Ahmet Kaya, 18 yıl önce bugün aramızdan ayrıldı,ölümünün 18. yıldönümünde rahmet ve özlemle anıyoruz...‬

ugün halen şarkıları en çok dinlenen sanatçılardan olan protest müziğin önemli isimlerinden Ahmet Kaya’nın ölümünün 18. Yılı. Ahmet Kaya, 16 Kasım 2000 yılında Hoşçakalın Gözüm isimli albümünün kayıtlarını yaparken, Paris'in Porte de Versailles semtindeki evinde bir gece kalp krizi sonucu hayatını kaybetti. 17 Kasım 2000'de 30.000'in üzerinde kişinin katıldığı törenle Paris'in Peré Lachaise mezarlığına defnedildi.

Ahmet Kaya, 18 yıl önce bugün aramızdan ayrıldı,ölümünün 18. yıldönümünde rahmet ve özlemle anıyoruz...‬

ugün halen şarkıları en çok dinlenen sanatçılardan olan protest müziğin önemli isimlerinden Ahmet Kaya’nın ölümünün 18. Yılı.  Ahmet Kaya, 16 Kasım 2000 yılında Hoşçakalın Gözüm isimli albümünün kayıtlarını yaparken, Paris'in Porte de Versailles semtindeki evinde bir gece kalp krizi sonucu hayatını kaybetti. 17 Kasım 2000'de 30.000'in üzerinde kişinin katıldığı törenle Paris'in Peré Lachaise mezarlığına defnedildi.

Ahmet Kaya kimdir?

Kaya, 1957 yılında Malatya'ya göç etmiş olan bir ailenin beşinci çocuğu olarak doğdu. Babası Sümerbank mensucat fabrikasında çalışan bir işçiydi. İlkokulu Malatya'da okudu. Müzikle altı yaşında babasının hediye ettiği bağlama ile tanıştı.  Okuldan geri kalan zamanlarında plak ve kaset satan bir dükkânda çalışmaya başladı. Ailesinin geçim sıkıntısı çekmesi nedeniyle 1972'de İstanbul Kocamustafapaşa'ya göç ettiler ve okulu bırakmak zorunda kaldı. İşportacılık ve çeşitli işyerlerinde çıraklık yaptı. Bu dönemde küçük bir yerleşim yerinden büyük bir şehre taşınmanın ve alışmanın sıkıntılarını yaşadı. Bu sıkıntılarını bir belgeselde şöyle dile getirdi:

“Onlarla konuşmuyordum; çünkü onlarla konuşamıyordum. Giyimleri başkaydı, konuşmaları başkaydı. Onlar gibi konuşmaya çalışıyordum. Mesela terziye gidip onlar gibi pantolon diktirmeye filan başlamıştım. Terzinin yaptığı pantolonların üzerime uymadığını görüyordum. Onlara yakışıyordu bana yakışmıyordu. Bir kız vardı bizim okulda; herkesin bir aşkı vardır, çocukluk aşkı. Bir gün gittim dedim ki: 'Biraz seninle konuşak beş dakika, kaçıyorsun hep...' Bana dedi ki: 'Rica ederim.' Öyle bir ağrıma gitti ki: 'Ben de sana rica ederim,' dedim.. Ben o zaman anlamını bilmiyordum, yani onu bir küfür zannettim.”

16 yaşında tutuklandı

On altı yaşında yasadışı afiş basmaktan tutuklandı. Daha sonra birkaç arkadaşıyla birlikte Halk Birimleri Derneği'nin çalışmalarına katıldı. Bu çalışmaları sırasında çeşitli etkinliklerde bağlama çalmaya devam etti. Boğaziçi Üniversitesi'nde yapılan bir etkinlikte Ruhi Su ile tanışma fırsatı buldu ve Mahsus Mahal isimli Ruhi Su türküsünü söyledi.  1978 yılında Gelibolu'da askerlik yaptı, bu arada askeri orkestrada müzik çalışmalarına devam etti. Askerlik dönüşü Emine Kaya ile evlendi ve 1982 yılında kızları Çiğdem doğdu.

İlk albümü ‘Ağlama Bebeğim’ 1985 yılında piyasaya çıktı

Askerden döndükten sonra Ahmet Kaya işsizlik sebebiyle ekonomik zorluklar çekti. Bu sırada eşi kendisinden ayrılır. Bu ekonomik sorunlarından kurtulmak umuduyla kendi deyimiyle "sistemin tersine hareket" ederek hapse girmeye çalıştı.

Albüm çıktığı yıl toplatıldı

Nihayetinde uzun uğraşılar sonucu çıkardığı ‘Ağlama Bebeğim’ albümünü 1985 yılında piyasaya çıktı. İstanbul Şan Tiyatrosu'nda küçük bir konser verdi. Ağlama Bebeğim albümü çıktığı yıl toplatıldı fakat daha sonra sansürü kaldırıldı. 1985'te ikinci albümü Acılara Tutunmak için birinci albümde olduğu gibi Değişim Stüdyosu'yla anlaştı. Stüdyonun sahibi, o sıralarda Metris Askeri Cezaevi'nde olan Selda Bağcan'ın kardeşi Sezer Bağcan'dı.

Cezaevinde tanıştığı 12 Eylül Darbesi mağduru Gülten Hayaloğlu ile Ahmet Kaya'nın tanışmasına aracılık eder. Albüm yayımlandıktan sonra evlendiler. Gülten Hayaloğlu hapishanede idam cezasına mahkûm olan Nevzat Çelik'in ‘Şafak Türküsü’ şiirini Ahmet Kaya'ya iletti. Böylelikle geniş kitlelerce tanınması sağlanan albüm, 1985 yılında yapılıp 1986'da piyasaya çıkan Şafak Türküsü oldu. Bu albümde aranjör Oğuz Abadan'la çalıştı ve hemen hemen tüm besteleri kendisi yaptı. Aynı yıl ‘An Gelir’ albümünü yayınladı. 1987 yılında kızı Melis doğdu.

Ahmet Kaya, Gülten Hayaloğlu ile evlendikten sonra kardeşi Yusuf Hayaloğlu ve şiirleriyle tanışır. Sözlerinin çoğunluğunun Yusuf Hayaloğlu'na ait olduğu ‘Yorgun Demokrat’ adlı albümü 1987 yılında yayımlanır. 1988 yılında sadece iki şarkının söz yazarlığını Hayaloğlu'nun yaptığı ve diğer sözlerin tanınmış şairlerin şiirlerinden oluşan ‘Başkaldırıyorum’ albümü çıkar.

Ardından 1989 yılında sadece bağlama ve vokalin ile oluşturduğu konserlerinden bir derleme olan Resitaller-1 yayımlanır. Aynı yıl Osman İşmen'in düzenlemesiyle, sözlerinin büyük çoğunluğunu Hayaloğlu'nun yazdığı ‘İyimser Bir Gül’ albümü çıkar. 1990 yılında Resitaller-1'in devamı niteliğinde olan Resitaller-2 albümü yayımlanır. Aynı yılın Ekim ayında çeşitli şairlerin şiirlerinden oluşan ‘Sevgi Duvarı’ isimli albümünü çıkartır.

Konser yasakları başlar

‘Şarkılarım Dağlara’ albümü basılan 2.800.000 bandrolle rekor kırmıştır. Bu albümde yer alan ‘Özgür Çağrı’ isimli şarkıda geçen “Abin bir gün dağdan döner, sarılırsın yavrucağım” gibi sözler nedeniyle albümü toplatılır, Ahmet Kaya'nın konser vermesi yasaklanır.

Ahmet Kaya 1990 yılında Tatar Ramazan ve 1992 yılında Tatar Ramazan Sürgünde filmlerinin müziklerini yaptı. 1994 yılında prodüksiyonunu Gülten Kaya ve Yusuf Hayaloğlu'nun yaptığı, Kanal D'de yayınlanan Ahmet Abi'nin Vapuru programını yaptı. Bu program sadece 13 hafta sürdü.

"Bağlama böyle de çalınır"

Boğaziçi Üniversitesi'nde Ruhi Su ile tanışıp ‘Mahsus Mahal’ isimli türküyü çaldığı zaman, Ruhi Su bağlamanın bu şekilde, at teper gibi çalınmayacağını söyler. Yıllar sonra Ahmet Kaya bir konserinde bağlama çalarken bu olaya nüktedan bir gönderme yaparak "Bağlama böyle de çalınır" der.

10 Şubat 1999…

10 Şubat 1999'da Magazin Gazetecileri Derneği'nin Princess Otel kongre salonunda düzenlenen ödül töreninde yılın en iyi sanatçısı ödülünü aldı ve ödül konuşmasında: "Ben bu ödül için İnsan Hakları Derneği’ne, Cumartesi Anneleri’ne, tüm basın emekçileri ve tüm Türkiye halkına teşekkür ediyorum. Bir de bir açıklamam var: Şu anda hazırladığım ve önümüzdeki günlerde yayımlayacağım albümde bir Kürtçe şarkı söyleyeceğim ve bu şarkıya bir klip çekeceğim. Aramızda bu klibi yayınlayacak yürekli televizyoncular olduğunu biliyorum, yayınlamazlarsa Türkiye halkıyla nasıl hesaplaşacaklarını bilmiyorum." dedi. Bunun sözleri üzerine davetlilerin bir kısmı tepki gösterip, küfür etmeye ve kendisine çeşitli eşyalar fırlatmaya başladılar. Kaya, MGD görevlileri tarafından kongre salonundan yaşanan arbede sırasında dışarıya çıkartıldı.

Hürriyet hedef gösterdi, DGM’de dava açıldı

Bu olayın hemen sonrasında Ahmet Kaya'nın 1993 yılında Berlin'de Kürt İşadamları Derneği'nin düzenlediği bir gecede verdiği iddia edilen bir konsere ilişkin fotoğrafların Hürriyet Gazetesi'nde yayınlanması üzerine "Bölücü PKK örgütüne yardım ve yataklık yaptığı ve halkı ırk farklılığı gözeterek kin ve düşmanlığa tahrik ettiği" iddiasıyla hakkında İstanbul Devlet Güvenlik Mahkemesi'nde toplam 10.5 yıl ağır hapis istemiyle iki ayrı dava açıldı.

16 Haziran 1999'da Türkiye'den ayrıldı. Yargılamaların sonucunda gıyabında toplam 3 yıl 9 ay ağır hapis cezasına çarptırıldı. Daha sonra bu görüntülerin düzmece olduğu belirlendi.

16 Kasım 2000…

Ahmet Kaya, 16 Kasım 2000 yılında Hoşçakalın Gözüm isimli albümünün kayıtlarını yaparken, Paris'in Porte de Versailles semtindeki evinde bir gece kalp krizi sonucu hayatını kaybetti. 17 Kasım 2000'de 30.000'in üzerinde kişinin katıldığı törenle Paris'in Peré Lachaise mezarlığına defnedildi.

Ölümünden sonra albümleri yayınlandı

2002 yılında Ahmet Kaya'nın şarkılarını 20 ünlü sanatçının söylediği Dinle Sevgili Ülkem isimli bir albüm yapılmış , Magazin Gazetecileri Derneği'nin gecesinde duyurduğu Kürtçe Karwan (Kervan) parçasının ve klibinin de bulunduğu ‘Hoşçakalın Gözüm’, ‘Biraz da Sen Ağla’ albümü yayımlandı.

13 yıl sonra yeniden ödül

Haziran 2012'de Magazin Gazetecileri Derneği tarafından Ahmet Kaya Özel Ödülü verileceği açıklandı. İlk ödülü Kaya'nın bağlamacısı Ümit Yılmaz'ın alacağı söylendi.

Cumhurbaşkanlığı ödülü…

28 Ekim 2013-de 2013 Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Büyük Ödülleri’nde ‘müzik’ alanındaki ödül Ahmet Kaya'ya verildi. Ahmet Kaya’nın eşi Gülten Kaya sahneye çıktı ve yaptığı konuşmada şunları söyledi:

"Ahmet Kaya bu ülkenin itirazlarını cesurca dillendiren bir sanat adamıydı. Ve bu ödülün de en şaşırtıcı yanı bu oldu. Eşim Paris’te yaşadığı fiili sürgün zamanlarında sesini ülkesine duyurmak istemiş ve şöyle demişti:  'Dünyanın bütün dillerine ve ırklarına eşit mesafede duran ama bir kimlik belirtmek istediğinde Kürt asıllı Türkiye cumhuriyeti vatandaşıyım. Ben kendisine sadakat göstermesini isteyecek tüm sistemleri reddedecek kadar özgür biriyim.  Hukuk tarihi beni yargılayan ve bana ceza verenleri kendi gurur tablosuna tabi ki eklemeyecektir.'

Ben bu ödülü onun değerlerini ve onun gibi bu topraklarda incitilmiş, kırılmış tüm kadim kültürlerine eşim şahsında bir selam olarak algılayıp “aleykümselam” demeye geldim."