DEVA Partisi: Roboski katliamı mutlaka tüm yönleriyle aydınlatılmalı

DEVA Partisi Diyarbakır İl Başkanı Cihan Ülsen, Roboski katliamı için yetkililere hukuki işlemlerin yeniden başlatılması ve etkin bir soruşturma yürütülmesi çağrısında bulundu. Ülsen, “Roboski katliamı mutlak suretle tüm yönleriyle aydınlatılmalıdır” dedi.

DEVA Partisi: Roboski katliamı mutlaka tüm yönleriyle aydınlatılmalı

DEVA Partisi Diyarbakır İl Örgütü, Şırnak’ın Uludere İlçesine bağlı Roboski köyünde 28 Aralık 2011 yılında TSK’ya ait savaş uçaklarının bombalaması sonucu 17’si çocuk 34 kişinin yaşamını yitirdiği Roboski Katliamı'nın 10’uncu yıldönümüne ilişkin basın açıklaması düzenledi.

Ölenlerin isimlerinin yazıldığı pankartlarla Diyarbakır'ın Kayapınar ilçesinde bulunan Roboski Parkında yapılan basın açıklaması metnini Diyarbakır Deva Partisi adına İl başkanı Cihan Ülsen okudu.

“İnsan ve hafıza, nisyan ile maluldür. Unutmak ve unutturmak üzerine bina edilen ve bize dayatılan bu gerçekliğin üstesinden, geçmişte yaşananları tekrar ve tekrar hatırlayarak ve hafızamızı diri tutarak geleceğiz” diyen Ülsen, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Geriye gidip baştan başlayalım o zaman.  2011 yılının 28 Aralık’ında bu ülkenin hava kuvvetleri, yine bu ülkenin savaş uçakları eli ile 34 insanı katletti. Ölenlerin çoğu, olay yerinde, kan kaybından ve donarak öldü. Ambulansların olay yerine gidişleri engellendi.  Ölenler ve yaralananlar hastanelere battaniyelere sarılı ve katır sırtında taşındı.  Katliama ilişkin haberler, merkez medyada 12 saat sonra kendine yer edinebildi. Sesleri kısıktı, ‘onlar teröristti aslında’ diye haberler servis edildi. Yapılan serviste her şey “bir olaydan ibaret” olarak dile getirildi. Öyle denilmesi istendi, öyle denildi.

Katliamı aydınlatması beklenen savcı, olay yeri incelemesini bindiği helikopterden hiç inmeyerek gerçekleştirdi.  Olay yerine ilişkin tutanaklara ‘hiçbir şey görmedikleri’ kaydedildi.  Yetmedi, katliamda yakınlarını kaybedenler ile katliamı protesto edenler hakkında davalar açıldı. Yüksek makamlardan tehdit edildiler. ‘Haddinizi bilin’ diyerek, hadlerini aşmada zerre beis görmediler. Katliamın hemen ardından bağımsız sivil toplum örgütlerinin hazırladıkları raporları görmek istemediler. Raporlarda sorulan sorulara sessizlikleri ile cevap verdiler. Ülkenin başbakanı hava muhalefetini mazeret gösterip, olay yerine gitmeyerek, ailelere başsağlığını çok görürken, katliamı gerçekleştiren silahlı kuvvetlerin başkanına -olay karşısında gösterdikleri ‘hassasiyet’ için- teşekkür ettiler. ‘Merak etmeyin olayı soruşturacağız, sorumluları yargı karşısına çıkaracağız, bu olay Ankara’nın dehlizlerinde kaybolmayacak, müsterih olun’ dediler. Tez elden soruşturma dosyası hakkında gizlilik kararı verdiler. Uzunca bir süre soruşturma dosyasını gizliden yürüttüler. Sonrasında 34 insanın katledilmesine karşılık kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verdiler. Ölenlerin aileleri tarafından yapılan adalet çağrılarına yüzyirmiüçbintürklirası ile karşılık verdiler.”

Katliamın üzerinden  10 yıl geçtiğini ve gerçeğin üstünün “kalın sis ve sır perdeleri ile örttüldüğünü” ifade eden Cihan Ülser, Türkiye ve uluslararası yargı mekanizmalarının “hukuka ve adalete ve 34 cana sırtlarını döndüğünü” söyledi.

Ülsen şunları kaydetti:

“Yaşanan bu süreç bile Roboski Katliamının salt bir adli bir hukuki süreç olmadığını, tüm bu yaşananların Türkiye Tarihinin kısa bir özeti olduğunu açıkça göstermektedir. Faili meçhullerden cezasızlık politikalarına, insan hakları ihlallerinden hakikatlerin üzerinin örtülmesine kadar her şeyi bu katliam özelinde bulabilirsiniz. Bütün bir memleket olarak ‘Geçmişle yüzleşmek’ gibi koca bir derdimiz var. Hangi mevzuya kulak kabartsanız önünüze çıkması kuvvetle muhtemel bir dert bu. Sorunların halli için olmazsa olmaz sihirli bir anahtar gibi efsuna bulanmış bu temenni cümlesi ile ülkenin tarihi/şimdisi/geleceği geçiştirilmeye çalışılıyor.  Söze, durmadan sirayet eden bu garabet cümle,  elinizi taşın altına koyar koymaz birdenbire yok oluveriyor. Zira uzun zamandır bu coğrafyada geçmişle yüzleşmek dediğiniz, salt bir teşhir malzemesi olarak görülüp, buna göre amellere konu ediniliyor. Nihayetinde geçmişle yüzleşmek, bir arzu nesnesi haline getirildi itina ile. Özellikle helalleşme meselesinin konuşulduğu bu zamanda biz de buradan tüm Türkiye Kamuoyuna sesleniyoruz: Sözde değil özde bir helalleşme yaşanacaksa, helalleşmeye Roboski katliamını aydınlatarak ve faillerini ortaya çıkararak başlayın!

Hatırlamanın olduğu yerde zamanaşımın bir hükmü yoktur. Bir şey hatıraya dönüştüğünde gerçek hacmini kaybeder. O nedenle bazı acıların hatıraya dönüşmesine izin verilmemelidir. Zamanaşımı, yaraların kabuk bağlamasına tekabül etmez ama kanayan bir şeye müdahale etmemeye tekabül edebilir. O gün Roboski’de yaşanan katliamda, ölenlerden geriye kalanlar bize birer hatıra değil, hafızadır. Zamanaaşımı mefhumu, hatırlamanın hatıraya dönüştüğü o ince çizgide yer edinir kendine ve aslında hak ve adaleti borçlunun insafına bırakır. Zamanaşımı borcu bitirmez elbette ancak borcun talep edilebilirliğini elinizden alır. Bundan dolayı hatırlama ve hatıra bahsinde zamanaşımı hep hatıra tarafında kendine yer edinir.”

Cihan Ülsen, “Bizler de Diyarbakır Deva olarak bugün, hafızanın ve hatırlamanın yani Roboski’de katledilen canların tarafındayız. Toplumsal acıları dindirmenin ve toplumsal yaraları sarmanın en iyi yöntemi adaleti sağlamaktır. ROBOSKİ katliamının, başta ölenlerin ailesi olmak üzere tüm toplumda oluşan ve devam eden acılarının dindirilmesi için Diyarbakır Deva olarak, Yetkili Makamları derhal adaleti sağlamaya yönelik hukuki işlemleri yeniden başlatmaya ve etkin bir soruşturma yürütmeye davet ediyoruz.  Roboski katliamı mutlak suretle tüm yönleriyle aydınlatılmalıdır” çağrısını yaptı./Rudaw