Buldan: 'Kobani Davası adı altında kumpas davası yürütülüyor'

Aralarında HDP eski Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ dahil 20 kişinin tutuklu bulunduğu, 108 sanıklı Kobane davasının dördüncü duruşmasında da karar çıkmadı ve davanın yarın da (21 Eylül) görüşülmesine karar verildi.

Buldan: 'Kobani Davası adı altında kumpas davası yürütülüyor'

Ankara 22'nci Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen yargılamayla ilgili HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan, Kobane Davası adı altında “kumpas davası” yürütüldüğünü söyledi ve ekledi:

“Kobani Davası'nın kesinlikle hukukla ilgisi olmayan, siyasi saiklerle yazıldığı ve iddianamenin içerisinde gerçekle alakalı hiçbir şey olmadığı, intikam duygusuyla yazılan bir iddianamenin uygulanmaya çalışıldığını görüyoruz. Bununla birlikte bir dönemin siyasi aktörlerin yargılandığını görüyoruz.” 

6-8 Ekim olayları olarak bilinen Kobani ve 2014'te gerçekleştirilen eylemler gerekçesiyle görülen dava dosyasında sanık olarak yer alan 108 kişi, 29 ayrı suçlamayla 38'er kez ağırlaştırılmış müebbet ve 19 bin 680'er yıl hapis istemiyle yargılanıyor.

Duruşma salonunda Sincan Cezaevi'nde kalan tutuklu siyasetçiler hazır bulunurken, Edirne F Tipi Kapalı Cezaevi'nde bulunan Selahattin Demirtaş ve Kandıra Cezaevi'nde bulunan Figen Yüksekdağ ve diğer siyasetçiler Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile katıldı.

Verilen arada, Demirtaş ile Buldan SEGBİS aracılığıyla görüştü. HDP Eş Genel Başkanı Buldan, Demirtaş’a “Başkan sizi özledik. Yakında yanınıza geliriz” dedi. Demirtaş’ın ise bu sözlere gülerek, “Ziyarete gelin ama başka türlü gelmeyin” yanıtını vermesi damga vurdu. Buldan da Demirtaş’ın bu ifadesine karşılık olarak “İnşallah siz geleceksiniz” cevabını verdi.

HDP eski MYK üyesi Cihan Erdal'ın avukatı Arif Ali Cangi, "Görünüyor ki bu davada iktidar partilerinin yandaşları ve seçmenlerinin tamamı davaya katılıyor ama böyle bir gerçeklik karşısında müşteki, şikayetçi katılma noktasında tartışmalıyız" dedi.

Her katılma talebinde görüşlerinin alınması gerektiğini söyleyen Cangi, İçişleri Başkanlığı'nın, MİT'in bu davaya müdahil talebine ilişkin şu sözleri sarf etti:

"Bu müdahillik talebi görevlerini yapamadıklarının itirafıdır. Eğer o olayları önleyebilselerdi o olayları çıkaranlar fiilen karşınızda olacaktı. Bu şekilde bu dava dosyası bir anlamda HDP'li yöneticilere yönelik bir siyasi linç davasına dönüştürülüyor. şikayetçi ve mağdur durumunun çok hassas bir şekilde değerlendirilmesi gerekiyor. Dava dosyasına giren evrak içinde cimer'den gönderilen şikayetler de yer alıyor. Örneğin biri Selahattin Demirtaş hakkında CİMER'e başvurmuş ve en ağır şekilde cezalandırılmasını istiyor bu da yer alıyor dosyada. Bu CİMER şikayetlerinin dosyaya gönderilmiş olması yargılamayı etkiler. Bu nedenle bunların dosyadan çıkarılması gerekiyor çünkü adil yargılama hakkının ihlali niteliğinde"

HDP Hukuk Komisyonu Üyesi avukat Kenan Maçoğlu bir önceki celsede 43 ara kararın oluşturulduğunu hatırlattı. Maçoğlu şunları söyledi:

“15 Haziran tarihli yerine getirilmeyen 2 talep var. Dosyanın açık tanığı olan Kerem Gökalp idari gözetim kararıyla Ankara TEM'e götürülüyor. 13 gün boyunca TEM'de ifadesi alınıyor. O dilekçe 354 klasörü inceledik ancak biz bir yerde göremedik. Siz ara karar oluşturmuştunuz. Cevabı gelmemiş. Tekrardan istiyoruz. 15 Haziran tarihinde unutulan bir klasörden size bahsettik. Savcının çalıştığı 234 klasör sanırım. O klasör içerisinde 5 sayfalık bir Ankara TEM Şube Başkanlığı imzalı belge vardı. Belgeyi kimin oluşturduğunu istenmesini talep etmiştik. Bu belgede yer alan tarih Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ'ın tutuklanmasından hemen önceki bir tarih ve tamamı yok. Soruşturma dosyasında unutulmuş. Biz iki evrak için de talepte bulunduk. Ama doğrudan bu kumpas dosyasının delili olacak evraklar dosyanın savcısı tarafından dosyaya gönderilmedi.

Çünkü bu kumpasın ne şekilde ve kimler tarafından hazırlandığını gösteren net bir belge. Hangi suçlara kimlerin dahil edileceği ne kadar ceza alacaklarına dair çok ayrıntılı bir belge. Bu belge savcı dosyaya özel atandıktan sonra 2018'de hazırlanıyor. Dosyada delil bulunmazken bu dosya üzerinden işlemler başlatılıyor. Savcılık yeni delil üretmek için ciddi çabalar veriyor. Tanık ve gizli tanık bulunması için ciddi çabalar veriliyor bu soruşturma üzerine kapatma davası düzelebileceği ve partinin bu şekilde kapatılabilmesi açık ve net bir şekilde yazılıyor.

HDP ye açılan kapatma davası organize bir şekilde 2018'de başladı. Sadece o belgede değil 59 klasöre ek olarak 8 flaş bellek bize teslim edildi. Bu beleklerde çeşitli itirafçıların beyanları var. İlginç şeyler var. Bu bahsettiğimiz Kerem Gökalp'ın bu Kobani soruşturması kapsamında verdiği ifade genel iddianamenin omurgasını oluşturan bir iddianame sizin de tutukluluk devam kararlarına dayanak gösterdiği bir ifade. Kerem Gökalp'ın bu Kobani davası kapsamında verdiği bir ifade Kobani dosyasında yer almıyor.  Ama HDP Kapatma dosyasında yer alıyor. Anayasa Mahkemesi'nin bize ilettiği belgelerde dosyaya eklerde Gökalp'ın ifadesi yok. Savcı ifadesini almış Kobanê dosyasına koymamış. Bu savcı ve Yargıtay Başsavcısı kendi aralarında belge alıp, veriyorlar. Organize bir şekilde bu dosyayı oluşturup HDP'nin kapatılması için faaliyette bulunuyorlar. Talebimizdir; gizli tanık Ulaş, gizli tanık Mahir ve Kerem Gökalp'ın ifadelerinin tamamının dosyaya alınmasını istiyoruz."

Haberin kaynağına buradan ulaşabilirsiniz