DEM Parti: 'Kürtçe’den korktuğunuz kadar bu ülkenin çökmekte oluşundan korku duymuyorsunuz'

DEM Parti Grup Başkanvekili Meral Danış Beştaş, "Kürt sorununu bomba akılsızlığıyla değil, siyasi akılla çözme niyeti gösterseniz, bakanınız kapı kapı para peşinde koşmayacak, Milli Savunma Bakanlığının kasasındaki savaş parası bu ülkenin kalkınma bütçesine dönüşecek. Mesele bu kadar yalın ve basit. Kürt sorununun çözümsüzlüğü noktasındaki inatçı ısrarınız hukuktan giderek uzaklaşmayı, hukuksuzluğun yaygınlaşması ise ekonomik krizi derinleştiren bir olgudur” dedi.

DEM Parti: 'Kürtçe’den korktuğunuz kadar bu ülkenin çökmekte oluşundan korku duymuyorsunuz'

Beştaş, Meclis Genel Kurulu’ndaki 2024 yılı bütçe görüşmelerinin son gününde DEM Parti grubu adına söz aldı.

Bütçenin, yasamanın yürütmeye gelir ve giderler için yetki verdiği ekonomik bir plan, siyasi bir belge olduğunu belirten Beştaş, AK Parti hükümetlerinin göreve geldiği günden bu yana toplum yararına bir bütçe hazırlamadığını söyledi.

Beştaş, karşılarında hukuk tanımaz bir iktidarın yarattığı yaralı bir ülkenin bulunduğunu, iktidarın kendi bekası uğruna yasaları yalanlarıyla birbirine kattığını savunarak, "Bu iktidar sayesinde 12 Eylül anayasası bile daha demokratik görünüyor” dedi.

“Kimse Yargıtay, AYM'ye muhtıra çekti diye şaşırmasın”

Anayasaya aykırılığın salt iktidar tarafından topluma dayatılan bir durum değil faşizmin yarattığı bir olgu olduğunu belirten Beştaş, şunları kaydetti:

"Anayasayı bekleme odasına alanın da 'Anayasa'ya aykırı ama evet' diyenin de kodları aynı. O nedenle kimse AİHM kararına uymadı, Yargıtay, AYM'ye muhtıra çekti diye şaşırmasın. AYM'nin çoğu kararı iktidar için vahim görülmüş, kendilerince vahamet olan hususlar Anayasa değişikliğine konu olmuştur. Şimdi de Can Atalay kararı sonrası Yargıtay, AYM'yle ortak bir amaca, Anayasa'nın iktidarın bekası lehine değiştirilmesine hizmet etmektedir."

“Kürt düşmanlığında Anayasa'ya sarılıyorsunuz”

Hükümetin ülkeyi sürüklediği karanlık girdabın en net örneklerinden birisinin tecrit olduğunu belirten Beştaş, şöyle devam etti:

"Hiçbir hukuk sisteminin barındıramayacağı, hiçbir vicdanın kaldıramayacağı tecrit, bu ülkenin yarasıdır. Bu yaranın tedavisi de İmralı kapılarının açılmasıdır. Burada günlerce övündüğünüz İHA'lar, toplar, tanklar, tüfeklerden daha derin bir icadınız var o da hakkını aramak isteyenin karşısına insansız ve hukuksuz bir sistem çıkardınız. Kürt sorununu bomba akılsızlığıyla değil, siyasi akılla çözme niyeti gösterseniz, bakanınız kapı kapı para peşinde koşmayacak, Milli Savunma Bakanlığının kasasındaki savaş parası bu ülkenin kalkınma bütçesine dönüşecek. Mesele bu kadar yalın ve basit. Kürt sorununun çözümsüzlüğü noktasındaki inatçı ısrarınız hukuktan giderek uzaklaşmayı, hukuksuzluğun yaygınlaşması ise ekonomik krizi derinleştiren bir olgudur. İki kelime Kürtçe'den korktuğunuz kadar bu ülkenin çökmekte oluşundan korku duymuyorsunuz. Anayasa'ya uymak aklınızın kıyısından bile geçmezken, Kürt düşmanlığında Anayasa'ya sarılıyorsunuz. Bu ülkede düşmanlığın anayasasını yarattınız."

“2024 bütçesi vicdansız bir bütçedir"

DEM Parti Grup Başkanvekili Hakkı Saruhan Oluç da cezaevlerinde haksız ve hukuksuz olarak tutulduklarını belirttiği Selahattin Demirtaş, Figen Yüksekdağ, Gültan Kışanak, Sebahat Tuncel ve Selçuk Mızraklı şahsında tüm arkadaşlarını sevgi ve saygıyla selamladığını belirterek, "Sizler insani ve siyasal duruşunuzla bizlerin onurusunuz" dedi.

DEM Parti olarak 2024 yılı bütçesinin görüşmelerinde hem Plan ve Bütçe Komisyonu’nda hem de Genel Kurul'da eksik gördükleri konulara ilişkin önemli bir mücadele verdiklerini ancak hükümetin teklifin virgülüne dahi dokundurtmadığını belirten Oluç, "Yıllardır söylediğimiz gibi bütçeler bir iktidarın vicdanıdır, 2024 bütçesi vicdansız bir bütçedir. Biz 2024 bütçesini görüşürken milyonlarca insanın gözü kulağı ise Asgari Ücret Tespit Komisyonu’nda. Bir toplumun en önemli gündemlerinden biri asgari ücret toplantılarıysa, vay o ülkenin haline" diye konuştu.

Türkiye'de çalışanların yarısından fazlasının asgari ücret aldığını ve bu uygulamanın temel ücret haline geldiğini savunan Oluç, emeğiyle geçinen yurttaşların enflasyona yem edildiğini söyledi.

Vatandaşların "Yeni yılda gelecek zam ve vergi yağmuruyla nasıl baş edeceğim?" diye hesap yaptığını belirten Oluç, "Maalesef asgari ücret bu ülkede artık ortalama ücret. Artık 10 milyonlarca işçi ve emekçi asgari ücretle hayatını sürdürmek zorunda kalıyor ve bu iktidar yanlış ekonomi politikaları ve tercihleriyle işçiyi, emekçiyi, dar gelirliyi, ücretli çalışanı perişan etmeye devam ediyor" ifadelerini kullandı.

“Barışçı bir çözüm toplumun yararına değil midir?”

Oluç, Cumhuriyet'in ikinci yüzyılının, tüm sorunların ortak akıl ve uzlaşı ile çözüme kavuşturulacağı bir çözüm yüzyılına dönüştürülmesini istediklerini söyledi.

Demokratik çözüm yerinin parlamento olduğunu, çözüm yolunun diyalog ve müzakere, çözüm aracının ise demokratik siyaset olduğunu vurgulayan Oluç, şunları kaydetti.

"Kürt sorunun demokratik müzakere yoluyla çözümünden korku duyulmaması gerekiyor. Barışçı ve demokratik bir çözüm toplumun yararına değil midir? Aksini kim iddia edebilir? Herkes şapkasını önüne koyup bunu iyi düşünmelidir. Güvenlikçi politikaların peşinden sürüklenip gidileceğine bu ülkede toplumsal barışı yaratsak ve dünyaya örnek olsak ne kaybederiz?"

Bahçeli ve MHP grubu, salondan ayrıldı

Öte yandan DEM Parti sözcülerinin konuşmalarına başladığı sırada MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ve MHP grubu, salondan ayrıldı.