ABD Dışişleri: Bağdat ile Erbil anlaşmazlığı ortak çıkarlarımızı zedeler

ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Ned Price, Irak ve Kürdistan Bölgesi arasındaki çelişkilerin çözümü için her iki tarafı “yapıcı ve etkili bir şekilde” teşvik etme konusunda rol alabileceklerini belirterek, “Bağdat ile Erbil arasındaki herhangi bir anlaşmazlık, Irak halkı ve Kürt halkıyla olan ortak çıkarlarımızı zedeleme potansiyeline sahiptir” dedi.

ABD Dışişleri: Bağdat ile Erbil anlaşmazlığı ortak çıkarlarımızı zedeler

Geçtiğimiz Pazartesi günü, ABD Senatosu Dış İlişkiler Komitesi, Dışişleri Bakanlığı'nı Erbil ile Bağdat arasında soruna neden olan Kürdistan Bölgesi'ndeki petrol ve gaz meselesini çözmek için her iki tarafı "en üst düzeyde" görüşmeye çağırdı.

Demokrat Bob Menendez ve Cumhuriyetçi James Reich, Dışişleri Bakanlığı'na yazdıkları mektupta, ABD şirketlerinin Irak'ın ekonomik istikrarına ve enerji bağımsızlığına yardım ettiğini, ancak Irak Federal Mahkemesi’nin yakın tarihli bir kararının ABD’li şirketleri tehlikeye attığını ve Irak Petrol Bakanlığı'nın da bu şirketleri yaptırımlarla hedef aldığını belirtti.

ABD Uluslararası Kalkınma Finansmanı Kurumu'nun (DFC), Kürdistan Bölgesi'nde enerji sektöründe çalışan Amerikan şirketlere 300 milyon dolardan fazla kredi sağladı. DFC, yakın zamanda birkaç defa füze saldırısına maruz kalan Kor Mor sahasına da yaklaşık 250 milyon dolar yatırım yapmıştı.

ABD'li senatörler, mektupta Kürdistan Bölgesi'nin petrol sahalarına yönelik füze saldırılarıyla ilgili endişelerini de dile getirerek, "Iraf Federal Mahkemesinin faaliyetleri ve İran destekli saldırılar, yabancı yatırımları ve Irak'ın İran enerjisine bağımlılıktan kurtulmasını olumsuz etkiliyor” dedi.

Rûdaw muhabiri, bu mektupla ilgili görüşlerini ve Erbil ile Bağdat arasında yaşanan sorunları ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Ned Price sordu:

Senato Dış İlişkiler Komitesi’nin mektubundan bahsetmek istiyorum. Dışişleri Bakanı'ndan, petrol ve gaz anlaşmazlığını çözmeleri için Kürdistan Bölgesi ve Irak hükümetlerini acilen diyaloğa çağırması isteniyor. Siz de aynı ihtiyacı görüyor musunuz? Sizi bu iki hükümetle ilişki kurmaktan alıkoyan nedir?

Herhangi bir Kongre yazışmasıyla ilgili konuşacak yetkiye sahip değilim. Bu sahip olduğumuz yasalardan ötürü böyledir. Ancak, mevcut ve gelecekteki yatırımları destekleyen, Kürdistan Bölgesi de dahil olmak üzere, Irak halkının çıkarlarını geliştiren bir yol belirleme konusunda tarafları teşvik ediyoruz. Sorunuza gelince; ikili ticareti geliştirmek, şeffaflığı artırmak, yolsuzluğa karşı koymak, ekonomik reformları teşvik etmek ve ABD şirketlerine faaliyet zemini açmak için Irak hükümeti ile resmi ve gayri resmi diyalog sürdürüyoruz. Ve bu destekle, ABD şirketleri havacılık, enerji ve milyarlarca dolarlık tarımsal anlaşmalar için rekabet etme konusunda başarılı oldular. Bu yüzden Bağdat'taki merkezi hükümetle temas halindeyiz. Kürdistan bölgesindeki ortaklarımızla da temas halindeyiz.

Mektuba geri dönersek; orada ABD şirketlerinin çıkarlarının veya yatırımlarının da Bağdat ve Erbil arasındaki bu anlaşmazlık nedeniyle tehlikeye girdiğine vurgu yapılıyor? Görülen o ki, şu ana kadar sahip olduğunuz angajman bu anlaşmazlıkları çözmeye pek yardımcı olmadı. Enerji sektöründe 300 milyon doları aşan yatırım konusunda aynı endişeyi paylaşıyor musunuz?

Bağdat ile Erbil arasındaki herhangi bir anlaşmazlık sadece iki taraf arasındaki anlaşmazlık olacaktır. Elbette diyaloğu teşvik etmede, merkezi hükümeti ve Kürt hükümet yetkililerini bu anlaşmazlıkları yapıcı ve etkili bir şekilde çözmeye teşvik etmede rol oynayabiliriz ve biz de bunu yapmaya çalıştık. Irak söz konusu olduğunda bir takım çıkarlarımız var. Özellikle Kürt bölgesi içinde de bir takım çıkarlarımız var. Bağdat ile Erbil arasındaki herhangi bir anlaşmazlık, Irak halkı ve Kürt halkıyla da sıklıkla paylaştığımız ortak çıkarları zedeleme potansiyeline sahiptir. Bu yüzden onların çözüldüğünü görmeyi umuyoruz.

Başka bir sorum daha var; Mektupta ayrıca, senatörlerin Irak Petrol Bakanlığının, Federal Mahkeme’nin son kararını gerekçe göstererek ABD şirketlerine yaptırım uygulama riski altında olduğu yazılıyor. Bu görüşü paylaşıyor musunuz?

Bu iddiaları doğrulayacak durumda değilim, ancak dünya çapında ve bu elbette Irak'ta da Amerikan şirketleri için eşit bir faaliyet, rekabet alanı görmek istiyoruz. Rekabete inanıyoruz, ancak rekabetin yasalar ve kurallar çerçevesinde, adil bir zeminde gerçekleşmesi gerektiğine inanıyoruz. Durumun böyle olmadığını gördüğümüzde, bunu düzeltmeye çalışıyoruz.

Ama asıl soru şu; Irak'ı ABD şirketleri için adil ve eşit bir oyun alanı olarak görüyor musunuz?

Yineliyorum; ABD şirketleri milyarlarca dolarlık sözleşmeler kazanabilecek bir konumdalar. Iraklı ortaklarımızla, Kürt ortaklarımızla bu alanının adil olduğundan emin olmak için çalışıyoruz.