Başbakan'dan gündeme ilişkin çok önemli açıklamalar...
Gazeteci Amberin Zaman, 15-16 Aralık 2016 tarihleri arasında Duhok'ta Kurdistan Amerikan Üniversitesi'nde gerçekleştirilen "Kurdistan Bağımsızlığının Geleceği: Zorluklar ve Fırsatlar” başlıklı konferans esnasında, Kurdistan Bölgesi Başbakanı Neçirvan Barzani ile Kurdistan'ın bağımsızlığı, Musul Operasyonu, Şengal ve PKK sorunu ve ekonomik krizi içeren bir saatlik bir röportaj gerçekleştirdi.Al Monitör'de paylaşılan bu önemli röportajda Başbakan Neçirvan Barzani, Kurdistan'ın bağımsızlığının bölgesel istikrar için vazgeçilemez bir öneme sahip olduğunu dile getiriyor ve bunun diyalogla gerçekleştirilmesi gerektiğini vurguluyor.
Musul Operasyonu ile ilgili bilgi veren Başbakan Neçirvan Barzani, Operasyon öncesinde ABD, Irak ve Kürdistan Bölgesi'nin katılımıyla üçlü bir mutabakat sağlandığını, bu mutabakat çerçevesinde Peşmerge güçleri ile Irak Ordusunun özgürlüğüne kavuşturup kontrol edecekleri bölgelerin belirlendiğini, Peşmerge'nin üzerine düşen görevleri kısa bir süre içinde başarıyla gerçekleştirdiğine dikkat çekti.
Kamuoyunda yaygın olarak dillendirilen Operasyonun son zamanlarda yavaşladığı fikrini doğrulayan Başbakan Barzani, bunun birinci nedeninin sivillere zarar vermemek için gösterilen azami gayret, diğerinin ise IŞİD'in direnişi olduğunu dile getiriyor.
Dicle nehrinin doğusunun batısına nazaran daha kolay özgürleştirileceğine dikkat çeken Başbakan Barzani, batı bölgesinin dar sokaklarla karakterize topografik yapısı nedeniyle hava saldırılarını zorlaştırdığını, bu nedenlerle o bölgenin özgürleştirilmesinin son derece zor olacağını vurguluyor.
Irak ordusunun böylesine zorlu bir kentsel ortamda saldırı eylemi yapmak için gereken gelişmişlik düzeyinden yoksun olduğuna dikkat çeken Başbakan Barzani, operasyona katılan Şii milislerin katkılarına saygı duyduklarını dile getirdi.
Operasyon öncesinde Şii milislerin kaygı kaynağı olduğunu ancak şimdiye kadar görev bölgelerinin dışına çıkmadıklarına dikkat çeken Başbakan Barzani, Şii milislerin Musul Operasyonu'na katılımlarındaki asıl gayelerinin Telafer'in özgürleştirilmesi olduğuna atıfta bulunarak, bu glerin Musul'a güney ve güneybatıdan girmek yerine Bağdat'ın kendilerine verdiği görevlere odaklanmaları gerektiği uyarısında bulundu.
Şii milislerin Telafer'e girerek buradaki Sünni Türkmenlere karşı mezhepsel şiddet uygulamasından kaygı duyan Türkiye'nin bu kaygılarının gerçekleşmemesinin mutluluk verici olduğunu dile getiren Başbakan Barzani, Kurdistan Bölgesi, Ankara ve Bağdat'ın bu potansiyel kanlı senaryoya engelleme konusunda sorumluluk sahibi olduklarına vurguda bulundu.
Şengal'de Ezidilerin uğradığı felaket esnasında PYD'ye bağlı YPG güçlerinin, Ezidilerin korunması ve güvenli alanlara aktarılmalarında verdikleri değerli katkıyı unutmadıklarını ve taktir ettiklerini dile getiren Başkan Barzani ancak günümüz koşullarında PKK'nin Şengal'deki varlığının bölgeye istikrarsızlıktan başka bir şey vermediğini vurguladı.
PKK'nin varlığının Ezidilerin büyük bölümünün evlerine dönmelerine engel olduğunu, insanların gelecekle ilgili kaygı taşıdıklarını belirten Başbakan Barzani, bu kaygılar nedeniyle kendilerinin de PKK'nin Şengal'i terketmesi gerektiğine kuvvetle inandıklarını dile getirdi.
Kurdistan Bölgesi yönetiminin Bağdat ve Washington ile Şengal sorununun çözümü konusunda görüşmelerde bulunduklarını ancak şimdiye kadar PKK'nin çekilmesini sağlamak için pratik bir gelişme sağlanmadığını dile getiren Başbakan Barzani, gerçek sorunun PKK'nin davranışları ve mantalitesinde yattığını, yerel Ezidi nüfusun da PKK'nin Şengal'de kalmasını istemediğini, istikrar istediklerine dikkat çekiyor.
Haydar Şeşo yönetimindeki Ezidihan Koruma güçlerinin, belirli özerklik koşuluyla Peşmerge yönetimi altına girmeyi kabul ettiklerini, kendilerinin de bunu sorun haline getirmediklerini ve bölgedeki silahlı gruplara Peşmerge Bakanlığına katılabileceklerini söylediklerini ifade eden Başbakan Barzani, bu güçlerin belli bir seviyede bağımsız olmakla birlikte Peşmerge Bakanlığının komuta ve koordinasyonu altında bulunacaklarını vurguladı.
Ezidi yerel güçlerin kendi halklarının güvenliğini sağlamak ve kendi bölgelerini koruyabilmek için yeterli sayıda silahlı birim oluşturmalarının amaçlandığını dile getiren Başkan Barzani, IŞİD'in Şengal'e saldırdığı anda Şengal ile KBY'nin kontrolü altında bulunan bölgeler arasındaki en yakın mesafenin tümden Arap nüfus yoğunluklu olan yaklaşık 80 km olduğunu ve bu alandaki yerel Arap aşiretlerinin bazılarının IŞİD destekçisi olduğuna vurguda bulundu ve bunun bir çok sorunun kaynağı olduğuna dikkati çekti.
Bağdat'ın PKK'nin Şengal'den çekilmesi için bugüne kadar hiçbir girişimde bulunmadığına, aksine PKK'nin oluşturduğu YBS güçlerine maaş verdiğine ve bu maaşları kestiği yönündeki beyanların da doğru olmadığını dile getiren Başbakan Barzani, Bağdat'ın PKK'yi Kurdistan Bölgesi'ne karşı bir koz olarak kullanmayı sürdürdüğünü belirtti.
PKK'nin Şengal'den çıkmamakta direnmesi halinde, PKK'yi Şengal'den çıkarmak için askeri güç kullanmak zorunda kalacaklarını ifade eden Başbakan Barzani, bu sorunun çözülmesi için önceliklerinin siyasal girişim olacağını belirtti.
Kurdistan Bölgesinin bağımsızlığı konusunu gündemleştirmeye başladıklarında amaçlarının, istikrarı bozmak değil, süregelen bir problemi çözmek olduğunu dile getiren Başbakan Barzani, Kurdistan'ın bağımsızlığının bölgesel istikrara katkıda bulunacağına ve güçlendireceğine inandıklarını, Bağdat'la sahip olunan mevcut modeli sürdüremeyeceklerini Irak'taki Kürt sorununun son derece eski bir sorun olduğunu vurguladı.
Irak'taki Kürtlerin Arapların bulunduğu Irak bölümlerine entegre olmadıklarına atıfta bulunan Başbakan Barzani, ilk defa kendisinin bağımsızlık konusunu resmi olarak Bağdat'ın gündemine taşıdığını, Irak Başbakanı Haydar Abadi ve Irak Şii ittifakı ile görüştüklerini dile getirdi.
Bağımsızlık yol haritasında Bağdat ile ciddi bir diyaloğun son derece önemli olduğunu vurgulayan Başbakan Barzani, Bağdat ile danışmadan veya diyalog geliştirmeden ilan edilecek bir bağımsızlığın yaşam şansının olamayacağı uyarısında bulundu.
Kendileri için bağımsızlık yolundaki ilk resmi diyaloğun Bağdat ile gerçekleştirilmesi gerektiğini vurgulayan Başbakan Barzani, resmi olarak Bağdat ile oturarak, tabuları yıkmaları ve bu sorunu görüşmeleri gerektiğini belirtti.
Bağdat'ın Kurdistan'ın bağımsızlığını konuşmak için hazır olduğunu belirten Başbakan Barzani, Abadi ve Şii ittifak liderleri ile yaptığı görüşmelerde "günün sonunda amacımızın bağımsızlık olduğunu ve onların bu meseleye son derece ciddi yaklaşmaları gerektiğini söylediğini” ifade etti. Bu sözlerinin Iraklı siyasileri şoka uğrattığını ifade eden Başkan Barzani ancak dürüstçe yaklaşımının da taktir edildiğini dile getirdi.
Iraklı siyasilerin bağımsızlık konusunun resmi olarak kendilerine ilk kez iletildiğini ifade etmeleri üzerine onlara "geçmişte, bu konunun medya aracılığıyla işlendiğini, ancak şimdi resmi olarak Kürtlerin amaçlarının bağımsızlık olduğunu ve bunun tartışmak için bir komite kurulması gerektiğini söylediğini” vurgulayan Başbakan Barzani bu diyaloğun Musul Operasyonundan önce Ağustos ayı sonlarında gerçekleştiğini belirtti.
Günümüz şartlarının geçmişten farklı olduğuna dikkat çeken Başbakan Barzani, Irak'ta gerçek bir istikrarın yolunun Kurdistan'ın bağımsızlığından geçtiğini vurguladı.
Başbakan Abadi'ye, Saddam'ın 1970'de güçsüz iken dedesi Mustafa Barzani ile imzaladığı otonomiyi 1974'te güçlenince bozduğunu ve bu kararın onu önce İran ile 8 yıllık bir savaşa sürüklediğini ardından Kuveyt işgali ile sonunu hazırladığını hatırlattığını dile getiren Başbakan Barzani, Saddam'ın Kürtlerle sorununu barışçıl bir şekilde çözmesi halinde bunların hiçbirinin yaşanmayacağını vurguladı.
Güney Kurdistan kürtlerinin İran ve Türkiye'deki kürtlerden çok farklı olduklarını, Araplardan coğrafi olarak ayrı yaşadıklarını ve hiçbir zaman asimile olmadıklarını dile getiren Başbakan Barzani, Türkiye'deki Kürtlerin yaşadıkları illeri terkederek İstanbul, İzmir ve Mersin'e gittiklerini, Irak Kurdistan'ına yerleşmek için gelmediklerine dikkat çekti.
Kurdistan'ın bağımsızlığı konusunun partiler ve liderler üstü olduğuna dikkat çeken Başbakan Barzani, tüm taraflar arasında mutlak görüş birliği olduğuna ve hiçbir tarafın veya bireyin bağımsızlığa karşı çıkmayacağını umduğunu dile getirdi.
Yeryüzünde bağımsızlığa doğru ilerleyen uluslar arasında problem yaşamayan hiçbir örneğin bulunmadığına atıfta bulunan Başbakan Barzani, farklılıklarını halledeceklerini, iki yıl önce önceliklerinin Hewler'e 30 km kadar yaklaşan IŞİD ile savaşmak olduğunu, şimdilerde ise bu durumun değiştiğini vurguladı.
IŞİD ile savaşta 1600 Peşmerge'yi kaybettiklerini, 9 binin üzerinde kahramanın yaralandığını dile getiren Başbakan Barzani başta Amerika olmak üzere uluslararası toplumun desteğiyle bölgelerinde tam kontrolü sağladıklarını ve artık bağımsızlık konusunu konuşmak için doğru zamanda bulunduklarını vurguladı.
PDK olarak YNK ve Goran ile görüşmek ve farklılıklar üzerinde uzlaşma sağlamak üzere bir heyet gönderdiklerini, ortada her şeyin Barzaniler tarafından kontrol edildiği şeklinde yanlış bir kanının bulunduğuna dikkat çeken Başbakan Barzani, YNK lideri Mam Celal Talabani siyasette iken böyle bir sorunun olmadığını hatırlattı ve ne zaman ki Talabani'nin aktif politikayı bırakmasının ardından bir boşluk oluştuğuna dikkat çekti.
Bu aşamada Goran lideri Nawşirwan Mustafa ile mevcut boşluğu doldurabileceklerini düşündüklerini ancak bu konuda hayal kırıklığına uğradıklarını ifade eden Başbakan Barzani, YNK ve Goran içinde Talabani'nin statü ve karizmasına eşdeğer kimsenin bulunmadığına, her birinin bir diğerinin kuyusunu kazmakla meşgul olduklarını, bu ortamda tümünün PDK'yi bir nevi dev olarak gördüklerini belirtti.
Türkiye'nin bağımsızlık noktasında istedikleri noktada olmadığına dikkat çeken Başbakan Barzani, ama günün sonunda bağımsızlık konusunda diyalog içine girilmesi gereken ülkelerden biri olduğuna vurguda bulundu. Bugüne kadar resmi olarak bir girişimde bulunmadıklarını ancak 2017 yılı için planlamalarının bulunduğunu dile getiren Başbakan Barzani, geçmişte Kürtlerin bağımsızlığının Türkiye'nin kırmızı çizgisi olduğunu ancak mevcut şartlarda bu konuda bir değişim yaşandığını vurguladı.
Türkiye'de Kürt sorununun Ankara ve Kürtler arasında barışçıl diyalog ile çözülebilecek bir sorun olduğuna dikkat çeken Başbakan Barzani, geçmişte PKK ile Ankara arasında gelişen Oslo görüşmelerinde önemli bir rol oynadığını, bugünlerde de böylesi bir girişime ihtiyaç duyulması halinde bunu gerçekleştireceğini vurguladı.
Barış için PKK'nin stratejisini revize etmesi, sorunun savaş ve şiddet kullanarak çözülemeyeceğini anlaması gerektiğini dile getiren Başbakan Barzani, bunun taktiksel bir manevra olarak değil, stratejik bir değişim olarak ele alınmasının yararlı olacağını vurguladı.
PKK'nin, barışçıl çözüm şansını tüketen askeri saldırı stratejisini terk etmesinin bir çok şeyi kolaylaştıracağını vurgulayan Başbakan Barzani, askerleri öldürmenin, İstanbul'da bomba patlatmanın problemi çözmeyeceğini, her iki tarafın da bu yolla kayıplar vereceğini belirtti.
PKK'nin geçtiğimiz yıl savaşı şehirlere taşımasının en büyük zararını Kürtlerin yaşadığını, PKK'nin şiddete bir son vererek ateşkes ilan etmesi ve bunun dönemsel olmaması gerektiğini vurgulayan Başbakan Barzani, barış görüşmelerinin yenilenmesi hususunda Kürt lider Abdullah Öcalan'ın sahneye çıkarılması gerektiğini ifade etti.
İran medyasının her fırsatta, İran'ın Kurdistan'ın bağımsızlığına karşı olduğunu dile getirdiğine dikkat çeken Başbakan Barzani, İran ile diyaloğun gündemlerinde bulunmadığını vurguladı.
İran ile bağımsızlık konusunda görüşmelerde bulunmaya ihtiyaçları olduğunu ancak bunun için İranlı yetkililerin bağımsızlık konusundaki önyargılarını terketmeleri gerektiğini dile getiren Başbakan Barzani, topraklarının İran ve diğer komşularına saldırı üssü olarak kullanılması konusunda hassas davrandıklarını vurguladı.