Türkiye, DSG'nin planını kabul etti

 ABD ile Türkiye arasında varılan ve SDG’nin de kabul ettiği uzlaşmaya göre, sınır bölgesinde “Güvenli Bölge” oluşturulacak. SDG'yi yakından takip eden bir isim olan gazeteci Delil Zilan, Güvenli Bölge planının detaylarını yazdı.

Türkiye, DSG'nin planını kabul etti

ABD ile Türkiye arasında varılan ve DSG’nin de kabul ettiği uzlaşmaya göre, sınır bölgesinde “Güvenli Bölge” oluşturulacak. DSG'yi yakından takip eden bir isim olan gazeteci Delil Zilan, Güvenli Bölge planının detaylarını yazdı.

Gazeteci Zilan’a göre, ABD, DSG ve Türk devletiyle yapılan sınır güvenliği anlaşması belli hatlarda tamamlanmış durumunda. DSG sunduğu formül çerçevesinde 5-7 Ağustos tarihleri arasında ABD ile Türk heyeti bir araya geldi ve sonuçlar bu şekilde ortaya çıktı.

“Aslında bir nevi ABD, SDG’nın görüşlerini Türk devletine müzakere etti” diyen Zilan, devam etti:

“Diğer önemli bir durum ise, Türk devleti demokratik özerk yönetimi pratik olarak da olsa kabul etmiş olmasıdır. Çünkü QSD Genel Komutanı Mazlum Ebdi birkaç kez Türk devletiyle dolaylı olarak görüştüklerini bizzat açıkladı.

ABD, Türk devletiyle QSD’nin ortak payda da buluşmasını istiyor. Her iki tarafın da görüşlerini bir birlerine iletiyor. Çünkü olası bir savaş Amerikan’ın çıkarına olmayacaktır. Öyle Türk medyasının yansıttığı gibi bu görüşmelerde QSD yer almıyor gibi bir durum söz konusu değildir. Tam tersi QSD’nın görüşleri üzerinde üç günlük ABD ve Türk yetkililer görüştüklerine dair teyit edilmiş bilgiler var.  

Yapılan görüşmelerde daha doğrusu beli bir görüş birliğine dayanan üç temel konu var. Bunlar; Türk devletinin hassasiyetlerini göz önünde bulundurmasıdır. Nedir bu Türk devletin hassasiyetleri? Suriye’de istikrarın sağlanması, göçmenlerin yerlerine dönmeleri ve QSD güçlerinin Türk devletine tehlike teşkil etmemesi.

Bu maddelerin daha önce QDS tarafından kabul edilmiş maddeler olduğunu hatırlatmak gerekir.  Zaten bu sınır güvenliği tartışmaları yeni olan bir durum değil, tam sekiz aydır bunun üzerine QSD, ABD ve Türk devletinin görüşmeleri var ancak formüle edilmesi konusunda sıkıntılar yaşanıyordu.”

Yazıya göre bu sıkıntılar, Türkiye’nin dayattığı sınır güvenliğinin tamamen kendileri tarafından tutulması, Kuzey ve Doğu Suriye’deki oluşumların tamamen lağvedilmesi, Kürt kentlerine Türkiye’ye göç eden Suriyelilerin yerleştirilmesiydi.  

“Bu Erdoğan’ın içinde geçen ve yapmak istedikleriydi, ancak durum istediği gibi gelişmedi” diyen Delil Zilan, şöyle devam etti:  

“Gelişmesi de mümkün değildir. Sekiz ay süren görüşmelerin sonucunda Türk devleti QSD’nin uygun gördüğü planı kabul etmiş oldu. Bu durumda QSD’nın hazırladığı haritada 500 kilometre uzunluğunda ve kimi 5 km derinliğindeki bir alanda sınır güvenliği alınacak. Bu 5 km’lik hat kimi yerlerde 14 kilometreye kadar çıkıyor. Türk devletinin kabul etmediği ve şiddetle reddettiği bu husus da bu şekilde taraflar arasında kabul görmüş oldu.”

ABD’li heyet ile Ankara’nın görüşmelerinde bir diğer konu ise sınır güvenliğinde kimler yer alacağı tartışmasıydı.

Gazeteci Zilan'a göre, komuta yine koalisyon güçlerinin elinde olacak ve bunun içinde DSG ile Türk devleti adına da bazı temsilciler yer alacak. Kuzey Suriye sınırında ise güvenlik kent askeri meclisleri tarafından sağlanacak.

Delil Zilan “En önemlisi ise belirlenen bölgelerde Türk askerlerinin yer almayacak olmasıdır, QSD’nin ağır silah ve askerlerini geri çekmesi, alanı yeni oluşturulan ve sınır güvenliğini sağlayacak yerel birliklere devretmesi de önemli bir husustur. Yine diğer bir husus ise, ABD, QSD ve Türk askeri temsilcilerin kurulacak ortak operasyon merkezinde yer alacak olmasıdır" diyor. 

Bu çerçevede sınır güvenliğinin sağlanması için hazırlıklara artık başlanmış ve kısmi düzeyde de olsa uygulamaya geçildi.

Yazıda aktırılan bilgilere göre, Urfa’nın Akçakale ilçesine ABD  askerleri yerleşirken, Rojava tarafında ise, 5 kilometrelik derinlikteki bölgede YPG- YPJ ve DSG güçlerini yerini askeri kent meclislerine bırakmaya başladı.