Cumhuriyet yazarı Yıldızoğlu: AK Parti'de 'Termidor senaryosu' tedirginliği

Cumhuriyet yazarlarından Ergin Yıldızoğlu köşesinde "Seçimlere doğru muhalefet ve iktidar" başlıklı bir yazı kaleme aldı. Hem muhalefet hem de iktidarın seçimlere zorlu koşullarda girdiğini dile getiren Yıldızoğlu Erdoğan'ın 'Termidor' korkusu yaşadığını dile getirdi.

Cumhuriyet yazarı Yıldızoğlu: AK Parti'de 'Termidor senaryosu' tedirginliği

Cumhuriyet yazarlarından Ergin Yıldızoğlu köşesinde "Seçimlere doğru muhalefet ve iktidar" başlıklı bir yazı kaleme aldı. Hem muhalefet hem de iktidarın seçimlere zorlu koşullarda girdiğini dile getiren Yıldızoğlu Erdoğan'ın 'Termidor' korkusu yaşadığını dile getirdi.

Muhalefet seçimlere yine çok zor koşullarda gidiyor. Seçmen sandığa atacağı oyun kaderinden emin olamıyor; son seçimlerin anısı şüphelerini, muhalefetin belirgin çaresizliği karamsarlığını artırıyor. 
İktidarın durumu da iyi değil. Elindeki tüm baskı ve propaganda araçlarına karşın, önemli bir dönemece geldiğinin farkında ve korkuyor.

AKP'nin 16 yıl boyunca toplumu ve devleti yeniden şekillendirme ülkenin ekonomik kaynakların ulaşma, onları kendine çalışacak biçimde denetim altına alma sürecinde önemli kazanımlar elde ettiğini dile getiren Yıldızoğlu, AKP'nin toplumun yarısından fazlasını artık kendi projesine kazanamayacağını anladığını, her seçimde sonuç almak için giderek daha fazla yolsuzluk yapmak, dolayısıyla daha fazla risk almak zorunda kaldığı bir noktada bulunduklarını vurguladı. 

Siyasal İslamın “pasif devrim” sürecindeki dönüşümleri kolaylaştıran ekonomik koşulların ve uluslararası dengelerin artık mevcut olmadığını belirten Yıldızoğlu aksine denetim altına alınamayan bir ekonomik krizin ve dış politikada yaşanan sıkışmanın, siyasal İslamın içinde paylaşılan pastayı, seçmene dağıtabileceği sadakayı hızla küçülttüğüne dikkat çekti.

AKP hükümetinin imajının da içerde ve dışarda “beceriksiz”, “hırçın”, “baskıcı” bir yönetim olarak değiştiğini ileri süren yazar, genel olarak yerel konularda ve kişilikler üzerinde yürütülmesi beklenen bir yerel seçimlerde, AKP’nin liderini sahaya (çay dağıtmak gibi tuhaflıklarla) sürmek zorunda kalmasının, bir yetersizliğin itirafı olduğunu ve bu yetersizliğin de gözlerden kaçmadığına atıfta bulunuyor. 

Dahası, Erdoğan'ın konuştuğu her yerde, bezgin kalabalıkları heyecanlandırmak adına muhalefete yönelttiği abartılı suçlamalar, siyasal İslamın kimi liderlerini, hatta sermaye sınıfının önde gelen temsilcilerini tedirgin ettiğini dile getiren Yıldızoğlu büyük sermayenin, siyasal İslamdan aldıklarını yan cebine koyarken, sözcülerinin ağızlarını her açtıklarında demokrasi, adalet çağrısı yapmasının da bu hoşnutsuzluğun, bir “termidor” arzusunun ifadesi olduğunu vurguluyor ve Termidor terimini açıklayarak AKP özgülüne indirgiyor
 
"Termidor, Fransız devriminin mirası bir kavram: Bir “devrim” süreci tıkanmaya, istikrarını kaybetmeye, aşırılıkları göze batmaya başlayınca, süreci bu noktaya kadar getiren “radikal” liderlik tasfiye ediliyor. Tükenen liderliğin yerine, aynı projeye sadık ancak daha ılımlı ve uzlaşmacı izlenimi veren bir liderlik geçiyor. Böylece, toplumdaki öfkeyi yatıştırıp, “devrimin” kazanımlarının konsolide edilmesi amaçlanıyor." 
 
Abdullah Gül, Ahmet Davutoğlu, Ali Babacan üçlüsünün yeni bir parti oluşumu niyetiyle öne çıkmaya başlamasının, bir “termidor” senaryosuna uygun olduğunu belirten yazar, bu senaryonun, AKP liderliğinde ciddi bir tedirginlik yarattığının söylenebileceğine vurguda bulunuyor.