Rusya'nın Libya'ya asker göndermesi Türkiye için ne anlama geliyor?

Rusya'nın Libya'ya asker göndermesi Türkiye için ne anlama geliyor?

Rusya geçtiğimiz günlerde ülkenin doğusunda üslenen General Halife Hafter için Libya'ya ek askeri güç gönderdi. Bu durum başkent Trablus merkezli hükümete destek veren Türkiye için ciddi bir problem meydana getirecek.

Daha önce Wagner Grup'a bağlı paralı askerler Hafter'e destek verirken, şimdi Rusya düzenli birlikler gönderiyor.

ABD Dışişleri Bakanlığı Ortadoğu İşlerinden Sorumlu Bakan Yardımcısı David Schenker 26 Kasım'da yaptığı açıklamada Hafter güçlerini kastederek, “Önemli sayıda bir Rus düzenli birliği Libya Ulusal Ordusu'nu (LNA) destek için sevk edildi”  ifadesini kullandı.

Kasım ayı başında da New York Times Libya'da önemli bir Rus yapılanması olduğunu yazdı. Gazetenin haberinde, “Rusya'yı Suriye sivil savaşında en önemli aktör haline getiren senaryonun unsurları olan gelişmiş Sukhoi jetler, güdümlü füzeler, hassas güdümlü toplar ve sniperlar getirildi” deniliyor.

Bu arada Trablus merkezli Ulusal Mutabakat Hükümetini (UMH) destekleyen Türkiye, geçtiğimiz yaz Hafter güçlerinin püskürtülmesine yardım etti. Türkiye UMH'ye Türk yapımı Bayraktar TB2 silahlı dronları ve zırhlı araçlar BMC Kirpilerinden sağladı.

Son aylarda iki güç arasında kilitlenen bir mücadele var. Ancak Rusya'nın müdahalesinin Hafter'i güçlendireceği ve Türkiye'nin müttefiki UMH'ye ciddi bir tehdit oluşturacağı ortada. 

Rusya'nın Libya'daki askeri varlığının büyüklüğü ve çapı tam olarak bilinmiyor.

Muhtemelen Wagner Grup'a bağlı yüzlerce Rus paralı askeri bulunuyor. Libya'daki gelişmeleri yakından takip eden savunma ve güvenlik uzmanı Arnaud Delalande'ye göre bu askerlerin sayısı bin kişiden daha az. Delalande'ye göre “Rusya Hafter tarafının sahada biraz daha baskın olmasını istiyor” ve ekliyor; “Ruslar tecrübe, istihbarat, destek ve teknik uzmanlık sağlıyor.”

Dış Politika Araştırmaları Enstitüsü'ne yazılar kaleme alan Libya uzmanı Yusuf Eltaguri ise Rusya'nın paralı asker ve düzenli birlik göndermesini çok önemli buluyor.

Eltaguri, “Her ne kadar Rus kara birliklerinin desteği Hafter güçlerinin toprak elde etmesini sağlamamış olsa da cephe hatlarının güçlendirilmesine önemli katkılar sağladı” diyor.  “Kara birliklerinde kullanılan yeni Rus silahları Hafter güçlerinine cephede önemli bir fayda sağlayacak ve belki de kördüğümü çözecek” diyen Eltaguri, “Yeni Rus kara birliklerinin gelmesinin birkaç hafta sürdüğünü, bundan dolayı cephe üzerinde küçük bir etki yaptığını görmeliyiz” diye konuşuyor.

Delalande ise New York Times'ın haberinin tersine Rus Sukhoi jetlerinin Libya'ya gelmediğini belirtiyor. Delalande, “LNA'nın savaş uçağı filosunda eski tip Su-22'ler bulunuyor. Fakat bunlar da Trablus cephesinde çok fazla kullanıldıklarından dolayı artık havalanamıyorlar. Ancak bakımı yapılanlardan birisinin şu sıralar Trablus üzerinde uçtuğunu görüyoruz” diyor.

Delalande bazı Rus pilot ve teknisyenlerin LNA'ya yedek parça ve destek yardımında bulunmuş olabileceklerini de ifade ediyor.

Rus müdahalesinin UMH için çok ciddi bir tehdit oluşturabileceğinin de altını çizen Delalande, buna rağmen Hafter güçlerinin ilerleyişinin hafif ve yavaş olduğunu belirtiyor.

Eltaguri düzenli kara birlikleri göndermekle, eğer hava gücü de dâhil olduysa Moskova'nın savaşı Hafter'in kazanmasını istediği şeklinde yorumluyor.

Rus Uluslararası İşler Konseyi askeri işler uzmanlarından Anton Marsadov ise “Her ne kadar daha önce Rusya Hafter'in kazanması yönünde bir eğilim gösterdiyse de 2017-18 yıllarında bu eğilim iki yönlü olarak yenilendi” diyor. Marsadov'a göre Rusya bu yıllarda Mısır'dan Hafter'e ihtiyatlı bir yardımda bulundu ve daha çok siyasi stratejistler ve teçhizatları tamir eden personel gönderdi.

“Bu yıl durum bizar değişti” diyen Rus uzman, “Bilgilerime göre Rusya hem bu ülkeye konuşlandığı asker sayısını artırdı, hem de askerlere yardım etmesi için Wagner paralı askerlerini gönderdi” şeklinde görüş belirtiyor.

Marsadov, “Bunlar fiili olarak savaşmıyorlar ve onların savaştığını gösteren bazı videoların ise kaynağı şüpheli” diyor. 

Eltaguri ise Rusya'nın müdahalesi bu kadar önemli iken bu durumun göz ardı edilmeyeceğini belirtiyor. “Washington, Rusya'nın oynamaya karar verdiği yeni rolü yakından takip ediyor” diyen Eltaguri, “Eğer uluslararası aktörler LNA ve ABD arasında yapılan üst düzey görüşmelerdeki gibi hareketlerde ısrar ederlerse o zaman Rusya'nın artan rolü savaşta karşı denge oluşturabilir. Ancak diplomatik görüşmeler dışında bir durum kuvvetle ihtimal dışıdır” diyor.

Delalande ve Eltaguri Türkiye'nin UMH'ye askeri teçhizat gönderdiğini tahmin ediyor. Türklerin UMH'ye dron ve zırhlı araç göndermeyi sürdüreceğinin altını çizen Delalande, Hafter güçlerinin elinde bulunan Misrata Havaalanı'nın etrafında drone sinyal karıştırıcı sistemleri kuran Türkiye'nin artık daha fazla teknoloji göndermeyeceğini da aktarıyor.

Rusya'nın LNA'ya desteğinin uluslararası herhangi bir müdahale olmadan süreceğinin altını çizen Eltaguri, Batılı ülkelerin normalde oynaması gereken rolü oynamamasından dolayı Türkiye'nin de UMH'ye destek vermeye devam edeceğini belirtiyor. Eltaguri Türkiye'nin UMH'ye desteğine uluslararası ciddi bir tepki gelmesini beklemediğini de aktarıyor.

Moskova merkezli Rus ve Türkiye işleri uzmanı Kerim Has ise Moskova'nın Hafter'e desteğinin artarak devam edeceğini tahmin ediyor. Has, “Yeni bulunan enerji kaynaklarının paylaşımı ve sahiplenilmesi üzerine yoğunlaşan mücadeleler, bölgede artan güvenlik endişeleri ve yıkıcı Suriye tecrübesi Rusya'yı Libya'da daha etkin bir rol almaya itiyor” diyor. Has, bu durumun sadece Türk-Rus ilişkilerini değil, aynı şekilde bölgedeki diğer aktörler, Suriye, Mısır, İsrail, Yunanistan ve Rusya'nın Libya'daki en önemli müttefiki Hafter ile ilişkileri de daha fazla sıkıntıya sokacağının altını çiziyor.

Has'a göre daha önce Suriye'de olduğu gibi Türkiye'nin Libya ve Doğu Akdeniz'deki çıkarları da büyük bir riskle karşı karşıya kalacak.

Türkiye ve UMH Kasım ayında imzaladıkları anlaşma ile deniz komşusu olduklarını ilan etmiş, bu durum Yunanistan ve Kıbrıs tarafından karasuları ihlal edildiği gerekçesiyle eleştirilmişti.

Has, bu anlaşmanın Türk-Rus ilişkilerinde de gerginliğe yol açtığını belirtiyor. Has, “Her ne kadar Rusya Türkiye ile işbirliğinde güvenlik, enerji ve ticari çıkarlara sahip olsa da, Libya konusu Moskova-Ankara ilişkilerinde yeni bir oyun bozucu olarak karşımıza çıkıyor” diyor. Has, “Bu durum artık bir ihtimal değil, gerginlikleri kontrol altına alamazlarsa, Türkiye ve Rusya'nın bir sivil çatışmada karşı taraflarda oldukları bir gerçeğe dönüşüyor” diye devam ediyor.

TRT'deki bir röportajında Erdoğan, Rusya'nın Suriye'ye desteğini, kendisinin Libya'ya desteğiyle kıyaslarken, “Umarım Ruslar, Libya’nın yeni bir Suriye olmasına izin vermezler” ifadelerini kullanıyor.

Bu duruma işaret eden Has, Libya konusunun Türk-Rus ilişkilerinde birincil derecede bir rahatsızlık konusu olmadığını çünkü Doğu Akdeniz denkleminde NATO üyeleri, NATO düşmanları, NATO üyesi olmayan ülkeler, NATO ortağı olmayan ülkeleri de kapsayan diğer pek çok aktör bulunduğunu vurguluyor.

Ancak Has, çok büyük enerji kaynaklarına sahip olmasından dolayı ülkenin Suriye'den de daha büyük bir yıkıma maruz bırakabilecek vahşi bir savaşla yüz yüze kalabileceğini belirtiyor.