ABD, Türkiye'den neden vazgeçemiyor?

ABD ve Batı dünyası 'Türkiyeli' ya da 'Türkiyesiz' demenin eşiğine geldi. Bugün Londra'da NATO'nun 70. kuruluş yıldönümü için bir araya gelecek olan liderlerin kafasındaki sorulardan birini de NATO içinde 'kural tanımayan devlet bir devlet haline gelen' Türkiye ile ilişkilerin ne şekilde devam edeceği oluşturuyor. 

ABD, Türkiye'den neden vazgeçemiyor?

ABD ve Batı dünyası 'Türkiyeli' ya da 'Türkiyesiz' demenin eşiğine geldi. Bugün Londra'da NATO'nun 70. kuruluş yıldönümü için bir araya gelecek olan liderlerin kafasındaki sorulardan birini de NATO içinde 'kural tanımayan devlet bir devlet haline gelen' Türkiye ile ilişkilerin ne şekilde devam edeceği oluşturuyor. 

Amerikan savunma ve güvenlik çevrelerine yakınlığıyla bilinen Defense One adlı haber sitesinde Katie Bo Williams tarafından kaleme alınan makalede Türk-Amerikan ilişkileri ve NATO'nun geleceğinde Türkiye'nin yer alıp alamayacağı mercek altına alınıyor. 

Makalenin spotunda, 'Amerikalı bir diplomat sorunun, 'Kural tanımayan bir Türkiye ile yaşayabilir miyiz?' değil, 'Bir seçeneğimiz var mı?' olduğunu söylüyor. Türkiye uzun süre NATO içinde değeri bilinmeyen ve saygı gösterilmeyen bir ülke olduğunu düşündü.' deniyor. 

'Türkiye her ne kadar Afganistan ve diğer yerlerde olduğu gibi insan gücüyle NATO misyonlarına destek verse de Batılı ülkeler için Türkiye'nin önemi sahip olduğu ekonomik ya da askeri gücü değil sahip olduğu stratejik konumdur.' denen makalede ABD Avrupa gücü eski komutanlarından Ben Hodges'in, 'Biz Türkiye'yi Karadeniz'in 'şişenin tıpası' olarak görüyoruz. Onlar ise böyle görmüyor. Yıllar önce Türklerin, 'Siz bizi takdir etmiyorsunuz, bize saygı göstermiyorsunuz. Sadece bize ihtiyaç duyduğunuzda geliyorsunuz.' dediklerini hatırlıyorum.' şeklindeki sözlerine yer veriliyor. 

Makalenin önemli bazı bölümleri şu şekilde:

ABD Başkanı Donald Trump bu hafta NATO zirvesi için Londra'ya giderken, Türkiye ve Batılı müttefikleri arasındaki ilişkiler zorlu bir süreçten geçiyor. NATO'nun birkaç üyesi tarafından gerçekleştirilen gizli F-35 programını tehlikeye atabilecek Rus savunma sistemlerini almasından dolayı Washington ve Ankara'nın ilişkilerinde soğukluk bulunuyor. 

Ekim ayında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın güçlerini Suriye'ye göndermesi Kongre'yi kızdırırken, Fransa ile de ağız dalaşına sebebiyet verdi. 

Batı'nın nasıl hareket etmesi gerektiği konusunda Washington'da politika yapıcılar bölünmüş durumdalar ve şu soru soruluyor: Sert konular kalıcı bir kırılmaya sebebiyet verir mi?

Amerikalı üst düzey bir yetkili, 'Türkiye kendisi için iyi olanı yapıyor. ABD için ise sorunun sadece 'Kural tanımayan bir Türkiye ile yaşayabilir miyiz?' değil, 'Seçeneğimiz var mı?' olduğunu söylüyor

Kongre'de hayal kırıklığı artıyor. Geçtiğimiz günlerde milletvekilleri uzun süredir konuşulan Ermeni soykırımı yasa tasarısını onayladı. Suriye işgalinden dolayı Ankara'ya yaptırım uygulanmasını istiyorlar. Kongre'nin her iki kanadından üyeler Türkiye'nin NATO'dan çıkarılmasını dahi önerdiler. 

Ancak Defense One'a konuşan bir düzine Kongre üyesi Türkiye ile yaşanan ayrışmanın pahalıya mal olmasından endişe ediyor. Türkiye, B-61 nükleer bombardıman uçaklarının konuşlandığı İncirlik'in de aralarında bulunduğu pek çok ABD ve NATO üssüne ev sahipliği yapıyor. Ayrıca Ortadoğu'nun hemen yanıbaşında yer alıyor ve boğazlara sahip. 

Çoğuna göre yeni olan ABD-Türkiye ilişkilerinde yaşanan çatlama değil, Türkiye'nin hızla otoriterleşen cumhurbaşkanı. Amerikalı bir yetkili Erdoğan için, 'Usta bir politikacı ve usta bir stratejist. O hiçbir zaman küçümsenmemeli.' diyor. 

İsmini açıklamayan bir yetkili, Türkiye'de hiçbir liderin Erdoğan kadar Türkiye'nin coğrafi konumundan yararlanmadığını belirtiyor. 

Türkiye, Trump'ın Erdoğan sevgisinden dolayı yeni bir avantaja daha sahip. 

'Hükümet için Erdoğan'dan dolayı büyük bir hayal kırıklığı yaşanıyor.' diyor başka bir yetkili ve ekliyor: 'Başkan onu seviyor ancak hükümetin geri kalanı onu oldukça riskli hareketlerde bulunan öngörülemez bir kişi olarak görüyor.'

Diğer bir yetkili 'Potus'un emrindeki tanıdığım herkes Türkiye'nin Suriye'deki eylemlerinin ilişkileri kökten değiştirdiğine inanıyor.' diyor. 

Bazı uzmanlar ve Kongre üyeleri Türkiye'nin S-400 füzelerinden almasını NATO ve ABD'den uzaklaşması ve Rusya'ya yakınlaşması ya da Rusya'nın mevcut çatlağı kullanarak Türkiye'yi NATO'dan uzaklaştırma çabası şeklinde değerlendiriyor.

Üst düzey hükümet görevlisi, 'İlişkilerdeki en büyük problem F-35/S-400'lerdir. İki taraf ta üst düzey uzlaştırma çabalarına rağmen geri adım atmıyor.' diyor. 

Türkiye uzmanı Amerikalı yetkili, Türkiye'nin kendi çıkarları için en iyisini olduğunu düşündüğü taktik ve stratejik bir karar aldığını belirtiyor. Pek çok yetkili Erdoğan'ın 2016 darbesinin arkasında ABD'nin olduğunu düşündüğünü, bundan dolayı da Amerikan uçaksavar sistemlerini almadığını öne sürüyor. 

Ayrıca pek çok Türkiye uzmanı ABD'nin, Erdoğan'ın sınırlarının güneyinde Kürtleri tehdit olarak gördüğü yönündeki görüşlerini hafife aldıklarını da söylüyor. Bir yetkili, 'Burası Türkiye'nin en fazla riski göze alacağı bölge.' diyor. Rusya'nın desteğiyle Türkiye, Suriye'nin kuzey doğusunda önemli kazanımlar elde etti. 

S-400 konusunda Türkiye'yi ikna etmek için Ankara'dan yeni dönen Kongre'nin Demokrat üyelerinden Elissa Slotkin, 'Türkiye de pek çok ülkenin yaptığını yapıyor; ABD ile ilişkilere güvenmediklerinden dolayı ilişkilerini ve politikalarını çeşitlendiriyorlar. ' diyor. 

Uzmanlar, Erdoğan'ın bağımsız bir güç olarak Türkiye'nin uluslararası nüfuzunu daha da genişletmeye çalıştığını, bundan dolayı NATO'ya bu tür bir muamelede bulunduğunu öne sürüyor. 

Yetkililer Londra'ya giderken Trump yönetimi de Türkiye'yi NATO ile yeniden senkronize etmeye çalışıyor. 

Amerikalı bir yetkili, NATO'nun, senkronize olmamış bir Türkiye'den daha çok tam senkronize olmuş bir Türkiye ile daha güçlü olacağını belirtiyor. 

Amerikan delegasyonu aynı zamanda Türkiye ve Fransa arasında iyice ısınan ağız dalaşını dindirmeye çalışacak. Türkiye'nin Suriye operasyonunu sert bir dille eleştiren Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron NATO'da beyin ölümü gerçekleştiğini de söylemişti. Macron'a sert tepki gösteren Erdoğan ise 'Sen kendi beyin ölümünün gerçekleşip gerçekleşmediğini kontrol et.' demişti. 

Macron'la yüz yüze görüşecek olan Trump'ın Erdoğan'la görüşmesi programda yok. 

Şimdiye kadar ABD'nin Türkiye'deki varlığında bir değişiklik görünmüyor. Trump hükümeti geçtiğimiz yıl İncirlik'teki askeri varlığı azaltmıştı. Amerikan Yönetimi, İncirlik'teki nükleer bombaları da sessizce çıkarmaya çalışıyor. 

Türk-ABD ilişkileri daha önce de kırılma yaşamıştı. O zaman da hükümet ilişkileri korumaya çalışırken, Kongre Ankara'yı cezalandırmaya istekliydi. 

1974 yılında Türkiye Kıbrıs'ı işgal ettiğinde hükümet ile Kongre karşı karşıya gelmişti. Sonunda Amerikalı Yunan lobilerinin de uğraşları sonucu Kongre galip gelmiş ve Türkiye'ye 1975-78 yılları arasında silah ambargosu uygulanmıştı. Buna karşılık Türkiye de topraklarında bulunan tüm ABD savunma ve istihbarat birimlerini kapatmıştı. Kongre'nin ambargoyu kaldırması üzerine dönemin ABD Başkanı Jimmy Carter, 'Kongre'nin karşılaştığı en önemli dış politika konusu' demişti. 

2019'da iki ülke arasında devam eden problemlere rağmen Amerikalı üst düzey yetkili, 'Uluslararası büyük bir oyuncu Avrasya'da izleyeceği bir strateji için Türkiye'ye muhtaç. Kaybedilemeyecek kadar çok büyük.' diyor.