Ahmet Türk: Fırsatlar değerlendirilmedi ve heba edildi

7 Haziran'da Kürtler 80 vekil çıkardığında Türkiye hükümeti olan Barış sürecini tıkamak ve bitirmek istedi. Bunu elbette ki iyi okumamız lazım ancak bununla beraber bu fırsatı elden kaçırmamız lazımdı ve onlara da fırsat vermememiz gerekiyordu.

Ahmet Türk: Fırsatlar değerlendirilmedi ve heba edildi

KÜRTLERE STATÜ HAKKI VERİLMELİ

"Orta Doğu'da çok sorun var elbette ki biliyoruz ancak en başlıca problemi Kürt sorunudur. Biz Kürt sorununu barış ve diyalog yoluyla ve ortak bir akıl vurgusuyla çözülmesinden yana olduk. 40 milyonluk Kürt Orta Doğu'da hala statüsüz durmakta. Eşit haklara sahip değil. Kürtler haklarına kavuştuğunda bu, Türk halkının da kazancına olacaktı. Ancak Kürtlere karşı bir susturulma politikası uygulanmakta. Kürtlerin dili, kültürü, kimliği üzerine oyunlar oynanıyor hatta Kürt realitesinden duydukları endişenin bile dile getirilmesinden çekinilmiyor. Bunlar da bölgede istikrarsızlık ve huzursuzluk meydana getiriyor.

KÜRTLERİN KAZANIMLARI TÜRKİYE'NİN YARARINADIR

Demokratik siyaset zihniyetini ileriye taşımak ve genişletmek için özel çaba sabretmeliyiz. Çözümün diyalog yoluyla gelmesi için sabırlı davranmamız lazım. Türkiye devleti Kürtlerin kazanımının kendine tehdit yaratacağı algısına kapılmamalı. Bugün yürütülen politikalar mantıklı değil ve demokrasi çerçevesinde değil. Kürtlere biraz rahat nefes alabilmesi ve taleplerini dile getirmesi için bir fırsat tanınmalı. Tabi öte yanda biz kütler de eksikliklerimizi de görmek zorundayız.

TEK BAŞIMA DA MÜCADELE VERECEĞİM

Hapiste olduğum zamanlarda çok düşündüm. 74-75 yaşlarındayım. Diyalog ve barışta rol almak istiyorum. Her zaman için silahlı mücadeleyi ortadan kaldırmak ve engin bir siyaset için çalıştım. Tek kişilik bir çalışmanın ne kadar etkisi olur bilmiyorum. Bugün yalnız ben değil Türklerde de vicdan ve ahlak sahibi kişiler var. Onlar da barışa ve diyaloga götüren yol için bu problemi çözmek istiyorlar. Onların da bu yönde çalışmaları var. Bu çalışmaları genişletmek istiyoruz. İyi biliyoruz ki savaş yüz yılda sürse iki yüz yılda sürse barış ve diyalog için çözüm yolu muhakkak geliştirilir. Kürdistan'ın Kuzeyinde de, Türkiye'de de hükümet ile siyasetçi ve partiler arasında görüşmeler yapılırsa aradaki düşmanlıklar ortadan kalkar. Bugün özgürlük yolunda, demokrasi yolunda ne kadar imkanım olanağım varsa üstüne çalışacağım.

BAŞKAN BARZANİ'NİN ROLÜNÜ CANI GÖNÜLDEN DESTEKLİYORUM

Saygıdeğer başkan Mesut Barzani, diyalog ve barış için şimdi her zaman olduğundan daha fazla etkin rol oynamalı. Barzani, Kürt halkının başkanıdır. Kürtlerin geleceği için Kürtlerle ve diğer devletlerle görüşmelerde bulunmalıdır. İlerlemek için çalışmalarını genişletmelidir. Kürdistan Başkanı Mesut Barzani'nin bu yoldaki çalışmalarını belirginleştirmesini ve aktif rol oynamasını can-ı gönülden destekliyorum.”

80 VEKİL ÇIKARDIĞIMIZ FIRSATI KAÇIRMAMALIYDIK

7 Haziran'da Kürtler 80 vekil çıkardığında Türkiye hükümeti olan Barış sürecini tıkamak ve bitirmek istedi. Bunu elbette ki iyi okumamız lazım ancak bununla beraber bu fırsatı elden kaçırmamız lazımdı ve onlara da fırsat vermememiz gerekiyordu. Onlar barış sürecini bitirmek istediğinde bizim de tüm gücümüzle ve geniş, kapsamlı bir akılla sesimizi dünyaya duyurabilmemiz lazımdı. Doğrusu en büyük eksikliklerimizden biri, Kürtler arasında da çözüm için diyalog için bir araya gelme durumu meydana gelmiyor. Bugün Kürt siyasetinde ortak bir amaç ve düşünce olsaydı eksikliklerimiz ve hatalarımız da azalırdı.

ÇOĞULCU SİYASETE TAHAMMÜL ETMELİYİZ

Şunu çok iyi anlamamız lazım: Kürtler bugün Orta Doğuda çok büyük bir rol oynayan önemli bir konumdadır. Dolayısıyla bugün bizimle sorunu olanların bu gerçekten büyük bir endişe duyuyor. Kürtlerin statü sahibi olmasını istemiyor. Bunları bilmemiz görmemiz lazım. Çoğulcu geniş siyasete de tahammül etmeliyiz. Aksi halde sorunlar yaşamaya devam ederiz.

KENDİMİZİ DE ELEŞTİRMELİYİZ

Kedimizi elbette ki eleştirmemiz lazım nerede hata yaptık neyi yapmamamız gerekiyordu diye. Ancak bir de karşımızdakinin niyetini de iyi okumalıyız. Bunu yapmadığımız sürece de Kürt halkı olarak sorun yaşamaya devam edeceğiz. Şu an elde edilen kazanımların kaybedilmesi için de özel bir çaba yürütülüyor. Bunları da görmemiz gerek. Dolayısıyla bugün diyalog günüdür diyorum.

KÜRTLER, NE ARAPLARA NE DE TÜRKLERE TEHDİTTİR

Bugün Orta Doğu'da çok büyük problemler sıkıntılar yaşanmakta ve bunların müzakere ve diyalog yoluyla çözülmesi lazım. Kürt halkı, ne Türk halkına ne Arap halkına ne de diğer halklara üzerinde bir tehdit oluşturmuyor. Onların düşmanı değil. Kürtlere dostluk eli uzatıldığında kendilerini çok iyi ifade edebilir ve bu dostluklarını devam edebilir.”