Al Monitor: BAE Suriyeli Kürtler üzerinden Türkiye’yi sıkıştırmaya çalışıyor

Al Monitor'da Samuel Ramani imzasıyla yayınlanan "BAE Suriyeli Kürtler üzerinden Türkiye’yi sıkıştırmaya çalışıyor" başlıklı bir analizde Türkiye'ye karşı SDG'yi destekleyen BAE'nin bu çabaları mercek altına alındı.

Al Monitor: BAE Suriyeli Kürtler üzerinden Türkiye’yi sıkıştırmaya çalışıyor

Al Monitor'da Samuel Ramani imzasıyla yayınlanan "BAE Suriyeli Kürtler üzerinden Türkiye’yi sıkıştırmaya çalışıyor" başlıklı bir analizde Türkiye'ye karşı SDG'yi destekleyen BAE'nin bu çabaları mercek altına alındı.

Birleşik Arap Emirlikleri’nin (BAE) Dış İlişiklerden Sorumlu Devlet Bakanı Enver Gargaş 30 Ocak’ta Türkiye’nin kuzeydoğu Suriye’de tampon bölge kurma planlarını kınarken Ankara’nın Suriyeli Kürtleri tecrit etme gayretlerinden hem BAE’nin hem ABD’nin endişe duyduğunu söyledi.

Ankara’nın Kürt milliyetçiliği ile terörü eşdeğer tutmasına tepki gösteren Gargaş, Suriye’de İslam Devleti’nin (IŞİD) mağlup edilmesinde Kürt milislerin yapıcı rolünü vurguladı.

Bakan’ın Kürt milliyetçisi güçlerle dayanışma göstermesi, BAE’nin Suriye’de Türkiye’nin nüfuzunu baskılama ve Suriye meselesinin çözümünde önemli bir yer edinme isteğini yansıtıyor.

Türkiye’nin kuzeydoğu Suriye’deki savaşçı tutumuna BAE’nin tepki göstermesi, iki ülke arasında süren daha geniş çerçeveli çekişmeden kaynaklanıyor.

Bu çekişmeyi, Türkiye’nin Katar’la ortaklığı, Müslüman Kardeşler’le yakınlığı ve Afrika Boynuzu’ndaki rakip menfaatler tetikledi.

Bu konularla başlayan gerilim, Türk Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın BAE’yi 2016’daki darbe girişimini desteklemekle suçlamasından sonra sürekli olarak yükseldi.

Türkiye-BAE çatışmasında Suriye ilk başlarda tali bir konumdaydı. İki ülke arasındaki jeopolitik çekişmenin Suriye’ye uzandığı Ocak 2018’de su yüzüne çıktı. Abu Dabi o günlerde Zeytin Dalı Harekâtı ile Kürt ağırlıklı Afrin bölgesine askeri müdahale başlatan Türkiye’yi sert bir şekilde eleştirdi.

ABD’nin IŞİD’e karşı SDG’yle yakın işbirliği yapması ve aynı zamanda Esad’ı devirmek istemesi, savaş süresince SDG-Şam işbirliğini büyük ölçüde engelledi. Şimdi ABD’nin yakında çekilecek olması Esad’la SDG’yi Türkiye’nin müdahale tehdidine karşı yan yana hizalanmaya itiyor.

BAE bu durumdan yararlanarak Kürt meselesini hızlı bir şekilde çözmek istiyor. Zira bu meselenin çözümü BAE’ye, İran ve Türkiye’nin Suriye’deki nüfuzuna karşı çifte çevreleme stratejisi izleme imkânı veriyor.

BAE, ABD’nin çekilmesine hazırlık olarak SDG’yi silahlandırarak ve bu arada Esad yönetimiyle, çatışmaların hızla bitirilmesini gerektiren yeniden inşa süreci için yardım programları görüşerek iki yönlü teşvikte bulunuyor:

Kürtleri enerjilerini Türkiye’yle mücadeleye odaklamaya, Esad’ı ise SDG’nin ele geçirdiği bölgeleri zor kullanarak geri almamaya teşvik ediyor.

Suriye savaşını izleyen pek çok analistin gözden kaçırdığı BAE-SDG ilişkisi, Abu Dabi’nin Türkiye’yi sıkıştırma çabalarını artırma isteğini ve Suriye savaşında arabulucu olma arzusunu yansıtıyor.

Esad ve SDG’yle ilişkilerini eş zamanlı güçlendirmeye devam eden BAE, Suudi Arabistan’ın gölgesinden kurtulmak ve Suriye’de önemli bir diplomatik aktör olmak için iyi bir konum yakalamış durumda.

Analizin tam metnini okumak için tıklayın.