Bakırhan: Kazanacağımız 32 bölgeye kaçak seçmen yerleştirdiler

DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan DEM Parti İstanbul adaylarına ilişkin “Biz laf olsun diye değil, kazansınlar diye aday çıkardık” diyerek “Biri Edip Solmaz'ın biri Terzi Fikri'nin geleneğinden geliyor. İki arkadaşımız da bu yolları İstanbul'a taşıyacak birikime ve niteliğe sahiptir” ifadelerini kullandı.

Bakırhan: Kazanacağımız 32 bölgeye kaçak seçmen yerleştirdiler

DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan “Maaşlarını zengin kulüplerinden alanlar DEM Parti'ye, Kürt halkına rota çizmeye çalışıyorlar” dedi . Bakırhan “Bu yorumları yapanlar bilsin ki DEM Parti, Kürt halkı bu ülkenin en politik birikimine sahip partilileridir” ifadesini kullandı.

DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan partisinin haftalık grup toplantısında açıklamalarda bulundu.

DEM Parti'nin İBB adayları hakkında konuşan Bakırhan, "Biz laf olsun diye değil, kazansınlar diye aday çıkardık. İki arkadaşımız da öylesine gösterilmedi" dedi.

32 seçim bölgesinde 'kaçak seçmen' tespit ettiklerini dile getiren Bakırhan, "Kazanacağımız yerlerde milimetrik hesap yaptılar" dedi.

Kürt sorunun çözümü konusunda hükümeti de muhalefeti de eleştiren Bakırhan "Ankara'da kurt, Amed'de Kürt oluyorlar" diye konuştu. 

Bakırhan'ın konuşmasından öne çıkanlar şöyle:

"Yerel seçimlerde kilit bir konumdayız"

Günlerdir ülkemizde seçimler tartışılıyor ama basını takip ettiğimizde sanki sadece DEM Parti seçime girecekmiş gibi tartışılıyor. Bizi tartışmaları gayet normal çünkü genel seçimlerde ana muhalefet partisi olmaya aday bir partiyiz. Yerel seçimlerde kilit bir konumdayız. Her gün her ağzını açan DEM Parti'yi konuşuyor ama bizden kimse yok tabii, bizim adımıza konuşuyorlar. DEM Partinin bağımsız ve demokratik tercihlerini sorgulamaya kalkıyorlar. Bize ayar vermeye, bir çizgi belirlemeye çalışıyorlar. Bilmiyorlar ki biz yıllardır halkın işaret ettiği yolda yürüyoruz. Yürümeye de devam edeceğiz. Bunların bizim için bir anlamı yok.

DEM Parti'yi siyasi parti olarak değil de oy deposu olarak görenler kulaklarını iyice açsınlar,  üçüncü yolu neden kararlılıkla savunduğumuzu anlatmaya çalışacağız.

“Yarım bardak karton çay alınan bir ülkeyi yaratanlara lanet olsun”

 31 Mart'ta Türkiye'yi DEM'in renkleriyle boyayacağımıza emin olabilirsiniz. Türkiye'de başrolünde iktidar ve muhalefetin olduğu bir oyun oynanıyor. Halkın gerçek sorunları unutturulmaya çalışılıyor. Halk, bayat ekmek kuyruklarında yaşam mücadelesi veriyor, gençler göç yollarında gelecek arıyorlar, emekliler her gün başını yastığa aç koyuyorlar. Dünyanın hiçbir yerinde işçiler patronlardan daha çok vergi ödemiyor. Türkiye'de işçiler patronlardan daha fazla vergi ödüyor. Her yerde yolsuzluk, hırsızlık almış başını gidiyor. Millet az çorba yerine karton bardaklarda yarım çay almak zorunda kaldı. Yarım bardak karton çay alınan bir ülkeyi yaratanlara lanet olsun.

“Bunların tek derdi siyaseti dizayn ederek rant ve çıkar sağlamaktı"

Eş başkanımızla, milletvekillerimizle, parti yöneticilerimizle geçen hafta deprem bölgesini ziyaret ettik. Depremin olduğu gün gibi bir tablo vardı. Hala ağlaşan anneler, kardeşlerimiz var. Cenazelerini arayanlarla karşılaştık. Ciddi bir umutsuzluk var. Diğer taraftan ülkenin gündemi seçimken kendine muhalif diyen ama iktidara hizmet etmekten başka işe yaramayan tatlı su muhaliflerinin bir gün depremzedelerden , açıktan bahsettiğini göremezsiniz. Onların gündemi farklı. Yıkılan binalarla ilgili davalar neden sümen altı edildi? Bu sorular yorumcuların gündemi değil. 

Bunların tek derdi siyaseti dizayn ederek rant ve çıkar sağlamaktır. Sözde muhalif yazarlar yatıp kalkıp DEM Partiye hakaret ediyorlar. Kürt halkının meşru temsilcileri rehin alınıyor, belediyelerine kayyım atanıyor ama yine de kimseden çıt yok.

“Kürt sorunundaki çözümsüzlüğüne dair tek bir cümle duydunuz mu?”

Başta İstanbul olmak üzere her yerde adaylarımızı açıkladık. Büyük bir heyecan da yarattı. Açıklamadan hemen sonra aklı başkalarının kesesinde olanların paçalarının tutuştuğuna şahitlik ettik. Köşelerinde ekranlarda pespayece tutumlar içerisine girdiler. Biz de onlara diyoruz ki siz zamlara, hak gasplarına, yolsuzluklara, kayyımlara, kaçak seçmenlerine, Kürt sorunundaki çözümsüzlüğüne dair tek bir cümle duydunuz mu? Hayır duymadık, çünkü bunların derdi iktidarla ana muhalefetle birlikte Kürt halkını yine sömürge gibi yönetmektir.

“Bu sömürgeci aklı reddediyoruz”

Diyorlar ki oy hakkınız var ama istediğimiz adaya verin. Hükümet cephesi de diyor ki Kürtsünüz ama hakkınız yok, eşitiz, kardeşiz ama hakkınız yok. İşte bu sömürgeci aklı reddediyoruz. Kürt halkı bir yüzyıl daha sömürge olarak yönetilmeyecektir.

“DEM Parti ve Kürt halkı Türkiye'de siyasetin öznesidir”

Maaşlarını zengin kulüplerinden alanlar DEM Parti'ye, Kürt halkına rota çizmeye çalışıyorlar. Bunlara göre Kürt halkı yetersizdir. Bu yorumları yapanlar bilsin ki DEM Parti, Kürt halkı bu ülkenin en politik birikimine sahip partilileridir. Seçimde kendi gücümüze de yeterliliğimize de güveniyoruz. DEM Parti ve Kürt halkı Türkiye'de siyasetin öznesidir. Aday çıkarsak 'talimat aldı' diyorlar, çıkarmasak yine 'talimat aldı' diyorlar. Oysa çok iyi biliyorlar ki bir talimatı sırça saraylardan değil halktan alırız. Bu oyuna son vereceğiz. Siz aynı yolun yolcususunuz.

“DEM Parti'yi düzen partileriyle karıştırmasın”

Klavye delikanlıları, DEM Parti'yi düzen partileriyle karıştırmasın. Bizi konforlu odalarından klavye başında eleştiren kendileriyle karıştırmasınlar. Bizim attığımız her adımın bir bedeli var.

“İki arkadaşımız da öylesine gösterilmedi”

Aday çıkaracağımız yerlerde bugün, yarın son aşamaya geleceğiz. İstanbul eş başkan adaylarımızı açıkladık. Türkiye'nin kalbi İstanbul'da atıyor. İki arkadaşımız da öylesine gösterilmedi. Biri Edip Solmaz'ın biri Terzi Fikri'nin geleneğinden geliyor. İki arkadaşımız da bu yolları İstanbul'a taşıyacak birikime ve niteliğe sahiptir. Arkadaşlarımızın İstanbul'da çok iyi bir çalışma ortaya koyacaklarına inanıyorum. Gelin yerel yönetimleri DEM'le buluşturalım, kentlerimizi, doğamızı ranttan, talandan kurtaralım.

“İktidarın başı seccadede, aklı hilede”

Kayyım ve ayrımcılık Kürt halkına yönelik 100 yıllık politikadır. Erdoğan 'Biz belediyelerde renge bakmadık' diyor. Evet baktın, Kürtlerin iradesine kayyım atadın. Kayyım atadığın illerde milli irade hırsızlığı yok mu? Şimdi de kaçak seçmenle halkın iradesini yok etmeye çalışıyorlar. Kazanacağımız 32 ilçeye kaçak seçmen, kolluk kuvvetlerini kaydırıyorlar. Milimetrik hesap yapmışlar. İktidarın başı seccadede, aklı hilededir.

Bir de utanmadan Diyarbakır'da 'önümüzü açın, sorunlarınızı çözelim diyorlar' Ankara'da kurt, Amed'de Kürt oluyorlar. Kürt halkının yaşadığı kentlerde yol yapmayan, çöpleri toplamayan AKP'li belediyelerin ampulünü söndürecek, hepsini emekli edeceğiz.

Hükümet Kürt meselesinin çözümü için adım attı da biz mi karşı çıktık. Adres konusunda sıkıntıları var. Çözümün adresi; Bursa Karacabey'de Susurluk Çayı'nın aktığı ağzın az ötesindeki İmralı adasıdır.

“Kimse pazarlık olarak algılamasın”

 Söz konusu Kürt sorununun çözümü olunca biz herkesle görüşürüz. Kürt sorunu seçimlerden önemlidir. Makamlardan, belediyelerden önemlidir. Kürt sorununu çözmek isteyen iradenin önünde engel değil destek olmaya her zaman açığız. Aday açıklamamızı da kimse pazarlık gibi algılamasın. Bu, ödenen bedellere hakarettir. Biz değer siyaseti yapıyoruz. Hem iktidara hem muhalefete çağrı yapıyoruz. Varsa bir iradeniz ortaya koyun ortaklaşalım.

“Çözümsüz bırakılan Kürt sorunu aynı zamanda çözülen bir Türkiye'dir”

Çözümsüz bırakılan Kürt sorunu aynı zamanda çözülen bir Türkiye'dir. Kürt sorunu çözülmedikçe Türkiye uçurumun kenarında kalmaya devam edecektir. Kürt sorunu devam ettikçe emekliler aç yatmaya devam edecektir. Bu sorunu çözmek hepimizin lehinedir. Herkesin 15 Şubat komplosu vesilesiyle çözüme, barışa ve tartışmaya davet ediyorum.”