Esad: Savaş bitmedi, değerlerimizi korumaya odaklandık

Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad, ülkesindeki savaş bittiğinde Suriye halkının ülkelerini yeniden inşa etme kapasitesine sahip olduğunu vurgulayarak, ”Bölgemiz iki tür tehlikeyle karşı karşıyadır: Amerika kökenli modern Batı liberalizmi tehlikesi ve aşırılık tehlikesi” ifadelerini kullandı.

Esad: Savaş bitmedi, değerlerimizi korumaya odaklandık

Çin Merkezi Televizyonu (CCTV) ile yaptığı röportajda, Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad gündeme ilişkin soruları yanıtladı.

Çin’in Suriye’yi desteklediğini ifade eden Esad, “Çin, Güvenlik Konseyi’ndeki ve bir dizi uluslararası forumdaki rolü aracılığıyla siyasi olarak Suriye’nin yanında yer aldı. Dünyanın içinde bulunduğu koşullar ve Batı’nın Suriye halkını aç bırakmayı amaçlayan sert ekonomik ablukası göz önüne alındığında, onunla daha geniş bir diyaloğun olması doğaldır” dedi.

Savaş bittiğinde Suriye halkının ülkelerini yeniden inşa etme kapasitesine sahip olduğunu belirten Esad, ”Bölgemiz iki tür tehlikeyle karşı karşıyadır: Amerika kökenli modern Batı liberalizmi tehlikesi ve aşırılık tehlikesi” diye konuştu.

Çin'in dünyada çok önemli bir rol oynayan büyük bir ülke olduğunu ifade eden Esad şunları söyledi:

“Ortaklıktan bahsederken yeni bir prensipten bahsediyor. Sadece Suriye’de değil, dünyanın çeşitli ülkelerinde ülkeler olarak eksiğimiz olan hegemonyadan bahsetmiyoruz..Ancak özellikle küçük ülkelerin bu ortaklığa ve bu role ihtiyacı var.Çin bu rolü oynuyor çünkü Çin, Güvenlik Konseyi’ndeki ve bir dizi uluslararası forumdaki rolü aracılığıyla siyasi olarak Suriye’nin yanında yer alıyor.

Hoşluktan uzak, net siyasi pozisyonlara ek olarak. Yani temelde siyasi yönü gelişmiş ama dünyanın içinden geçtiği bu şartlarda daha geniş bir diyaloğun olması da doğal. İşin ekonomik boyutu var, Suriye’nin kalkınma boyutu bizi çok ilgilendiriyor çünkü Suriye artık Batı’nın Suriye halkını aç bırakmayı amaçlayan kötü, zalim ve tehlikeli bir ekonomik kuşatmasına maruz kalıyor.

Bu bizim için önemli bir husustur ve Çinli yetkililerle üzerinde durduğumuz geniş kapsamlı konulardan biriydi ve bunun çeşitli yönleri var:Elbette Çin, Suriye’ye insani yardım sağlıyor ve acıların hafifletilmesinde önemli bir rol oynuyor.

Başlıkları belirliyoruz. Şam’a döndüğümüzde bu başlıkları pratik çalışma projelerine dönüştürecek mekanizmaların geliştirilmesi için toplantılar yapılacak.”

Suriye’de savaşın bitmediğine işaret eden Esad, “Şu anda hâlâ savaşın ortasındayız. Ama şunu söylemek istiyorum ki Suriye, tarih kitaplarının yazıldığı tarihten bu yana kadim tarih boyunca coğrafi bir konum olarak işgallerin koridorudur. Ne zaman bir işgalci gelse şehirleri yerle bir eder, Suriye’nin tarihi budur ama şehirler hep yeniden inşa edilir. Elbette savaş bittiğinde ve kuşatma bittiğinde Suriye halkı ülkelerini yeniden inşa edebilir”dedi.

SANA'nın aktardığına göre, Esad sözlerine şöyle devam etti:

“Sorun, ortaya çıkabilecek sosyal etkilerdir. Maddi bir şeyi kaybettiğinizde onu yeniden inşa edersiniz ama entelektüel ve kültürel bir şeyi kaybettiğinizde o kaybolur ve bir daha geri gelmez. Bu savaşla birlikte bölgemiz artık iki tür tehlikeyle karşı karşıyadır: Amerika kökenli modern Batı liberalizmi tehlikesi ve aşırılık tehlikesi. Yani toplumlar iki farklı şey gibi görünen ama gerçekte bir ve aynı olan iki kötü şeyle karşı karşıyadır.

Şu anda odaklandığımız şey öncelikle değerleri ve aidiyeti koruyabilmek, çünkü değerler ve aidiyet toplumumuzu veya ulusumuzu inşa etmemize yardımcı olan şeylerdir. Bu değerleri kaybettiğimizde herkes göç edecek. Ülkesini savunmaya, topluma hizmet eden herhangi bir işi yapmaya hazır kimse olmayacak, zorluk budur.”

“Dünyanın büyük, zengin, güçlü ülkeleri karşınızdayken sizi en çok ayakta tutan şey yalnızca halktır” diye Esad, “Eğer bu gibi durumlarda halk yanınızda olmazsa, savaş askeri veya savaş halindeyken, savaşta savaşmaya devam etmeniz için size bu ilhamı başka hiçbir parti veremez. Günümüzde savaş ekonomik ama kişisel düzeyde olduğunda, koşullar ne kadar zor olursa olsun, ülkesine bağlı olan, ülkesine sıkı sıkıya bağlı olan aile ve koşulları aşma kararlılığıdır. Bu en önemli sebep veya faktördür” değerlendirmesinde bulundu.