Demirtaş: Biz size değil cevap vermek günahımızı bile vermeyiz!

Eski HDP Eş Genel Başkanları Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ’ın da aralarında olduğu 28’i tutuklu 108 HDP’linin yargılandığı Kobani Davası’nın ilk duruşması bugün bugün Ankara 22. Ağır Ceza Mahkemesi'nde başladı. Duruşmaya 100’e yakın avukatın girmesinin engellenmesi üzerine salondaki avukatlar mahkemeyi terk etti. HDP’liler avukatların bazılarının mahkeme salonuna alınmamasını mahkeme başkanına sırtını dönerek ve kimlik tespiti yaptırmayarak protesto etti. Demirtaş kimlik tespiti yapmak isteyen mahkeme başkanına "Cevap vermeyeceğim. Biz size değil cevap vermek günahımızı bile vermeyiz” dedi.

Demirtaş:  Biz size değil cevap vermek günahımızı bile vermeyiz!

Mahkeme heyetinin salona gelmesinin ardından duruşma başladı. Edirne, Sincan, Bakırköy, Diyarbakır, Kocaeli, Mardin, Bünyan’dan SEGBİS bağlantıları yapılan duruşmada 100’e yakın avukat mahkeme salonuna alınmadı. İçeri giren avukatların itirazlarına rağmen mahkeme başkanı duruşmayı başlattı. Avukatlar durumu masalara vurarak protesto etti. Cezaevinden SEGBİS’le bağlanan ve avukatların alınmamasını protesto eden HDP’liler kimlik tespitinde hazır bulunup bulunmadıkları yönündeki soruları cevapsız bırakarak ve SEGBİS kameralarına parmaklarıyla vurarak avukatların protestosuna destek verdi. Mahkeme salonundaki izleyiciler de avukatların protestosunu alkışlarıyla destekledi. Mahkeme Başkanı avukatların itirazlarını tutanaklara geçmedi.

Mahkeme başkanı kovidi gerekçe gösterdi

Mahkeme başkanı, dışarıda kalan avukatların salona alınması taleplerine karşılık vermedi. Salonda bulunan avukatlar alkışlarla ve sıralara vurarak bu durumu protesto etti. "Covid nedeniyle alabileceğimiz insan sayısı belli" diyen mahkeme başkanı, güvenlik ve pandemi nedeniyle bu kararın uygulandığını savundu.

Mahkeme başkanı avukatlara ancak ondan sonra söz verileceğini belirtti. Avukatların “Böyle duruşma yapamazsınız” itirazına mahkeme başkanı tarafından “Gayet de güzel yaparız” ifadesi kullanıldı.

Avukatların salona alınmamasını SEGBİS’le bağlanan HDP’liler mahkeme başkanının kimlik tespitine ilişkin sorularını yanıtsız bırakarak protesto etti.  SEGBİS’Le bağlanan HDP’liler kimlik tespitine ilişkin soruları yanıtlamadı ancak savunma hakkının gaspına dair şunları söyledi:

Demirtaş: Biz size değil cevap günahımızı vermeyiz

HDP Eski Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş kimlik tespiti yapmak isteyen mahkeme başkanına "Cevap vermeyeceğim. Biz size değil cevap vermek günahımızı bile vermeyiz” dedi.

Demirtaş şunları söyledi: "Buraya susmaya değil konuşmaya geldik. Yargılanmaya değil, yargılamaya geldik. Avukatların sayısı belliydi. Her bir sanık için 3 avukat olsa da 100’den fazla avukat olacaktı. Mahkeme salonunun kalabalık olacağı önceden belliydi. Bu sorunu çözebilirdiniz. Gerçekten yargılamanın devam etmesini istiyorsunuz ara verip bu sorunu çözebilirsiniz. Bilgilerimizi tabi ki mahkemeye vereceğiz. Sormak istediğiniz her türlü soruyu sorabilirsiniz, biz de savunmamızı yapacağız. Yıllardır yargılama yapıyorsunuz. Bizi onlarla karıştırmayın. Sesinizi yükseltmeyin. Karşınızda çocuk yok. Türkiye’nin üçüncü büyük partisinin meclis grubu eşbaşkanları karşınızda. Her ne kadar sanık sandalyesinde otursak da halkın iradesini temsil ediyorsunuz. Bizler medeni insanlarız. Daha önce darbecileri yargıladınız, bilemem nasıl yargılarınız. Ama bize o muameleyi uygulayamazsınız. Bir duruşma salonunda avukatların bulunması gerekir. Yargılama usulen uygun gibi gözüksün yapmak istiyorsanız avukatlar girsinler. Ben orada değilim. Yanımda avukat yok, duruşma salonunda avukat yok. Şu anda duruşma salonunda aleyhime bir şey tespit etme şansım yok. Baskı ortamında yargılamayı yapsanız da avukatların buraya girmesi gerekiyor."

Eski HDP Milletvekili Alp Altınörs: CMK hükümleri açıktır. Ben her hususta avukatlarımın yanımda olmasını istiyorum. Aynı şekilde CMK’ya göre müdafi desteği alma hakkım var. Avukatım olmadan kimlik tespitini yapmak istemiyorum.

Eski HDP Milletvekili Ayla Akat: Bu koşullarda sorduğunuz sorulara cevap verebilmem mümkün değil. Şu an Türkiye siyaset tarihinin en önemli davalarından biri görülüyor. Bu dosya savunma makamı yerine oturmadığı için eksik başlamıştır. Yapmanız gereken ikinci sırada olan güvenlik personelinin çıkarılması, oranın savunmaya ayrılmasıdır.

Ayşe Yağcı: Avukatım olmadan kesinlikle sorulara cevap vermeyeceğim.

Berfin Özgü Köse: Avukatlarım olmadan mahkemenin hiçbir aşamasında herhangi bir beyanda bulunmak istemiyorum”

Gülfer Akkaya: Avukatlar alınmadan konuşmak istemiyorum.

Figen Yüksekdağ: Mahkeme salonunda bulunan bütün arkadaşlarımı selamlıyorum. Savunma hakkımızın yerine getirilmesi gerekir. Savunma hakkıma riayet edilmemesi heyetin davayı nasıl yürüteceğinin işaretidir. Bu siyasi bir tutumdur.

Eski HDP Milletvekili Emine Ayna: Avukatların bu salondan gitmesinde mutlaka haklı bir gerekçeleri vardır. Sorularınızın hepsinin cevabı iddianamede var.

Emine Beyza Üstün: Avukatlarım salona laınıncaya kadar sorularınız yanıtsız kalacak. Sizi hukukun ilkelerini uygulamaya devam ediyorum.

Eski HDP Milletvekili Sebahat Tuncel (Mahkeme salonunda): “İyi niyetle gitmez bu iş, hukukla gider. Hukuk hepimizi bağlar. Siz kendi hukukunuza uymuyorsunuz. Benim avukatlarımın burada olması gerekiyor.”

Gültan Kışanak: Kanunlarınızın gereğini yerine getirin. Öncelikle savunma hakkına riayet edeceksiniz. Savunma hakkı engellenirse bu davada baştan sarayın talimatı ile karar verilmiş demektir.

Avukatlar: Bağımsız savunma koşulları yaratılmadan geri dönmeyeceğiz

Duruşmanın görüldüğü salon önünde bir araya gelen avukatların açıklamasını polis engellemek istedi. Yaşanan tartışmanın ardından açıklama yapan Diyarbakır Barosu eski Başkanı Avukat Mehmet Emin Aktar, avukatların savunma görevlerini bağımsızca yapacağı koşullar yaratılmadan duruşma salonuna dönmeyeceklerini belirterek, şunları söyledi:

“Biz mahkeme başkanından dışarıdaki arkadaşlarımızın alınmasını istedik. Birçok yasal olmayan keyfi gerekçelerle almayacağını söyledi. Almazsa bizim de devam edemeyeceğimizi, çünkü savunma niteliğinin bozulduğunu ve duruşma salonunda kalamayacağımızı ve beyanımızın zapta geçirilmesini istedik. Mahkeme bunu da reddetti. Söz hakkı vermeksizin kimlik tespitine geçmeye başladı. Kimin müdafisi var kimin yok bilmeksizin bunu yapmaya çalıştı. Biz bu hukuksuzluğa ortak olmamak adına içerideki meslektaşlarımızla dışarıya çıktık. Bu davada savunma görevini üstlenen avukatların, tümü bu salonda ya da uygun görülecek başka bir salonda savunma görevlerini bağımsızca yapacağı koşular yaratılmadığı sürece duruşma salonuna dönmeyeceğiz.”

Duruşmaya saat 14:00’e kadar ara verildi.