Salih Müslim: PYD ile ENKS arasında imzalanmış bir anlaşma henüz yok

Salih Müslim: PYD ile ENKS arasında imzalanmış bir anlaşma henüz yok

PYD Eşbaşkanlık Konseyi üyesi Salih Müslim, Türkiye’nin bölgeye yönelik saldırılarının hiç durmadığını belirtiyor ve “Bizim bölgede koronavirüsten kurtulanları diğerleri öldürüyor. Türkiye Serekaniye kırsalında, Til Temir civarında, Tel Abyad batısında saldırılarını devam ediyor. Koronavirüs öldürmüyor ama onlar öldürüyor. Rusya ve Amerikalılar sessiz” sözleriyle tepki gösterdi. 

Salih Müslim, Türkiye’de faşizan bir yönetimin olduğunu savunuyor ve  “Türkiye yönetimi faşizmi bir vampire dönüşmüş. Nerede bir kan kokusu varsa, oradalar. Çeşitli yollarla silah satmak, bölgeden nemalanmak için elinden geleni yapıyorlar” dedi. 

Rojava bölgesi son zamanlarda çatışma ve saldırılarla değil de diplomatik ilişkilerle gündeme geliyor. Rudaw Suriye Ulusal Kürt Konseyi (ENKS) ile Demokratik Birlik Partisi (PYD) siyasi konularda anlaştığını duyurdu. Doğru mu, bu anlaşma oldu mu? 

Kürt halkının yarası birlik meselesidir, onlarca, hatta yüzlerce senelerdir herkes bundan şikayetçi. Bu dağınıklıktan en fazla Kürt halkının düşmanları faydalanıyor. En çok da Türkiye. Türk faşizmi ve Osmanlı’dan gelen bir alışkanlık ve tecrübe çok etkin, çok başarılı bir şekilde Kürtlerin birlikte olmamasını kullanıyor. Bunu Kuzey’de, burada, başka yerlerde yapmaya çalışıyorlar. 

ENKS içinde Türkiye yanlısı gruplar da var. Eğer bu anlaşma sağlanırsa, Rojava yönetimi ile Türkiye ilişkilerin kapısı aralanabilir mi?

Biz öyle temenni ederiz. Türkiye, Kuzey Suriye’de Afrin’de işgalcidir. Bu işgali bitirip ilişki kurabiliriz. Biz PYD olarak engel olmadık. Demokratik Suriye Güçleri, Özerk Yönetim de  açıklıyor. Hiçbir zaman Türkiye halklarına düşman değiliz, iyi komşu olabiliriz. Bunları konuşmak için bu işgalin bitmesi gerekiyor. Her gün SİHA’lar vuruyor, sular kesiliyor. Heseke’nin yine suyu kesilmiştir. Bir milyon insanın suyunu  kesmesi ne demektir? Hele bu korona zamanlarında. Bu Ramazan ayında kalkıp insanları susuz bırakmak ne demektir? Çok zordur. Hiçbir kuralla, ahlakla bağdaşmayan şeyler yapıyorlar. Bu saldırganlığı, düşmanlığı bırakıp iyi komşular olabiliriz. Bu durumda iyi bir komşuluktan bahsedemeyiz. Bu saldırılar bitirse, seviniriz. Biz de rahatlarız. Herşeyden önce bu saldırganlığın, işgalin bitirmek gerekiyor.

Bu konularda bir görüşme var mı? 

Türkiye ile değil de, ENSK ile görüşmelerde Amerikalılar, Fransızlar var. Bu inisiyatif zaten Suriye Demokratik Güçleri ile başlamıştır. Bunların içinde konuşuluyor tabi. Temenni ediyoruz, Türkiye ile Türkiye halklarıyla bir yakınlaşma olur, buna seviniriz. 

 Bunun şartı olarak da TSK’nin bölgeden çekilmesi mi gerekiyor?

ENKS ile değil tabi, gerçekten Türkiye ile bazı şeyler olacaksa bunların bitmesi gerekiyor. Tekrar vurulmayacağımızdan emin olmalıyız. Durmadan cihatçıları bir yerlerden toplayıp bize saldırtıyorlar. Bu düşmanlıktır. 

Türkiye’den zaman zaman bölgeye yönelik kimi saldırı mesajları geliyor. Olası bir saldırı beklentisi var mı?

Türk faşizmi hiçbir insani ve ahlaki kurala uymuyor. Ne zaman saldıracağı belli olmuyor. Amerikalılarla, Ruslarla ateşkes yapmış, saygı duymuyor. Bu ateşkesi bozuyor. 

Şam ile ilişkiler ne durumda? Var mı bir gelişme?

Yeni bir gelişme yok. Başta bazı sinyaller veriliyordu, onlar da yok. Biz bekliyoruz. Her şeyi söyledik, konuşabiliriz dedik, yol haritası sunmuştuk, görüşlerimizi bildirmiştik. Ama sanırım sadece rejim tek başına bırakılmıyor. Ruslar, İranlılar var, Türkiye bir tarafta var. Çeşitli şantaj meselesi oluyor. Bazıları bizim burada oluşan gücü bozmaya çalışıyor, bazıları da kendi tarafına çekmeye çalışıyor. Kim demokratik haklarımızı tanımak için beraber çalışmak istiyorsa hazırız. Ama uluslararası hesaplar var. Bazıları bunları nasıl dağıtalım, bazılarını da bunları nasıl kullanalım’ diyor. Kimsenin, bizim, halkın yararına düşündüğü yok…

Türkiye her yere saldırıyor. Hem Kuzey Suriye’ye, hem Güney Kürdistan’a hem de kendi içindeki Kürtlere saldırıyor. Bir taraftan da Libya var. Türkiye yönetimi faşizmi bir vampire dönüşmüş. Nerede bir kan kokusu varsa, oradalar. Çeşitli yollarla silah satmak, bölgeden nemalanmak için elinden geleni yapıyorlar.

Biz de kendi varlığımızı korumaya çalışıyoruz. Hem Suriye rejimi, hem buradaki güçler, hem de Türk faşizmi saldırganlığın karşısında yapabildiğimiz kadar kendimizi korumaya çalışıyoruz. 

Suriye seçimleri 19 Haziran’da yapılacak. Bu seçimlere siz katılacak mısınız? 

Bizim gündemimizde seçim yok. Bizim bölgemizden kimse katılmaz. Daha önceki seçimlerde de öyleydi. Doğru dürüst yapılan seçim yok. Suriye krizinden önceki seçimleri de gördük. Kimse sandık başına gitmiyor, ama binlerce oy çıkıyor. Doğru dürüst olmayan seçim sistemi var. Biz hiç katılmadık, katılmayacağız da. Bizim bölgemizden aday olmayacak. Bu seçim bizi ilgilendirmez. Ne onlar bizi katmak isterler ne de biz katılmak istiyoruz. Bizim denetimizdeki bölgelerde sandıklar bile konulmayacak. Seçim sandığı olmayacak. 

Başa dönersem, eğer ki, ENKS ile PYD ve arasında bir birliktelik sağlanırsa, bu Kürlerin birlikteliği açısından ne gibi sonuçlar getirecek?

Rojava için karar birliği olur. Birlik olursa çok rahatlarız. Kimse bunlar ‘PYD, şu parti bu partidir’ diyemez artık. Ortak irade, ortak karar çıkar. Daha çok güçlü pozisyona geçeriz. Hem rejime, hem muhalefete, hem de Rusya, Amerika gibi dış güçlere hatta Türkiye’ye karşı pozisyonumuz değişik olur. 

Türkiye’nin argümanı ‘PKK’ye, PYD’ye saldırıyorum’ şeklinde. Zaten PKK bizde hiç olmadı. PYD’de de Suriye’nin en büyük partisi. Tüm halk ve kesimler PYD’li değil ki. Ortak irade çıkarsa Türkiye’ye karşı daha güçlü ses çıkabilir, ‘PYD sadece bir parti, sen tüm Kürtlere saldıramazsın’ denilebilir. PYD’yi bahane edip saldıramazlar. En azından dünya nezdinde Kürtler birleşmiş olur. Bu başka parçalardaki Kürtlerin birleşmesi için daha büyük kongrenin oluşması için bir ön ayak olur, çok iyi de olur.