Hasan Cemal: Demirtaş, Erdoğan'a karşı mücadele programı konusunda haklı!

T24'te "Erdoğan'a karşı demokrasiye geçiş programı..." başlıklı bir yazı kaleme alan deneyimli gazeteci Hasan Cemal, Erdoğan'ın Türkiye yönetiminden uzaklaştırılabilmesinin yegane şartının Selahattin Demirtaş'ın belirttiği gibi muhalefet partilerinin bir araya gelerek ortak bir program oluşturmalarıyla mümkün olabileceğini dile getirdi

Hasan Cemal: Demirtaş, Erdoğan'a karşı mücadele programı konusunda haklı!

T24'te "Erdoğan'a karşı demokrasiye geçiş programı..." başlıklı bir yazı kaleme alan deneyimli gazeteci Hasan Cemal, Erdoğan'ın Türkiye yönetiminden uzaklaştırılabilmesinin yegane şartının Selahattin Demirtaş'ın belirttiği gibi muhalefet partilerinin bir araya gelerek ortak bir program oluşturmalarıyla mümkün olabileceğini dile getirdi.

Cemal'in yazısının ilgili bölümü:

Muhalefet partileri...
CHP... HDP... İyi Parti... Saadet Partisi... Gelecek Partisi... Ve Ali Babacan'ın kurulmakta olan partisi...
Hepsi Erdoğan'a karşı...
Hepsi başkanlık sistemine karşı...
Hepsi parlamenter sistemden yana...
Hepsinin programlarında demokrasi, hukuk devleti, güçler ayrılığı yazıyor kağıt üstünde...
Muhalefet ne yapmalı?
Erdoğan'ı memleketin tepesinden uzaklaştırmanın birinci adımı, tüm muhalefetin ortak bir demokrasi programı üstünde uzlaşmasıdır.
Selahattin Demirtaş'ın Edirne hapishanesinden açıkladığı gibi: 

AKP bitmiş, tükenmiş bir partidir. Bence tüm muhalefet bir araya gelerek, gelecekte ülkenin nasıl toparlanacağını, yaraların nasıl sarılacağını tartışıp ortak bir demokrasi
programıyla toplumun karşısına çıkmalıdır. AKP’nin zulme varan politikalarına karşı etkili bir şekilde mücadele etmek ve yarınlara dair umudu somutlaştırmak için bu elzemdir.

Demirtaş haklı.
Erdoğan'ın Başkanlık koltuğuna veda ettirilmesinin birinci adımı, muhalefetin ortak bir demokrasiye geçiş programı üzerinde uzlaşmasından geçiyor.
Ama bu adım yeterli değil.
Ön koşul niteliğinde bir adım daha var:
Muhalefetin cumhurbaşkanı adayı üzerinde anlaşması...
Bu iki adımda, yani demokrasiye geçiş programı ve cumhurbaşkanı adayı üzerinde uzlaşma olmadan Erdoğan'a kapıyı göstermek mümkün olamayacak.
Ve burada arabayı atın önüne koymaktan özenle kaçınmak gerekiyor, bir başka deyişle:
Önce demokrasi programı...
Sonra ortak aday...
Daha işin başında 'cumhurbaşkanı adayı'nı gündeme taşımak işi fazlasıyla zora sokabilir.
Elbette hiç akıldan çıkarmamak lazım.
Erdoğan, kendisini iktidar koltuğundan etmek için kurulacak bir 'muhalefet bloku'nu ya da 'demokrasi koalisyonu'nu parçalamak, dağıtmak, etkisiz kılmak için içte ve dışta elinden geleni ardına koymayacaktır.
Özellikle CHP ile HDP'yi, CHP ile İyi Parti'yi birbirine düşürmenin ince ve kalın yollarını zorlayacak, her türlü provokatif ve kışkırtıcı oyunları sahneleyecektir.
Başarılı olabilir mi?
Pek ihtimal veremiyorum.
Çünkü, bütün muhalefet partilerinin üstünde anlaştıkları bir nokta epeyce belirgin:            

Türkiye'nin bir numaralı sorunu Erdoğan'dır! 

Hasan Cemal'in yazısının tümünü buradan okuyabilirsiniz...