Çin'in Erbil Başkonsolosu: 20 yıldır Kürdistan Bölgesi ile iyi ilişkilere sahibiz

Çin'in Erbil Başkonsolosu Ni Ruchi, Çin Komünist Partisi'nin (ÇKP) 20. Ulusal Kongresi'nin ardından Rûdaw bültenine konuk oldu

Ni Ruchi, Kürdistan Bölgesi ile Çin arasındaki ilişkilere değinerek, iki taraf arasındaki ekonomik işbirliğinin 20 yıl önce başladığını belirterek, “Pekin ve Erbil, petrol ve gaz, ticaret, sağlık ve sanayi dahil olmak üzere birçok alanda birlikte çalışmaktadır” dedi.

Çin Başkonsolosu, koronavirüsün patlak vermesinin ardından Kürdistan Bölgesi'ne maske ve aşı sağlayan "ilk ülke" olduklarını hatırlattı.

Çin’in Erbil Başkonsolosu Ni Ruchi ayrıca Kürdistan Bölgesi’nde 30'dan fazla Çinli şirket ve yaklaşık 2 bin Çinli vatandaşın çalıştığını kaydetti.

Ni Ruchi, "Kürdistan Bölgesel Hükümeti, Çin ile Kürdistan Bölgesi arasındaki işbirliğini tam olarak destekliyor. Aynı zamanda Çinli şirketlerin birçok sektörde işbirliğini güçlendirmesine yardımcı oluyor. Kürdistan Bölgesel Hükümeti'nin desteği için minnettarız" ifadelerini kullandı.

"Pekin Üniversitesinde Kürtçe bölümü açıldı"

Eğitim ve kültür alanında her iki ülke arasındaki işbirliğinin yoğun olduğunun altını çizen Ruchi, Erbil'deki Selahaddin Üniversitesi'nde Çince dil bölümünün açılması ve Çin'in en büyük üniversitesi olan Pekin Üniversitesi'nde Kürtçe bölümünün açılması da dahil olmak üzere bu alanda iyi bir işbirliğine sahip olunduğunu belirtti.

Ruchi ayrıca  Erbil ile yenilenebilir enerji, iklim değişikliğiyle mücadele ve çölleşme alanlarında işbirliğini genişletmeyi umduklarını söyledi.

 2 bin delegenin katılımıyla 16 Ekim’de gerçekleşen Çin Komünist Partisi'nin(ÇKP) 20. Ulusal Kongresine de değinen Çinli diplomat  şunları dile getirdi:

“Şimdi, Çin'i her yönden modern bir sosyalist ülke haline getirmek ve Çin'in büyük dirilişini Çin modernleşmesiyle gerçekleştirmek olan yüzyılın ikinci hedefine doğru ilerliyoruz. Bence ÇKP Ulusal Kongresi'nin dünya için önemi, Çin'in bağımsız ve barışçıl dış politikasını sürdürmesi, uluslararası ilişkilerin temel ilkelerine saygı duyması ve ortak bir geleceğe dayalı toplumu inşa etmeye kararlı olmasında yatıyor. Çin, şimdi ve gelecekte dünya barışını ve kalkınmasını sürdürmede önemli bir güç olacaktır. İkincisi, Çin büyüdükçe, Çin'in kapıları diğer ülkelere daha da açılacak. Dünya için daha fazla fırsat sunuyoruz. Üçüncüsü, benim görüşüme göre, Çin'in modernleşme için seçtiği yöntem, dünyadaki gelişmekte olan ülkelere, yani kalkınmalarını hızlandırmak isteyen ülkelere yeni seçenekler sunabilir.”