Ezidi Kürd kadın Şirin Delal'e, Cenevre Demokrasi ve İnsan Hakları ödülü verildi.
5 ay boyunca esir kaldığı IŞİD'in elinden kaçarak kurtulan Ezidi kadın Şirin Delal yaşadıklarını Cenevre İnsan Hakları Zirvesi'nde anlattı. "Esir pazarlarında süründürdüler diyen Delal, "IŞİD tarafından esir alınan kadınlarımızı ve çocuklarımızı kurtarın” ifadeleriyle dünya kamuoyuna duyarlılık çağrısı yaptı.
Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Konseyi'nin yıllık insan hakları toplantıları öncesinde dünyanın dört bir yanından insan hakları ihlaline uğramış mağdurları, diplomatları, gazetecileri, öğrenci liderlerini bir araya getiren Cenevre İnsan Hakları ve Demokrasi Zirvesi'nde IŞİD'in esir aldığı Şirin Delal yaşadıklarını anlattı.
IŞİD'in Şengal ve köylerine saldırmasının ardından esir alınan ve bir süre esaretin ardından IŞİD'den kurtulan Şirin Delal'e, Cenevre Demokrasi ve İnsan Hakları Zirvesi ödülü verildi.
Ödül töreninin ardından yaşadıklarını anlatmaya başlayan Delal, dünyaya duyarlılık çağrısında bulunarak, "IŞİD tarafından esir alınan kadınlarımızı ve çocuklarımızı kurtarın; onları bulun” dedi.
Delal, yaşadıkları şu şekilde dile getirdi:
Fakir ve yoksul bir aileden geliyorum. Biz 7 kişilik bir aileydik. Babam yapabildiği işleri yapıyor, annem de evde çalışıyordu. 2 erkek, 2 kız kardeşim var. Hayatımızdan memnunduk. Ne biz kimseye zulmediyorduk, ne de kimse bize. Bir gün avukat olup kadın hakları ve adalet için mücadele etmeyi hayal ediyordum. Her şey 03.08. 2014 tarihinde sona erdi. O tarihte IŞİD Şengal'e saldırdı. Halk ellerindeki silahlarla kendilerini savunmaya başladı ama IŞİD birçoğunu katlederek bölgeyi işgal etti.
IŞİD Şengal'i işgal ettikten sonra yönünü bizim köye, Mihil'ine verdi. IŞİD daha köye varmadan Müslüman komşularımız dediler ki 'IŞİD sizin köye gelecek. Muhtarın yanında bir kahve içip gidecekler, size dokunmayacaklar. Sadece silahlarınızı ve askeri elbiseleriniz toplayın.' Komşularımız olduğu için onlara güvendik ve köyden kaçmadık. Ama komşularımızın dediği gibi olmadı. Köydeki erkekleri toplayıp öldürmeye başlayınca biz de kaçmaya başladık. Biz kaçmaya çalışırken 26 aileden 350 insanı yakalayarak rehin aldılar. Kadınları ve erkekleri ayırdılar. Benim 16 yaşındaki kardeşim de esir alınanlar arasındaydı. Ben başka bir araçta, kardeşlerim başka bir araçtaydı. Evlerimizi aradılar, malımızı mülkümüzü talan ettiler. IŞİD çeteleri bize 'Size İslamiyet'i getireceğiz' diye bağırıyorlardı. Daha sonra bizi 3 gruba ayırdılar; bir grubu Tıl Afer'e, diğer grubu Musul'a, 3. grubu ise Rakka'ya götürdüler.
Beni 70 kadınla Tel Afer'e götürdüler. Her bir IŞİD çetesi bir Ezidi kadını ödül olarak kendi haremine aldı, geri kalanlar ise satıldı. Ben de bunlardan birisiydim. Beni satın alan bir Türkmendi. 5 ay onunla yaşamak zorunda kaldım. Mecbur olarak onun köleliğini yaptım. Zorla bana namaz kıldırıyor, beni Kur'an'ı okumaya zorluyordu. Her gün beni dövüyordu. Beni satın alan Türkmen öldürüldükten sonra çok kişiye satıldım. Esir pazarlarında süründürdüler bizi. Ebu Mustafa adında biri beni satın aldı ve sonra bu kişinden hamile kaldım. Bu çocuktan kurtulmam gerek diye düşündüm ve ilaç içerek, ağır eşyalar taşıyarak çocuğu düşürdüm.
9 farklı kişiye satıldım. En son beni satın alan kişi 'ben çok kişi öldürdüm, çok insanı katlettim, belki seni bırakırsam Allah beni affeder' diyerek beni serbest bıraktı. Daha sonra kaldığım bu yerden kaçtım ve babamı Duhok'ta buldum.
Daha sonra bir uluslararası insan hakları kuruluşları ile tanıştım ve kendimi tanıttım. Bu kuruluş savaştan kaçan göçmenlere yardım ediyorlardı. Ben de daha sonra onlarla çalışmaya başladım. Daha sonra bu kuruluş aracılığıyla Almanya'ya geldim. O süreçte bize yardım eden, bizi koruyan herkese teşekkür ediyorum.
Delal, uluslararası kamuoyuna ve kuruluşlara ise şu çağrılarda bulundu:
Ezidi kadın ve çocuklara yönelik insani projeler yapılmalı.
DAİŞ tarafından esir alınan ve katliama maruz kalan insanlarımıza psikolojik destek verilerek tedavi edilmeli.
Kaybolan kadınların ve çocukların bulunması için çalışmalar yapılmalı.
Ezidilere karşı yapılanlar uluslararası alanda katliam olarak görülmeli ve tanınmalı.
Uluslararası kuruluşlar bölgede yaşayan azınlıklar için ortak hareket etmeli.
Dünya güçleri Ezidilere yardım yapmalı ve köylerimizin yeniden inşa edilmesi için harekete geçirmeli.
Irak hükümeti ve Güney Kürdistan bölgede yaşayan azınlıkların haklarını tanıyarak bunların korunması için yasalar çıkarmalı.