Kürtçe müzik dinlediği için ters kelepçe takılarak yere yatırıldı,karakolda ise saatlerce işkenceye maruz kaldı

Hakkı Bat, “Kürtçe müzik dinlediği için ters kelepçe takılarak yere yatırıldığı, karakolda ise saatlerce işkenceye maruz kaldığını” söyledi.

Kürtçe müzik dinlediği için ters kelepçe takılarak yere yatırıldı,karakolda ise saatlerce işkenceye maruz kaldı

Hakkı Bat adlı yurttaş, “Kürtçe müzik dinlediği için ters kelepçe takılarak yere yatırıldığı, karakolda ise saatlerce işkenceye maruz kaldığını” söyledi.

Kürtçe müzik dinlediği için polisler tarafından işkenceye maruz kaldığını, olay yerine gelen kardeşleri Mahsun, Ömer Mazlum ile arkadaşları Fırat Uzunca’nın da işkence gördüğünü ifade eden Hakkı Bat adlı yurttaş İnsan Hakları Diyarbakır (İHD) Şubesine başvuruda bulundu. Diyarbakır’ın Bağlar ilçesi Bağcılar Mahallesinde başlayıp, 10 Nisan Polis Karakol’unda devam ettiği belirtilen işkence vakasına ilişkin olayın mağdurları İHD Şubesinde basın toplantısı düzenledi.

‘Yeni bir işkence suçu ile karşı karşıyayız’ 

Toplantıda konuya ilişkin bilgi veren İHD Şube Başkanı Abdullah Zeytun, Türkiye’de ve bölgede uzun yıllardır sistematik olarak işkence vakalarının olduğunu dile getirerek, yeni bir işkence suçu ile karşı karşıya olduklarını ifade etti. Bat ailesinin Kürtçe müzik dinledikleri için aynı mekanda bulundukları sivil polis tarafından önce tehdit edildiğini, sonra da “ağır bir işkenceye maruz kaldığını” aktaran Zeytun, işkence ve kötü muamelede evrensel hukuk kurallarına uyulmadığı, bunu meşrulaştıran politikalar sonucu işkence ve kötü muamele vakalarının sürdüğünü kaydetti. Cezasızlık politikasıyla işkence ve kötü muamelenin bir nevi teşvik edildiğini vurgulayan İHD Şube Başkanı, “İşkence bir insanlık suçudur. Her ne kadar Türkiye’de bunun cezalandırılmadığını belirtsek bile Türk Ceza Kanunu’nda ve taraf olduğu sözleşmelerde kesin bir biçimde yasaklanmıştır, Türkiye’nin bu yasağa uyma zorunluluğu vardır” dedi. İHD olarak mağdurlara her türlü hukuki yardımda bulunacaklarını ifade eden Zeytun, işkence suçuna karışan görevlilerin derhal görevden alınmasını ve haklarında adli işlemlerini başlatılmasını istedi. Zeytun, delilerin sağlıklı bir şekilde toplanması için delillerin başka bir birim tarafından toplanması gerektiğini dile getirdi. Olaya karışan kolluk güçlerinin tutuklanmasını isteyen Zeytun, olaya müdahil olacaklarını sözlerine ekledi.

‘50’ye yakın polisle cafeyi bastılar’

Yeğenin işlettiği cafede oturdukları sırada telefonunda Kürtçe müzik çalındığını anlatan Hakkı Bat, o sırada sivil polis olduklarını sonradan öğrendikleri 2 kişinin kendilerine “Kürtçe müzik dinlemenin yasak olduğunu bilmiyor musunuz?” diye müdahale ettiğini söyledi. Kürtçe müziğin yasak olmadığını söylemesi üzerine polislerin üzerine yürüdüğünü, kendilerinin de tepki göstermesi sonrası polislerin “Bekleyin siz görürsünüz” diyerek olay yerinden ayrıldığını ifade eden Bat, kısa sürede 50’ye yakın polis cafeye geldiğini, “Polislere tepki gösteren kimdi? diye sorduklarını, kendisinin “Ben gösterdim” demesi üzerine polislerin yüzüne çok yakın mesafeden biber gazı sıktığını söyledi. Hakkı Bat, yaşadıklarını şöyle anlattı: “Birden üzerime saldırdılar. Beni yere yatırarak ellerimi arkadan kelepçelediler. Yere yatırılmış vaziyette sırtıma binenler, boynuma kemer taktılar. Boğacak şekilde sıktılar. Hem kemerle hem elle kafamı yerden kaldırıp, biber gazından dolayı kapanmış göz kapaklarımı elleriyle açıp direkt gözlerimin içine biber gazı sıktılar.”

Sabaha kadar işkence… 

Olaydan dolayı öldürülmesinden endişe duyanların kardeşlerini aradığını, olay yerine gelen 6 kardeşinin de dayak ve işkenceye maruz kaldığını belirten Hakkı Bat, sözlerini şöyle sürdürdü: “Kardeşlerim de aynı şekilde işkenceye maruz kaldı. Kardeşim Mahsun’un kafasına silah kabzasıyla vurarak kırdılar. Saldırılardan kaçmaya çalışan kardeşimin ardından bir şarjör mermi boşalttılar. Önce havaya sonra kendisine doğru ateş açtılar. O şekilde gözaltına alındık. Sonra, polis araçlarında işkence devam etti. Götürüldüğümüz 10 Nisan Polis Karakolunda işkence devam etti. Kameranın olmadığı nezarethanede dövüldük. Kanımız nezarethanenin duvarlarına kadar sıçradı. Gözaltına alındığımız saat 22.00’den ertesi gün saat 08.00’e kadar kesintisiz devam etti.”

Polislerden tehdit 

Gözaltından sonra ifadeleri polis karakolundan alındığını, sağlık kontrolü için hastane sevk edildiklerini anlatan Bat, “Muayeneye çıkarılmadan bir 10-15 dakika önce polisler yine bizi tehdit etti. ‘Biz merdivenlerden düştük, başımızı çarptık. Karakolda, bize işkence yapılmadı’ şeklinde ifade verin, dedi” diye konuştu.  Olayın mağdurlarından Mahsun Bat da ağabeyinin söylediklerini doğruladı.