ABD'den Türkiye'ye karşı yeni hamle: Üst düzey yetkililere yaptırım...

İki Amerikan senatörü, 15 Temmuz'dan sonra tutuklanan ABD vatandaşları ya da görevlileri konusunu ABD Kongresi'nin gündemine getirdi. Tutuklamaların sorumlusu üst düzey Türk yetkililere yaptırım uygulanması isteniyor.

ABD'den Türkiye'ye karşı yeni hamle: Üst düzey yetkililere yaptırım...

ABD vatandaşı ya da ABD diplomatik misyonlarında çalışanların tutuklanmasının sorumlusu olan üst düzey Türk yetkililere yaptırım isteyen bir tasarı ABD Kongresi'nin gündeminde. Tasarı Cumhuriyetçi senatör Roger Wicker ile Demokrat senatör Ben Cardin tarafından ABD Kongresi'nde Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Komisyonu olarak da bilinen Helsinki Komisyonu'na sunuldu.

Türkiye'de tutuklu bulunan ABD vatandaş ve görevlilerinin durumu uzun süredir Ankara-Washington arasındaki ilişkilerde bir gündem başlığı. Bu başlık, Papaz Brunson olayıyla derin bir kriz başlığı haline gelmiş, Brunson'un geçen Ekim ayında serbest kalmasıyla geçici bir ferahlama sağlanmıştı.

Kongreye sunulan tasarıda ABD yönetiminden, "haksız tutuklamalardan" sorumlu tüm üst düzey Türk yetkililere yaptırım uygulaması, bu yetkililerin ABD'ye girişlerinin yasaklanması ve ABD'deki mal varlıklarının dondurulması istendi. Tasarıda ABD Başkanı Donald Trump'tan Türkiye'ye temel hak ve özgürlüklere saygı duyması çağrısı yapması da istendi.

“ABD vatandaşlarını ve diplomatik misyon çalışanlarını siyasi kovuşturmalardan koruma tasarısı 2019” başlığını taşıyan tasarı metninde Türkiye'de binlerce kişinin siyasi gerekçeli tutuklamaların kurbanı olduğu öne sürüldü.

Türkiye'ye tölerans yok

Senatör Cardin açıklamasında "Türk hükümetinin Amerikan vatandaşlarını ve ABD tarafından istihdam edilen Türkiye vatandaşlarını haksız şekilde tutuklaması insan hakları ihlalidir. Tasarımız Türkiye'nin bu davalarda yıllarca inatçılık etmesine ABD'nin tolerans göstermeyeceğini açıkça ortaya koyuyor" ifadelerini kullandı.

Senatör Roger Wicker da komiteye yaptığı sunumda "ABD vatandaşı Serkan Gölge'nin Türkiye'de tutuklanmasının üzerinden iki buçuk yıldan uzun süre geçti. O günden bu yana iki Amerikalının - Pastör Andrew Brunson ve ABD hükümetine çalışan yerel bir yetkilinin- dayanaksız terör suçlamalarıyla sahte cezalar aldığını gördük. İstanbul'daki konsolosluğumuzda görevli en az iki yerel görevlinin de herhangi bir kabahate yönelik inandırıcı delil olmasa da, siyasi motivasyonlarla yargılanma süreci devam ediyor.Türk yetkililer derhal vatandaşlarımıza ve personelimize yönelik bu tacizi durdurmalı" dedi. Senatör Wicker tutuklamalarla ilgili olarak Washington Post gazetesinde yayımlanan bir makale de yazdı.

Tasarıda imzası bulunan 4 diğer senatörden biri olan Cumhuriyetçi Thom Tillis "Türkiye geçen Ekim ayında doğru yönde bir adım atarak Pastör Andrew Brunson'ı serbest bırakmış olsa da, Türkiye'nin iyi niyet göstergesi olarak daha fazla adım atması ve bir NATO müttefiki gibi davranması gerekiyor" dedi.

2017'de ABD'nin Türkiye'deki diplomatik misyonlarında çalışan bazı yetkililerin gözaltına alınması sonrası iki ülke arasında kriz yaşanmış ve Washington ve Ankara karşılıklı olarak vize uygulamalarını askıya almıştı.

Özellikle Amerikalı pastör Andrew Brunson'ın tutukluluğu iki ülke arasındaki gerilimi daha da artırmış, Ekim 2016'da gözaltına alınıp Aralık 2016'da tutuklanan Brunson, geçen yıl Ekim ayında serbest bırakılmıştı.

Listedeki isimler kimler?

Halihazırda bu listede, Türkiye’ye tatile geldiğinde FETÖ’den tutuklanan NASA mühendisi Serkan Gölge, geçen yıl tutuklanan ABD konsolosluk görevlisi Metin Topuz ve 37 yıldır ABD’nin Adana konsolosluğunda tercüman olarak görev yapan ve 15 Temmuz sonrası gözaltına alınan Hamza Uluçay var. ABD yönetimi kamuoyu önünde bu isimleri fazla tartışmasa da, kapalı kapılar ardından yapılan tüm temaslarda bu isimleri çözüm sürecinin bir parçası olarak gündeme getiriyor.

Türkiye’de son iki yıldır devam eden OHAL döneminde kaç ABD vatandaşının tutuklandığı bilinmese de, bu rakımın 20 civarında olduğu sanılıyor.

ABD konsolosluk görevlileri ve OHAL sürecinde gözaltına alınan ABD vatandaşları için düşünülen formül, geçen yıl Almanya ile yaşanan kriz sonrası Berlin’le yapılan Deniz Yücel mutabakatının bir benzeri olarak kurgulanıyor. Kamuoyu sadece krizin Deniz Yücel boyutuna odaklansa da, gerçekte Almanya’nın talepleri arasında OHAL sürecinde ‘terörle mücadele’ gerekçesiyle gözaltına alınan 20’nin üzerinde Alman vatandaşının serbest bırakılması vardı. Bu isimler, Deniz Yücel’in Almanya’ya iadesinin öncesi ve sonrasındaki aylarda sessiz sedasız bırakıldı.

Serkan Gölge - ABD'nin Ulusal Havacılık ve Uzay Dairesi'nde (NASA) çalışan 38 yaşındaki Gölge, 2016'de Hatay'da gözaltına alındı ve "terör örgütüne üye olmak" suçlamasıyla 15 yıla kadar hapis cezası istemiyle yargılandı. Gölge, Şubat 2018'de 7,5 yıl hapis cezasına çarptırıldı.

Hamza Uluçay - ABD'nin Adana Konsolosluğu'nda 30 yılı aşkın bir süredir tercüman olarak görev yapan Uluçay, Şubat 2017'de gözaltına alındı. Uluçay hakkında "silahlı terör örgütüne üye olmak" suçundan 15 yıla kadar hapis cezası isteniyor.

ABD'nin gündeme getirdiği diğer yerel çalışanlar, İstanbul Başkonsolosluğu'nda görevli isimler.

Metin Topuz - ABD'nin uyuşturucuyla mücadeleden sorumlu güvenlik birimi DEA'da çalışan Topuz Eylül 2017'de gözaltına alındı ve Ekim başında da tutuklandı. Topuz'un tutuklanmasının ardından ABD, Türkiye'deki diplomatik temsilciliklerinden yapılan vize başvurularını süresiz olarak askıya aldı.

Mete Cantürk - Onun hakkında yürütülen soruşturmada adı geçen bir diğer konsolosluk çalışanı Mete Cantürk de Ocak 2018'den sonra ev hapsine alındı.

New York Times gazetesinde daha önce yayımlanan bir haberde, Türkiye'nin batısındaki bir özel üniversitede çalışan ve hem Türkiye hem de ABD vatandaşı olan bir çiftin de "terör örgütü bağlantısı" olduğu gerekçesiyle 10 yıl hapse mahkum edildiği belirtildi. Çiftin kimliğine yer verilmezken, erkek olanın halen Sincan Cezaevi'nde bulunduğu, kadınınsa küçük çocuğu olduğu gerekçesiyle tahliye edildiği belirtildi. Gazete ayrıca, Widener Üniversitesi Kimya Bölümü öğretim üyesi İslam Kul ile emlakçı erkek kardeşi Mustafa Kul'un da tatil için bulundukları Bursa'da Ağustos 2016'da Gülen Cemaati üyesi oldukları gerekçesiyle tutuklandıklarını ve halen cezaevinde olduklarını yazdı.