PKK, Kürdistan Bölgesi'nde işgalci bir güçtür

PKK'nin Kürdistan Bölgesi'nde oluşturduğu silahlı güce Kürt kamuoyundan tepkiler yükselmeye devam ederken, İbrahim Güçlü K24'te konuyla ilgili endişelerini barındıran bir yazı yayınladı.

PKK, Kürdistan Bölgesi'nde işgalci bir güçtür

PKK'nin Kürdistan Bölgesi'nde oluşturduğu silahlı güce Kürt kamuoyundan tepkiler yükselmeye devam ederken, İbrahim Güçlü K24'te konuyla ilgili endişelerini barındıran bir yazı yayınladı. 

PKK’nın Kürdistan’ın güneyinde kurduğu silahlı milis grubu gelişmesinin, gündemi de haklı olarak işgal eden bir stratejik konu olduğuna dikkati çeken Güçlü, dünyadaki Kürtler, Kürdistan’ın tüm parçalarındaki siyasi örgüt ve partileri, sivil toplum örgütleri, Kürt yazarları, aydınları, kanaat önderleri, sanatkârlarının bu gelişmeyle ilgili endişelerini dile getirdiklerini ve .u tehlikeli gelişmenin önüne hızla geçilmesini yüksek sesle ifade ettiklerine dikkat çekti.

PKK’nın silahlı güç oluşturmasını ateşle ve iç savaşla oynamak olduğunun altını çizen Güçlü, aynı zamanda bu gelişmenin, Kürdistan’ı savaş alanına çevirmek olduğunu, Kürdistan’daki yönetimi ve hukuku tanımamak anlamına geleceğini, bu gelişmenin iç savaş tohumlarını ekmek olacağını açıkça kamuoyuna deklere ettiğini vurguladı.

Kürdistan’ın güvenliği, huzuru, ekonomik ve sosyal gelişimi için bu gelişmenin önüne geçilmesinin “olmazsa olmaz şart” olduğunun altını çizildiğine vurguda bulunan Güçlü, PKK’nın nitelikleri, sömürgeci devletlerin bir operasyonel projesi olarak bu kararı ve yapılanmayı kendi başlarına almadıklarını, PKK’nın bu karar ve hareketinin arkasında karanlık, Kürtlere karşı, Kürdistan Bölgesi’ni yıkmak isteyen yabancı güç odaklarının olduğunu açıkça ve korkmadan haykırıldığını dile getirdi.

Kendisinin de fazlasıyla bu görüşlere katılan bir Kürt dava adamı olduğunu dile geiren Güçlü, bu gelişme ile ilgili endişelerini şöyle dile getirdi:

PKK’nın bu silahlı milis ve saldırı gücü oluşturmasını Kürdistan’da hükümet kuruluşunun arefesinde açıklaması, açığa vurması daha da anlamlı bir haldir. Kürdistan Hükümeti’ni, Kürdistan yönetim kurumlarını hazırlıksız yakalama fırsatçılığı, planlı ve hileli manevrasıdır.

Oysa Kürdistan’da hükümet kurulana kadar eski hükümet görevini yapıyor. İlgili diğer yönetim kurumları ve sorumluları görevlerinin başında bulunmaktadırlar.

PKK, silah milis gücü oluşturmasına gerekçe olarak, Türk devletinin Kürdistan’da kendisine yönelik operasyonlarını gösteriyor. Oysa bu sorunu çözmek oldukça kolaydır ve PKK’nın elindedir. O çözüm de şudur: PKK memleketin yıkımını istemiyorsa, Kürdistan Bölgesi’nden çekilir. Kürdistan’da işgal ettiği bölgeleri, (Şengal gibi), köyleri, kırsal kesimleri terk eder.

Oysa bunu yapmıyor, sömürgeci devletlerin çıkarları çerçevesinde kendi kirli hesaplarını ve kendi işgalci statüsünü devam ettiriyor.

PKK’nın, silahlı milis gücü oluşturmasının asıl nedeni, açıkladığı nedenler değildir. Kürdistan Bölgesi’ne Kürdistan siyasi güçlerine yeniden saldırmanın bir taktiği, manevrası, planıdır.

Bilinen bir şey var ki, Birinci Körfez Savaşından sonra, Kürdistan’ın özgür alan ve uçuşa yasak bölge ilan edilmesinden sonra Kürdistan, ABD ve müttefiklerinin denetimi ve koruması altına girdi. Sömürgeci 4 devlet, Kürdistan’daki bu “özgür alanın” yıkılmasını istiyorlardı. Ama kendileri ABD ve müttefiklerinin korkusundan, Kürdistan güçlerine saldıramıyorlardı, PKK’yı Kürdistan’daki siyasi parti ve güçlere saldırttılar.

PKK bu kapsamda, geçmişte de KDP, YNK ile ayrı ayrı, her ikisi ile birlikte savaştı. 1500’e yakın Peşmergenin katledilmesine, köylerin yıkılmasına, Kürt toplumunun istikrarsızlığa sebep oldu.

Kürdistan Bölgesi yönetiminin, askeri kurumları bu aşamada PKK’nın yarattığı bu gelişmeye sessiz kalmadılar. İçişleri Bakanlığı, Peşmerge Bakanlığı, Emniyet Genel Müdürlüğü, siyasi partiler, kanaat önderleri, aydınlar, siyasetçiler, Kürdistan ve Irak Federal Meclisinde bulunan milletvekilleri de karşı görüşleri, yukarıda ifade ettiğim çerçevede ifade ettiler.

Ama Kürdistan Hükümeti, Kürdistan Meclisi ve ilgili güvenlik güçlerinin sorumluluğu, kınama, protesto etme, tehlikeye işaret etmekten öteye sorumlulukları vardır.

Kürdistan yönetimin değişik kademeleri, Kürdistan Hükümeti ve Meclisi, PKK hakkında çok geç kalmış durumdadır. PKK, yıllardır yabancı devlet güçleriyle ittifak halinde Kürdistan’daki işgaline devam etmekte, köyleri, yolları, köprüleri tahrip etmekte, halka şiddet ve terör uygulamakta, halktan vergi adı altında harç almakta, sömürgeci devletlerin Kürdistan Bölgesi’ne saldırmasına zemin hazırlamaktadır.

Ayrıca Kürdistan Bölgesi’nin tek bir milli ordusu olur. Bu ordunun oluşmamasının nedeni, partilere bağlı Peşmerge güçlerinin varlığıydı. Bunun da büyük sıkıntılara, çatışmalara, en son aşamada Kürdistan’daki bağımsızlık referandumundan sonra, Kerkük’ün işgalinde önemli bir neden oldu. Bundan dolayıdır ki Kürdistan’da milli ordunun oluşması çalışmaları devam ediyor, son aşamasına gelmiş durumdadır.

Kürdistan Bölgesi, milli ordu dışındaki silahlı güçlere kesinlikle izin veremez. Böyle bir yapılaşma, çatışmaların, darbelerin, iç savaşın, kontrol edilmez sosyal çete güçlerinin ortaya çıkmasına sebep olur. Kürdistan’daki merkezi demokratik milli otoritenin oluşmasını engeller.

Demokratik hukuk düzeninde hangi silahlı güçlerin ve emniyet güçlerinin meşru ve hukuki olduğu açıktır. Bir demokratik hukuk devleti olan Kürdistan Bölgesi için de bu realite açıktır.

PKK kendisi Kürdistan’da işgalcidir. Terör ve şiddet uygulayıcısıdır. Oluşturduğu silahlı güç, tüm kurumlar ve oluşumlar demokratik hukuk düzenine aykırı, legal olmayan yapılardır.

Bundan dolayı PKK’nın Kürdistan’daki işgalinin son bulması, yabancı sömürgeci güçlerle Kürdistan’daki saldırılarının ve terörünün önüne geçilmesi için, en başta PKK’nın Kürdistan’daki tüm faaliyetlerinin yasaklanması, onun tüm kurum ve kuruluşlarının yasa dışı olmalarından dolayı faaliyetlerine son verilmesi kararı verilmeli. Bu konuda gerekli idari, siyasi, güvenlik, askeri tedbirlerin alınması gerekir.

Yazının tamamını okumak için tıklayın..