Türkiye'nin güvenli bölge talebine Rusya'nın yaklaşımı nasıl olacak?

Türkiye'nin güvenli bölge talebine Rusya'nın yaklaşımı nasıl olacak?

Rusya Dışişleri Bakanlığı, Rusya'dan bir grup yetkilinin Şam'da Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad ile görüşmesine dair bir açıklama yayımladı.

Açıklamada Şam’daki görüşme esnasında, Fırat’ın doğusunda yer alan topraklardaki durumun uzun süreli olarak istikrara kavuşturulmasının yolunun, ‘tüm Suriye topraklarının Suriye hükümetinin kontrolü altına alınmasından geçtiğine ilişkin ortak görüş’ vurgulandı.

Türkiye ve ABD arasındaki mutabakatın ardından gözler Rusya ve Suriye rejimine çevrilmişti. Erdoğan, Salı günü Soçi'de Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'le görüşecek ve Türkiye'nin bu bölgelerde de güvenli bölge kurma talebini iletecek.

Görüşmede Rusya'nın yaklaşımının ne olacağı merak konusu. BBC Türkçe'de Rusya'nın yaklaşımının ne olacağı Rus uzmanlara soruluyor.

Rus Diplomatlar Birliği Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Andrey Baklanov, "Güvenli bölge oluşturmak iyi bir fikir değil" diyor:

"Rusya'nın sınırın geri kalanında da güvenli bölge oluşturmak isteyen Türkiye ile görüşeceği söyleniyor. Bu durum yeni bir savaşın başlangıcı bile olabilir. Başka seçenekler olmalı. Türkiye güvenli bölge istiyorsa kendi topraklarında oluşturabilir, başka bir ülkenin topraklarında olması sadece Suriye ve Türkiye için değil, tüm bölge için tehlikeli.

"Türkiye'nin bazı güvenlik endişeleri var ve biz buna saygı duyuyoruz. Ancak burada güvenliği sağlamanın yolu Suriye ve Rus ordularının da sınırda olması olabilir. Sayın Erdoğan'ın önerdiğinden çok daha iyi bir fikir olabilir bu."

Kremlin'le olan yakın ilişkileriyle bilinen Moskova merkezli Valdai Club adlı düşünce kuruluşunda Ortadoğu Uzmanı olarak çalışan Baklanov, Suriye hükümeti ile SDG arasında varılan anlaşmanın sadece belirli bir bölgedeki güvenliği sağlamaya odaklandığını söylüyor:

"Bundan sonrası için Rusya'nın ve hatta İran'ın da katılımıyla bazı düzenlemeler yapılabilir. Türkiye'nin tek taraflı olarak bazı taleplerde bulunması yerine Astana deneyiminden yararlanılması çok daha faydalı olur."

Rus Ortadoğu Uzmanı Andrei Ostalsky de, Putin'in gündeminde Ortadoğu'daki gücünü artırmak ve bunu iç politikada kullanmak olduğunu söylüyor:

"Rusya son dönemde Esad'ın pozisyonunu güçlendirecek her fırsatı kullanıyor. Putin çok başarılı bir teknokrat ama bir strateji uzmanı değil, şimdi sahada ne olup bittiğine bakacak, gelişmeleri kendi hedefleri için kullanabilir mi, kullanabilirse bunu nasıl yapabilir, onu planlayacak. Kendi hedefleri derken, Şam'ın pozisyonunu güçlendirmekten bahsediyorum. Çünkü bu durum, Putin'in Rusya içindeki gücünü de artıracak. Buna bir halkla ilişkiler çalışması da diyebiliriz. 

Rusya'nın bölge için ne kadar önemli olduğunu, Ortadoğu'da Amerika'nın yerini aldığını, diğer ülkelerin ne yapmak isterse istesin Rusya'yla koordinasyon kurmak zorunda olduğunu Rus seçmenin görmesini istiyor."

Ostalsky'ye göre Putin, daha fazla çatışma istemiyor. Oluşturmak istediği imaj "Ortadoğu'ya barış getiren lider." Bu sebeple de hem Erdoğan'ı hem Esad'ı memnun edecek bir yaklaşım benimseyecek.

Şam'ın pozisyonu güçlendirmek için de, Ankara'nın istediği "tüm sınırda güvenli bölge" yerine sınırda Suriye ordusunun kalmasını tercih edecek olan Putin, Erdoğan'la ters düşmemek için bir orta yol arayacak: 

"Esad'ın mümkün olduğu kadar fazla toprağa hâkim olacağı, Erdoğan'ın da kabul edeceği bir uzlaşma arayacak. Bu arada Şam ve Ankara'nın açıkça görüşmesi için her türlü imkanı zorlayacaktır ama bu şimdilik zor görünüyor. Tabii bölgeye barış getiren lider olmak istediği için bu iki ülke arasındaki herhangi bir çatışmaya izin vermez."

Ostalsky, Putin'in, YPG'yi de kontrol altında tutmak isteyeceğini ve bunun da Erdoğan'ı memnun edeceğini söylüyor:

"Putin, hem Kürtlerle güven ilişkisi kurmak hem de Erdoğan'la iyi ilişkisini sürdürmek istiyor. Bu sebeple Erdoğan'la nasıl bir uzlaşmaya varabileceğine bakacak. Bir yandan da Şam'ın pozisyonunu güçlendirmek için, zaten YPG'nin ayrı bir silahlı güç olarak kalması onu memnun etmez. Bunun yerine Suriye ordusuna katılmasını ve böylece ülkedeki tüm silahlı güçlerin Esad'ın kontrolünde olmasını ister."