Irak Türkmen Cephesi Lideri Turan: Kerkük valiliğine talibiz

Irak Türkmen Cephesi Genel Başkanı Hasan Turan, Kerkük’te yaşayan nüfusun yarısını Türkmenlerin oluşturduğunu dolayısıyla Kerkük valiliğine talip olduklarını söyledi.

Irak Türkmen Cephesi Lideri Turan: Kerkük valiliğine talibiz

Irak Türkmen Cephesi Genel Başkanı Hasan Turan, Kerkük’te yaşayan nüfusun yarısını Türkmenlerin oluşturduğunu dolayısıyla Kerkük valiliğine talip olduklarını söyledi.

Kerkük’te Kürt ve Türkmen çiftçilerin tarım arazilerinin  işgal edildiğini dile getiren Turan, 20 yıldır Kürtlerin Kerkük ve Bağdat’ta devletin yüksek mertebelerinde görev üstlenmelerine rağmen,  bugüne kadar çiftçilerin sorunlarına bir çözüm bulamadıklarını söyledi.

Turan, 140’ıncı maddenin hayata geçirilemeyeceğini, çünkü bu maddenin çiftçilerin sorunlarını çözeceğine kimsenin ikna olmadığını kaydetti.

Rudaw’ın Hasan Turan ile yaptığı röportajdan öne çıkanlar şöyle:

Muhabir: Türkmen ve Kürt çiftçiler, Kerkük’ün güneyi ve güney batısında tarım arazileri ile ilgili bir dizi sorunla karşı karşıyalar.  Kürtler ve Kürdistani taraflar Kerkük demografyasının yeniden Araplaştırması olduğunu net bir şekilde ifade ettiler. Ancak bu süreç sadece Kürt çifçiler ile ilgili değil, Kerkük’ün güneyindeki Türkmenleri de ilgilendiriyor. Bu olanların nasıl değerlendiriyorsunuz?

Hasan Turan: Çok teşekkürler.  Türkmen Cephesi, kurulduğu 2003 yılından bugüne Türkmenlere ait olan ve Baas rejimi tarafından el konulan topraklar konusunda taviz vermedi. Irak'ta, anayasa ve yasalara rağmen, bu toprakları asıl sahiplerine iade edecek siyasi bir irade hâlâ ortaya çıkmış değil. En büyük hatamız bu toprakların geri verilmesi için yasal prosedürleri ve mahkemeleri ihmal etmiş olmamızdır.

Kürt kardeşlerimiz de 2017 öncesine kadar, Peşmerge ve güvenlik güçlerinin varlığının bu sorunu çözeceğine inanıyor ve hukuki boyutuna önem vermiyorlardı. 2017'den sonra yeni bir sorunla karşılaştık; Sorun şu ki, Irak Tarım Bakanlığı ile atanan Tarım Arazileri Kurulunun Arap çiftçilere karşı bir yakınlık duymasıdır. Aynı zamanda yargıda mağdurların haklarının geri verilmesi  konusunda anlayış eksikliği ve ihmali var. Bu iktidarın tarım arazilerinin sözleşmelerinin yenilenmesinde hiçbir rolü yoktur.

Aksine Türkmen Cephesi'nin bu konudaki duruşu nettir; bu topraklardan taviz vermediği vermemiştir ve vermeyeceği açıktır. Gerek  UNAMI (Birleşmiş Milletler Irak Yardım Misyonu) müzakerelerinde gerek toprakların asıl sahiplerine geri verilmesine ilişkin yapılan resmi tartışmalarda sesi en yüksek çıkan tarafız.

Ben milletvekiliyken üç kez mülkiyet sorunlarının çözümüne yönelik kanun değişikliğini gündeme  getirdim ancak, Irak Temsilciler Meclisi'nde çoğunluğu elinde bulunduran Şii ve Sünni Araplar tarım arazilerinin mülkiyet sorunlarının çözümü konusunda bize destek olmadılar. Bu toprakların büyük bölümü Türkmen ve Kürtlerindir. Arap kardeşlerimizin , Türkmen ve Kürtlerin arazilerine el konulması gibi bir durum, sadece Yarence’de başlarına gelmiştir.

Muhabir: Kürtler bu yaşananları Araplaştırma ya da yeni Araplaştırma süreci olarak adlandırmakta.  Türkmenler bu tanıma katılıyor mu?

Hasan Turan: Bu bir yere kadar bu tespit doğru. Ancak, Kerkük'ün merkezindeki Rahim Awa ve  ve Leylan bölgesindeki havaalanı yanındaki topraklarımızın bir kısmı Kürtler tarafından işgal edildi. Bu kürt kardeşlerimiz ile yaşadığımız sorunların bir kısmını oluşturuyor. 2003 öncesine kadar mutlaka Kerkük'ü Araplaştırma kampanyası vardı, bu inkar edilemez ve anayasada bahsedilmektedir. Dolayısıyla biz Kerkük'te fail Arap ya da Kürt olsun her türlü demografik değişikliğe karşıyız, bizim için fark etmez. İkinci kez Kerkük’ün demografyasının değiştirilmesi  Kerkük’ün esas bileşenlerine ve çehresine büyük zarar vermekte. Arap ve ya Kürt, demografyanın değişiminin bir parçası haline gelen biri, çocukluğundan itibaren Kerkük’te yaşamadığı ve yabancı olduğu için orada yaşayan toplumlara hoşgörülü yaklaşmıyor. Bu nedenle birçok sorun yaşandı. Biz, Irak Anayasasının 23. Maddeside yazıldığı gibi, amaç demografiyi değiştirmekse, herhangi bir ikamet değişikliğinin yasak olduğunu söylüyoruz.

Muhabir: Kerkük'ün güneyinde tarım arazileriyle ilgili 2017'den beri devam eden bir durum var ve asıl mağdurlar Türkmen ve Kürt çiftçiler. Ancak Kürtler ve Türkmenler arasında siyasi yakınlaşma olmadı. Çekilen zorlukları ortak ama bu ortak nokta sorun sizi ortak çıkarlar doğrultusunda birlikte çalışmaya teşvik etmedi. Neden?

Hasan Turan: Birbirimizi suçlamak istemiyoruz. Ne Kürt partileri bizi, ne de Kürt partileri Türkmen Cephesini suçlamak istemiyor. Ancak iyi anlaşılması açısından size iki örnek vereyim. Tüm siyasi partilerin mutabakatıyla, kameralardan uzak Birleşmiş Milletler ile görüşmelerimiz var. Ortak yönetimde bileşenlere yüzde 32 ve Hristiyan topluluğa yüzde 4  oranında yer verilmesi çağrısında bulunduk. Şu ana kadar iki Kürt partisi ve temsilcileri, ortak yönetim önerimize imza atmış değiller. Arap kardeşlerimiz ortak yönetim önerimizi imzaladılar. Bu bir.

İkincisi; tarım arazisi konusunda bir dosya hazırladım ve sundum, Kürt kardeşlerimiz bunu imzaladı. Çünkü Türkmenler olarak bizim felsefemize göre; teslim edilen her dosya, üç temel topluluk ve  Hıristiyanlar tarafından imzalanmalıdır. Türkmen ve Kürtler tarafından imzalanmasına rağmen, ortak yönetim konusunda ilerlemenin çok yavaş olduğunu ve Arap kardeşlerin daha fazla esneklik gösterdiğini, bu sorunu çözmeye hazır olduğunu üzülerek söylüyorum.

Açıklamak istemediğim başka konular da var. Sorun çözülene kadar kamuoyuna bahsedilemeyeceğine dair taraflar arasında varılan bir anlaşmamız var. Ancak şu kadarını diyebilirim, sorunun ortak temelde çözümüne yönelik Kürt partilerinin olumsuz tavırları var.

Bugün her iki Kürt partisi valinin, kötü rolünden filan konuşuyor. Ama bir yıl önce Kerkük Valisinin değiştirilmesini teklif etmiştik. Arap valisi istemiyorsanız, bir Kürt valisi üzerine anlaşın, sorunu çözelim dedik. Aynı zamanda 2003'ten 2017'ye kadar valilik görevini Kürtler yürüttü. 2017'den beri valilik görevini Araplar üstleniyor. Bu dönem de Türkmenler valilik görevini üstlensin. Bu öneriye karşı çıkan 2 Kürt partisi oldu, yani YNK ile KDP’den bahsediyorum. Hatta KDP, Hristiyan bir vali teklif etmiş ancak Türkmen valinin olmasını kabul etmemiştir.

Muhabir: KDP mi Kerkük için Hristiyan bir vali önerdi?

Hasan Turan: Evet, UNAMI görüşmeleri sırasında, ayrıca birkaç görüşmemiz oldu. Sayın Berham Salih  o dönem cumhurbaşkanıydı. Kerkük'e Türkmen vali önerdik. Ancak, Kerkük'e Türkmen vali getirilmesi konusunda ne YNK'den ne de KDP'den olumlu bir yanıt alamadık. Öte yandan, iki Kürt partisinin Kerkük dosyası görüşülürken, bileşenlerden özelde Türkmenlerden görüş almaması ve tüm kesimlerin görüşüne başvurmamaları konusunda şikayetçiyim. Çünkü, Kerkük'ün birbirini kabul etmesi için daha geniş bir bakış açısına ve daha alçak gönüllü olamaya ihtiyaç var.

Muhabir: Dediğiniz gibi iki Kürt partisi var. YNK ve KDP ile ilişkileriniz  nasıl? Hangi tarafa daha yakınsınız veya hangi tarafla daha fazla ilişkiniz var?

Hasan Turan: Türkmen toplumu olarak, iç işlerimize başka tarafların karışmasına izin vermediğimiz gibi, Türkmenler de Kürt partilerine aynı mesafeyi koruyor. Bizi bir partiye yaklaştıran veya uzaklaştıran, o partinin bize karşı olan tavırlarıdır; özellikle Kerkük vilayetindeki stratejik konulardaki tutumları belirliyor. Öte yandan YNK ve KDP ile arkadaşlığımız var ve her iki tarafla da dengeli bir ilişki kurmaya çalışıyoruz. Bizim kentte ilişkin gizli olmayan bir projemiz var; o da yüzde 32 konusu ve Kerkük’ün Kürdistan Bölgesi’ne bağlanmaması konusu. Ki, Kerkük’ün petrol kaynakları onun evlatlarına ait olsun. Bu konuda hangi taraf bizimle olursa , bizim politikamız kesinlikle o partininkine daha yakındır. Bazı detaylarda YNK'nin KDP'den daha hoşgörülü olduğunu görüyorum. Bugün Irak'ta 140. maddenin Irak Anayasasında belirtildiği gibi uygulanacağına inanan tek bir politikacı olduğunu sanmıyorum. Ancak BM elçisinin 2008 yılında sunduğu raporda belirtiği şekliyle uygulanacağına inanıyorum.

Muhabir: Kerkük ve Irak genelinde Türkmenlerin nüfusu ne kadar?

Hasan Turan: Irak'ta 4 milyondan az Türkmen olduğunu zannetmiyorum. Kerkük'te ne kadar Türkmen var konusuna gelmeden önce, iki hakikati dile getirmem lazım. İlk hakikat, Kerkük'te yaşayan 1 milyon 600 bin kişinin kaçı aslen Kerkük'lü. 2003'ten önce gelenleri, 2003'ten sonra gelenleri sayın? Bence Kerkük'teki yerli Türkmenlerin gerçek oranı yüzde 50'den az değildir.

Kerkük İl Meclisi Başkanı olduğum dönemde, ABD Dışişleri Bakan Yardımcısı bana ‘Neden yüzde 32 istiyorsun?’ O dönem İl meclisinde 41 üyenin, 26’sı Kürt, 9’u Türkmen, 6’sı Arap ve diğer topluluklardan oluşuyordu. Ben de dedim ki ‘Siz Filistin’de ve Kudüs’te diplomat olarak çalıştınız. Filistin ve İsrail arasındaki temel sorun toprak üzerinedir. Madem biz Kerkük’te yüzde 32 oranında değiliz, peki neden toprakların mülkleri konusunda en fazla sorunu Türkmenler yaşıyor?’. O zaman Hewica’da Ebu Mazen, Kerkük'ün Arap olduğunu iddia etmişti. O zaman da Irak Türkmen Cephesi olarak demiştik ki, ‘Senin şu an üzerinde yaşadığın topraklar bile Türkmen Avçi ve Kirdar ailesine aittir’. Madem çoğunluğu oluşturmuyoruz, neden şehir merkezinde olsun, çevresinde olsun, toprakların çoğu Türkmen ailelere ait?

Muhabir: Kürdistan Bölgesi'nde Türkmen nüfusu ne kadar?

Hasan Turan: Nüfus sayımı yok, ancak bölgedeki Türkmenlerle ilgili sorunlar çok. Irak rejimlerinin zulmüne ve Araplaştırılma politikalarına maruz kalan Kürtlerin, bölgedeki Türkmenlere daha iyi davranmasını bekliyorduk. Size iki örnek vereceğim. İlk örnek, Türkmen olan ve Süleymaniye vilayetine bağlı olan Kifri bölgesi. Orada, büromuz yok demiyorum ama bir muhtarımız bile yok. Kifri’deki Türkmenlerin kendi Cuma hutbesine müsade edilmiyor. İkinci olarak, Erbil'den örnek vereyim. Erbil'in merkezinde bir Türkmen mezarlığı var. Yenilenmesi için onay aldık. Ve Türk TİKA Enstitüsü buna gönüllü oldu. Tarihi yerleri restore etmekle ünlüler. Ama maalesef olmadı. Valilikteki bir parti iradesinin, Erbil'in merkezindeki bir Türkmen mezarlığının restorasyonuna engel olduğunu düşünün.

Muhabir: Son sorum; Irak Türkmen Cephesi Politbüro Üyesi Sayın Aydın Maruf,  Kürdistan Bölgesi Hükümetinde bakanlık düzeyinde görev yapıyor. Kerkük’teki Irak Türkmen Cephesindeki yetkililerin konuşmalarının aksine, çok farklı olarak daha yumuşak bir dil kullanıyor. Bu çifte standart politikanızın nedeni nedir?

Hasan Turan: Türkmen Cephesi'nin net bir söylemi var. Kerkük'te olsun, Erbil'de olsun, Ninova'da olsun, Selahaddin'de olsun, Diyala'da olsun, Bağdat'ta olsun, ilkelerimiz nettir. Örneğin; bölgede veya Irak'ta barış içinde bir arada yaşamayı desteklemediğimizi söylemiyoruz. Ancak haklar korunmalıdır diyoruz.

Röportajın tamamı…