokratik yoldan mücadele olmuyormuş' duygusunu gözlemlediğini yazdı.

Hükümete yakın gazetelerden Habertürk'ün köşe yazarı Muharrem Sarıkaya bugünkü "Kayyum ile gidenler" başlıklı yazısında, kayyımların dolaylı olarak AKP seçmenini sandıktan soğuttuğunu yazdı. 

Sarıkaya'nın Habertürk'teki yazısından ilgili bölüm şöyle:

Sarıkaya, doğu illerini bilen AKP'lilerin 'partinin bir an önce kapsayıcı, özgürlükçü politikaya geçmesi gerektiğini her ortamda dile getiriyorlar' dediğini aktardı. 

HDP'li belediyelere atanan kayyımların AKP'de tartışma yarattığını ifade eden Sarıkaya'nın yazısındaki ilgili kısım şöyle:

"Son görevden almalarla birlikte Güneydoğu’nun bazı illerinde HDP’den seçilmiş belediye başkanı neredeyse kalmadı.
Ya da bu hızla giderse kalmayacak.
Muş bunun en iyi örneği…

Kentin 6 ilçesinden Bulanık ve Varto ile 17 ilçesinden Erentepe ve Altıova’da sandıktan HDP çıkmıştı.
Önceki gün itibarıyla iki ilçe ile Erentepe belde başkanları görevden alınıp yerlerine kayyum atandı; HDP sadece Altıoava’da kaldı. Bölgenin diğer illerinde durum farklı değil.

Şurası kesin ki terör ile bağı, ilişkisi olan birinin görevden alınması kaçınılmaz... Ancak seçime girerken sicilinin temiz olduğuna hükmedilmiş birini 8 ay geçtikten sonra eski soruşturmaları gerekçe yaparak görevden almanın seçmen üzerinde yarattığı etkiyi de düşünmek gerekir. Nitekim bir süredir AK Parti kadar, HDP de bunu tartışıyor.

Yeni Aktörler

AK Parti’nin bölgenin sosyolojisini bilen isimlerinin meseleye bakışı şu an uygulanan politikadan oldukça farklı. Bazılarının bölgede yıllardır PKK terörü ile kıran kırana mücadele eden isimler olduğunu da belirteyim. Son dönem yeniden artan kayyum atamalarının seçmende, “Verdiğim oy boşa gidiyor, demek demokratik yoldan mücadele etmekle olmuyormuş” duygusuna yol açtığı inancındalar. Bu duygunun AK Parti için sağlıklı sonuç getirmeyeceği görüşündeler. Bundan dolayı partinin bir an önce “güvenlikçi ve milliyetçi siyasetten çıkıp, yüzde 80’in bulunduğu kapsayıcı, özgürlükçü politikaya geçmesi gerektiğini” her ortamda dile getiriyorlar…

Meclis De Kapanıyor

İktidar açısından sorun bu noktada bitmiyor. Çünkü terör gerekçesiyle görevden alınan başkanının yerine kayyum atanan belediyelerin hemen hepsinde belediye meclisleri de görev yapamaz durumda. Yani AK Parti’den seçilmiş belediye meclisi üyeleri de işlevsiz kalmış durumda. Bu da ister istemez az da olsa AK Parti seçmenini de sandıktan soğutuyor.

“Sandıkla hak alma süreci bitti, oy vermeyeceğim…” veya “Bu kez HDP’ye oy vermeyeceğim; AK Parti ve MHP dışında hangi parti öndeyse ona yüklenip kazanmasını sağlayacağım…” seslerinin yükseldiğine tanıklık ediliyor.

Belki HDP’nin oy kaybına uğramasında iktidar faydacı yön bulabilir. Ancak demokratik sürece inancı kaybolup, radikalleşmeye yönelmiş kesim sorun üretir.

Ayrıca İstanbul seçiminde olduğu gibi oylarını CHP veya yeni kurulan partilerden birine boca etmiş Doğu, Güneydoğu seçmeni de can yakar…

Özellikle de muhafazakar ve liberal Kürt seçmenle arası iyi olan Ahmet Davutoğlu ve Ali Babacan’ın da bu kesime yoğunlaşacağı dikkate alındığında…

Böyle bir zemin HDP ile AK Parti arasında paylaşılan sahneye yeni oyuncuların rahat girmesinin önünü açar."

Yazının devamı için tıklayınız.