Esat’ın ‘Suriye’de Savaş Bitmedi’ mesajı ne anlama geliyor?

Suriye’de 8 yıldır süren iç savaşta Cumhurbaşkanı Beşar Esat’ın çoğu düşmanı yenilgiye uğradı ve ülkenin çoğu da yeniden rejim kontroluna girdi. Ancak Beşar Esat henüz bu zaferi kutlama havasında değil.

Esat’ın ‘Suriye’de Savaş Bitmedi’ mesajı ne anlama geliyor?

Suriye’de 8 yıldır süren iç savaşta Cumhurbaşkanı Beşar Esat’ın çoğu düşmanı yenilgiye uğradı ve ülkenin çoğu da yeniden rejim kontroluna girdi. Ancak Beşar Esat henüz bu zaferi kutlama havasında değil.

Suriye Cumhurbaşkanı Esat geçen ay destekçilerine hitaben yaptığı konuşmada “Geçen yıl olduğu gibi savaşın bittiği düşüncesine kapılmamalıyız. Bunu sadece vatandaşlara değil yetkililere de söylüyorum” demiş, “Bazen zafer kazandığımız gibi romantik görüşe kapılıyoruz. Hayır. Savaş bitmedi” şeklinde konuşmuştu.

Suriye Cumhurbaşkanı başkent Şam’da yaptığı o konuşmada “yabancı devletlerin kuşatması” olarak nitelediği sahadaki duruma da değinmiş, “Kuşatma başlı başına bir muharebe. Önceki yıllara göre de yoğunlaşıyor” demişti.

Suriye Cumhurbaşkanı Beşar Esat’ın bu yorumları Suriye’de 15 Mart 2011’de başlayan iç savaştan 8 yıl sonra Şam’da rahatsız bir kışın yaşandığının göstergesi. Başkent Şam neredeyse bir yıldır havan topu saldırısıyla hedef alınmıyor ancak rejimin kontrolundaki bölgelerde yaşayan Suriyeliler yakıt sıkıntısından şikayet ediyor. Şam yönetimi de bundan Batı ülkelerinin uyguladığı yaptırımları sorumlu tutuyor.

Devletin tedarik ettiği doğalgaz için uzayan kuyruklar İran ve Rusya’nın yardımıyla sahada kazanılan askeri yardımlara rağmen Suriye hükümetinin yaşadığı ekonomik sıkıntılara işaret ediyor.

Rejimin bu müttefikleri önemli ölçüde ateş gücü sağlamış olsa da yüzbinlerce kişinin ölümüne ve Suriye nüfusunun yarısının evlerinden olmasına yol açan savaşın tahrip ettiği kentlerin yeniden inşası konusunda pek yardım teklif etmiş değil.

Batı ülkelerinin siyasi bir çözüm olmadan Suriye’ye yardım etmesi beklenmiyor. Ancak düşmanlarını Suriye’nin kuzeybatısında bir köşeye sıkıştıran Esat’ın taviz vermesi de olası görünmüyor.

Beşar Esat 2018 yılında Rusya’nın desteğiyle sağlanan ilerlemede başkent Şam yakınlarındaki Doğu Guta dahil olmak üzere pek çok bölgeyi yeniden ele geçirmişti.

Ancak geçtiğimiz Temmuz ayında İsrail işgali altındaki Golan Tepeleri sınırında bulunan Kuneytra’nın ele geçirilmesinden bu yana önemli bir kazanım elde edilmedi. Kuzeybatısında Türkiye kuzeydoğusunda ve doğusunda da Amerika olmak üzere Suriye topraklarında yabancı düşman güçlerinin bulunması rejimin daha da ilerleme sağlamasını engellemiş durumda.

ABD Başkanı Donald Trump’ın Aralık ayında açıkladığı bütün ABD askerlerini Suriye’den çekme kararı Şam yönetiminin Suriyeli Kürtler’in kontrolunda bulunan ve ABD askerlerinin konuşlandığı bölgeyi ele geçirme olasılığını gündeme getirdi. Ancak bu olasılık Amerikan askerlerinin bir bölümünün Suriye’de kalacağının açıklanması sonrası azaldı. Esat’ın Arap düşmanlarının bazıları birkaç ay öncesinde rejimle diplomatik ilişkilerdeki buzu çözmeye hazır olduklarının mesajını vermis olsa da, ABD’nin uyguladığı baskı bu sürecin ilerlemesini frenledi. Daha önce üyeliği askıya alınan Suriye’nin yeniden Arap Birliği’ne alınması gerçekleşmedi.

“Suriye’de dört savaş var”

Suriye konusunda uzman olan “Suriye: Esat’ın Evinin Çöküşü” adlı kitabın yazarı David Lesch “Esat’la aynı fikirdeyim. Savaş bitmiş değil. Rejimin yakın zamanda düşmesi tehlikesi yok ancak siyasi ve ekonomik zorluklar büyük” değerlendirmesini yaptı. David Lesch durum bu şekilde giderse Suriye’nin krizin vurduğu ve devletin sınırlı bir denetim uygulayabildiği ve özerk bölgelerin de kontrolu dışında olduğu Afrika ülkesi Sudan gibi olabileceği öngörüsünde bulundu.

Suriye Cumhurbaşkanı Beşar Esat yaptığı konuşmada Suriye’nin dört savaşla karşı karşıya olduğunu söylemiş, bunlar arasında askeri çatışma, ekonomik kuşatma, yolsuzlukla mücadele ve Suriye’nin düşmanlarının propaganda kampanyası yürüttüğünü söylediği sosyal medya savaşını saydı.

Yakıt ve gaz sıkıntısı gibi sıkıntılar konusunda da son dönemde yaşanan “boğucu kriz”in farkında olduğunu ifade etmiş, ekonomik yaptırımları kaybedilen ya da kazanılan savaşlara benzetmişti. Esat konuşmasında “Çoğu zaman başarı kazanıyoruz ama bazen düşman devletlerin uyguladığı yeni yöntemler sebebiyle tökezliyoruz” demişti.

Amerika yaptırımların amacının, kimyasal silahların kullanılması dahil olmak üzere işlenen vahşete karşılık Suriye’nin liderliğinin ve destekçilerinin küresel finans ve ticaret sistemlerinden izole edilmesi olduğunu söylüyor. Hükümetse bu silahların kullanıldığı iddiasını reddediyor.

Birleşmiş Milletler’in Suriye Araştırma Komisyonu bu hafta rejim güçlerinin savaş sırasında düzenlendiğini belirttiği 37 kimyasal saldırının 32’sinden sorumlu olduğunu açıklamıştı.

Kasım ayında Washington Suriye’ye petrol sevkiyatında rolü olan taraflar için önemli riskler olabileceği konusunda uyarıda bulunmuş, 2016 yılından bu yana Suriye’ye petrol sevkiyatı yapan gemilerin listesini yayınlamıştı. Washington “yanıltıcı sekviyat uygulamaları” konusunda da uyarıda bulunmuştu.

Amerika’nın uyguladığı yaptırımların “Caesar Yasası” olarak adlandırılan yeni yasanın kabul edilmesiyle birlikte daha da sertleşmesi bekleniyor. Söz konusu yasa adını merkezi New York’ta bulunan İnsan Hakları İzleme Örgütü’ne göre 2011 Mayıs ayı ve 2013 Ağustos ayı arasında çekilen on binlerce fotoğrafı kaçak şekilde Suriye’den çıkaran bir Suriyeli’den alıyor. Bu tarihler arasında çekildiği belirtilen fotoğraflar rejimin gözaltı merkezlerinde ölen en az 6,786 kişiyi gösteriyordu.

Suriye nasıl yeniden inşa edilecek?

Suriye Cumhurbaşkanı Esat daha önce söz konusu fotoğrafları “kanıtlanamayan iddialar” olarak nitelemiş, fotoğrafların hükümetine karşı Katar’ın desteklediği bir komplonun parçası olduğunu savunmuştu.

Avrupa Birliği de Suriye’yi hedef alan yaptırımların kapsamını genişletti. Yaptırım listesine lüks gayrimenkul projeleri ve hükümetin desteklediği projelere katılan beş şirketi ve 11 işadamını dahil etmişti.

Suriye hükümeti dünyadan dışlandığı bu konuma yabancı değil. Şam Amerika’nın 1979 yılından bu yana terör sponsoru devletler listesinde. İran’ın Suriye’de derinleşen rolü de Washington’un ilişkileri normalleştirme olasılığını karmaşıklaştırıyor.

Suriye’de bir dönem rejim karşıtı muhalif grupları destekleyen Amerika yanlısı Arap ülkesi Birleşik Arap Emirlikleri için İran’ın bölgedeki etkisine karşı duruş sergilemek Aralık ayında Şam’daki büyükelçiliğini yeniden açması için yeterli bir sebepti. Bu hamle Esat’a da siyasi güç kazandırmıştı.

Ancak diğer ülkeler yani Suudi Arabistan ve Katar Amerika’nın bu tür hamlelere karşı duruşunu paylaşmıyor.

Suriye dosyasını yakından takip eden bir diplomat “En nihayetinde Şam Doğu Guta’nın düşmesinin ardından savaşı kazandığını düşüyor. O nedenle askeri bir zaferin ardından yabancı devletler tarafından tanınmayı da kapsayan siyasi bir zafere ihtiyaçları var” değerlendirmesinde bulundu.

Diplomat “Suudi Arabistan elçiliğini açmayacaktır. Katar da, önde gelen Batı ülkeleri de. Buradaki en büyük zorluk ekonomi. Yeniden inşa sürecine doğru gidiyoruz ama gelen para yok demek zorundalar” şeklinde konuştu.

Birleşmiş Milletler Avrupa Birliği ile Brüksel’de düzenlenen bağış konferansıyla Suriye’deki savaş mağdurları ve mülteciler için yardım toplama çabasında. Ancak Amerika ve Avrupa Birliği Suriye’de siyasi bir geçiş süreci olmadıkça yardımda bulunmayacaklarını söylüyor. Rus ordusu bazı yeniden yapılandırma projelerinde yardım sağladı ancak Moskova’nın uluslararası toplumu uzun vadeli yeniden inşa projelerine destek vermeye ikna için yürüttüğü lobi çalışmaları başarısız olmuş durumda.