Türkiye ile Irak arasındaki sıcak gündem: Kürdistan petrolü

Türkiye ile Irak arasında Kürdistan petrolünün Ceyhan limanı üzerinden ihracatına başlanması konusunda görüşmeler sürüyor. Türk kaynaklara göre, Ankara, ihracatın yeniden başlaması için Paris'teki mahkemenin kararlaştırdığı tazminatın Erbil tarafından Bağdat’a ödemesini istiyor. Bir diğer konu ise 2018-2018 yılları arasındaki petrol ihracatından dolayı Irak’ın Türkiye'ye yönelik şikayeti.

Türkiye ile Irak arasındaki sıcak gündem: Kürdistan petrolü

Paris merkezli Uluslararası Ticaret Odası, “Bağdat'ın onayı olmadan” 2014 ve 2018 yılları arasında Kürdistan Bölgesi’nden petrolün ihraç ettiği gerekçesi ile Türkiye'yi yaklaşık 1,5 milyar dolar tazminata mahkum etmişti. Kararın hemen ardından, Türkiye 25 Mart'ta Kerkük-Ceyhan ve Kürdistan hattı üzerinden sevkiyatı durdurmuştu.

Erbil ile Bağdat, Nisan ayında Kürdistan’dan petrol ihracatına devam etmek için bir anlaşma imzaladı ancak aradan geçen beş ay boyunca Ankara ile yapılan müzakerelerden bir sonuç çıkmadığı için bu gerçekleşmedi.

Irak hükümeti, Kürdistan ve Kerkük’ten Ceyhan’a petrol pompalanmasına bir an önce başlanmasını istiyor. Zira her geçen gün bu durumdan dolayı oluşan maddi zararın boyutu da büyüyor.  

Başbakan Sudani sorunun çözümünü istiyor

Kürdistan petrolünün ihraç edilmesi konusu, Kürdistan Bölgesi Hükümeti ile Iraklı yetkililer arasındaki görüşmelerde defalarca ayrıntılı olarak ele alındı.

19 Ağustos günü Rûdaw’a konuşan Irak Parlamentosu Başkan Yardımcısı Şaxewan Abdullah, konunun iktidarı paylaşan Şii, Sünni ve Kürt siyasi grup temsilcilerinin yanı sıra Türkmen ve Hristiyan temsilcilerin de bulunduğu "Devleti Yönetme Koalisyonu" ile Başbakan Sudani arasındaki toplantıda gündeme geldiğini anlattı.

Abdullah, konuya ilişkin Başbakan Sudani’nin, şunları söylediğini aktardı:

 “Konuyla ilgili mantıklı davranmamız gerekiyorsa, Türkiye’ye karşı daha esnek davranmalıyız. Kürdistan Bölgesi petrollerinin Türkiye’ye sevkiyatı 25 Mart’tan beri durdurulmuş durumda. Petrol sevkiyatının durdurulması sonucu kaybettiğimiz para, Türkiye’den ödemesini istediğimiz tazminatın iki katını oluşturuyor. Dolayısıyla bu konuda esnek davranıp, Türkiye ile bir şekilde uzlaşıya varmalıyız.”

Abdullah, toplantıda Irak Başbakanına, Kürdistan Bölgesi'nden petrol ihracatının Türkiye üzerinden yeniden başlatılması konusunda çözüm bulma yetkisi verildiğini kaydetti.

Görüşmelerden çözüm çıkmadı

Irak Petrol Bakanı Hayan Abdulgani, konuyu görüşmek üzere 22 Ağustos günü Ankara’ya giderek Türkiye Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar ile görüştü.

Bakanların, Kürdistan petrolünün Kerkük-Ceyhan boru hattı üzerinden ihracatına kısa süre içinde tekrar başlama konusunda anlaşmaya varamadığı ancak görüşmelere devam etmek konusunda mutabık kaldığı bildirildi.

Irak Petrol Bakanlığı'ndan yapılan açıklamada, sevkiyat tekrar başlamadan önce boru hattında yürütülen bakım çalışmasının tamamlanmasının bekleneceği ifade edildi.

Bloomberg’e konuşan Irak Petrol Bakanlığı’ndan bir yetkili, "Kısa süre içinde anlaşmaya varmak kolay değil, pek çok çetrefilli konu var. Türkiye'nin talepleri ve koşulları var, petrol akışı tekrar başlamadan önce bunları ele alacak görüşmelerin yapılması gerekir" dedi.

Hakan Fidan’ın Bağdat ve Erbil ziyareti

Kürdistan petrolü meselesi, Türkiye Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın 22-24 Ağustos 2023 tarihlerinde Bağdat ve Erbil'i kapsayan ziyareti esnasında da gündeme geldi.

Fidan’ın Erbil’e geldiği gün, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar da Kürdistan Bölgesi’ne gelerek Başbakan Mesrur Barzani ve diğer yetkililerle görüştü.

Rûdaw’a konuşan enerji uzmanı Hasan Selim Özertem, “Erbil ile geçmiş dönemde iyi bir şekilde yakın çalışan Ankara hükümeti Erbil ile meseleleri daha kolay aşacakken Bağdat’taki dinamikler gerek Bağdat siyasetinin komplike yapısı, gerekse de petrol meselesinin girift yapısı nedeniyle biraz zaman alır gibi görünüyor” dedi.

Ankara tazminatın Erbil tarafından ödenmesini istiyor

Bloomberg'e konuşan Türk yetkililer, Türkiye'nin meseleyi “Irak’ın iç meselesi” olarak gördüğünü ve Irak ile Kürdistan Bölgesi hükümetlerinin Ceyhan limanı üzerinden petrol ihracatı konusunda kendi aralarında anlaşmaya varmaları konusunda yardım etmeye çalıştığını söyledi.

Bloomberg kaynaklarına göre Türkiye, Paris merkezli Uluslararası Ticaret Odası’nın karar verdiği 1,5 milyar dolarlık tazminatı ihracattan fayda sağlayan taraf olan Kürdistan Bölgesi Hükümeti tarafından ödenmesi gerektiğini düşünüyor.

Türkiye’nin petrol akışındaki kesintiden kaynaklanan gelir kaybının yıllık 1 milyar doların biraz üzerinde olduğu tahmin ediliyor.

Bu rakamın Irak’ın kayıplarıyla karşılaştırıldığında çok az kalması nedeniyle, Bağdat ve Erbil'in arasındaki çıkmaza bir çözüm bulmaları için güçlü bir motivasyona sahip oldukları değerlendiriliyor.

Türkiye’nin diğer şartları

Irak Petrol Bakanlığı'nın Tahkim Mahkemesi’nde Türkiye aleyhine açtığı davanın ayrıca devamı da var.  Mahkeme, Türkiye'ye karşı açılan davanın 2018-2022 arasındaki dönemi kapsayan 4 yıllık dönem için henüz bir karar vermedi.

Rûdaw'ın edindiği bilgilere göre, Türkiye bu şikayetten duyduğu memnuniyetsizliği Iraklı makamlara, "Siz bir yandan Kürdistan Bölgesi'nden petrol ihracatına izin vermemizi talep ederken diğer taraftan da aynı davadan 2018 ile 2022 yılları arasındaki petrol ihracatına karşı yeni bir şikayette ısrar ediyorsunuz” dedi.

Uzmanlar, Irak’ın bu ikinci şikayeti Türkiye'den daha fazla su almak ve Ankara’nın Bağdat’tan taleplerini azaltmak için bir kart olarak kullanmak istediği görüşünde.

Öte yandan Türk medyası, Türkiye Irak’ın petrol ve su konusundaki taleplerine karşılık PKK'ye karşı gerekli adımların atılmasını istiyor. Fakat hükümete yakın taraflar Türkiye'nin ciddi koşullar getirmeden sorunları çözmek istediğini savunuyor.

Rûdaw’a konuşan Ortadoğu Araştırma Merkezi (ORSAM) Irak Çalışmaları Koordinatörü Bilgay Duman, “Türkiye Irak’a bakarken şartlarla ve koşullarla bakmıyor ve her konuyu da birbirinden ayrı ele almak istiyor. Şimdi siz petrolü su ile dengelemeye çalışırsanız veya su meselesini PKK meselesi ile dengelemeye çalışırsanız zaten sorunun içerisinden çıkamazsınız. O nedenle Türkiye petrolü de, ticareti de, ekonomiyi de, su ve terör meselesini de ayrı ayrı dosyalar olarak ele alarak o dosyaları tekil sorunlar üzerinden çözmeye çalışıyor” diye konuştu.  

Petrol ihracatının durması ile yaşanan zarar

25 Ağustos günü Kürdistan Bölgesi ve Kerkük'ten petrol ihracatının durdurulmasının üzerinden beş ay geçti. Kürdistan’dan 25 Mart'tan önceki süreçte Ceyhan'a uzanan petrol boru hattından günde 450 bin varillik petrol pompalanıyordu.

Rûdaw'ın kaynaklardan edindiği bilgilere göre hasarın Kürdistan Bölgesi ve Irak’a maliyeti 4 milyar 758 milyon doları bulduğu tahmin ediliyor.

Deloitte'ın raporlarına göre boru hattından Kürdistan’dan ham petrolü satışı son on yılda hızla arttı. 2022 yılında ihraç edilen petrol tutarı 12 milyar 300 milyon dolara erişti. Deloitte'in verileri ilk yayınlamaya başladığı 2017 yılından bu yana bu, yüzde 62 oranında artışa işaret ediyor.

Türkiye, Kürdistan Bölgesi Hükümeti’nin yanı sıra Bağdat'taki merkezi hükümete enerji santralleri ve diğer altyapıların inşası konusunda yardım teklif ediyor. Uzmanlar ihracat anlaşmazlığının tek başına bir sorun olarak ele alınmasından ziyade kapsamlı bir anlaşmalar bütünüyle çözülmesinin daha kolay olacağını değerlendiriyor.

Kaynaklar, Bağdat'ın Türkiye'den petrol ihracatından elde edilen parayı Kürdistan Bölgesi’ne ayrılan pay olan yüzde 12,6'sını düşerek Irak'a aktarmasını istediğini ancak Kürdistan Bölgesi Hükümeti’nin Türkiye'ye, ayrı ayrı Irak petrol ihracatlarından fon toplayamadığı gerekçesiyle, kendi toprakları üzerinden yapılan ihracattan elde edilen gelirin tamamını talep ettiğini vurguladı.

Taraflar arasında yaşanan anlaşmazlık sonrası kapanan boru hattı küresel piyasalardan günlük yaklaşık yarım milyon varil ham petrolün kesilmesine neden oldu.

Bununla birlikte Irak’ın hali hazırda OPEC kotasına yakın seviyelerde petrol ihraç etmesi nedeniyle anlaşma sağlanması halinde kesilen arzın ne kadarının tekrar piyasaya sağlanacağı bilinmiyor.

Ankara ve Bağdat’ın tahkim kararı hakkındaki yorumu farklı

Bağdat yönetimi, Türkiye'yi Kürdistan petrollerini taşıma ve tankerlere yüklemesi nedeniyle 1973'te imzalanan anlaşmayı ihlal etmekle de suçluyor.  Zira Irak Hükümeti, devlet şirketi SOMO'nun Ceyhan'dan petrol ihraç edebilecek tek resmi kurum olduğunu savunuyor.

Türkiye tarafı ise, bölgede yaşanan bütün istikrarsızlıklara rağmen 1973 yılından beri Irak-Türkiye Petrol Boru Hattı Sistemi'ni çalışır durumda tutmak için milyarlarca dolarlık harcama yaptığını ve küresel petrol piyasalarında istikrarın korunması için gereken katkıyı sağladığını savunuyor.

Ankara, Tahkim Mahkemesi’ndeki davada mahkemenin Irak’ın beş talebinden dördünü reddettiğini, buna karşılık kendilerinin taleplerinin ise büyük çoğunluğunu kabul ederek Irak’ın bu ihlaller sebebiyle Türkiye’ye tazminat ödemesine hükmettiğini belirtiyor.

Türkiye ile Irak arasındaki anlaşma

Türkiye ile Irak arasında 27 Ağustos 1973'te imzalanan Ham Petrol Boru Anlaşması 20 yıl süresince ham petrol akışının sağlanması için boru hatlarının döşenmesini öngörüyordu.

2010 yılında Irak-Türkiye Boru Hattı Anlaşmasının 2025 yılına dek uzatılmasına karar verildi. O dönem anlaşmayı Türkiye Enerji Bakanı Taner Yıldız ve Irak Enerji Bakanı Hüseyn el Şehristani imzaladı.

Irak Petrol Bakanlığı’nın Irak devletinin tek temsilcisi olarak tanındığı vurgulanan anlaşmada Irak Devlet Petrol Pazarlama Şirketi (SOMO) ile Petrol Şirketi'nin isimleri “petrolün yüklenmesi ve gönderilmesinin denetleyicileri” olarak veriliyor.

Anlaşmaya göre, Irak tarafı Kerkük-Ceyhan petrol boru hattı üzerinden belli bir miktar petrol göndermekle yükümlüydü ve buna devam etmesi halinde Türkiye'ye tazminat ödemesi gerekiyordu.

Anlaşmada, “Türkiye, petrolü yalnızca Irak Devlet Petrol Pazarlama Teşkilatından (SOMO) alır” şeklinde bir şart bulunmuyor.

Irak Anayasası ve Kürdistan’dan petrol ihracatı

Petrol ve doğal gaz gelirlerinin adil dağılımı konusu, 2005’te hazırlanan Irak Anayasanın onaylanmasından bu güne Erbil ile Bağdat arasında temel çelişki ve tartışma konularından biri durumunda.

Irak Anayasası’nın 111’inci Maddesinde; “Irak’ta bulunan petrol ve doğal gaz, çeşitli bölge ve vilayetlerde yaşayan bütün Irak halkının malıdır” hükmü yer alıyor.

Anayasanın 112’inci maddesinin 1’inci bendinde ise; “Federal Hükümet mevcut yataklardan çıkarılan petrol ve doğal gaz yönetimini Bölge Hükümetleri ve vilayetlerle birlikte yapar” ibaresi bulunuyor.

Bu amaçla Kürdistan Parlamentosu, 6 Ağustos 2007’de "Kürdistan Bölgesi Petrol Yasasını" kabul etti. Parlamento’da onaylanan yasaya göre, bölgedeki petrollerin işletilmesi için "Kürdistan Ulusal Petrol Şirketi" kurulmasına karar verildi.

Bağdat yönetiminin 2010’dan sonraki süreçte Kürdistan Bölgesi’ne uyguladığı ekonomik ve siyasi ambargo derinleşirken, Erbil, ekonomik olarak ayakta durabilmek için petrol ihracatına yönelik adımlar atmaya başladı.

Dönemin Kürdistan Bölgesi Enerji ve Doğal Kaynaklar Bakanı Aşti Hewrami, 2011’de ABD petrol devi Exxon ile 10 ayrı arama ve üretim anlaşması imzalandığını açıkladı. Ardından Chevron’dan Total’e dek Kürdistan Bölgesi’ne petrol yatırımcısı akını başladı. Türkiye Petrolleri (TPAO) ve Genel Enerji gibi Türk şirketleri de Kürdistan Bölgesi’ne geldi. 2012’de Erbil ile Ankara arasında “Mutabakat Zaptı” imzalandı.

Dönemin Irak Başbakanı Nuri Maliki, Kürdistan Bölgesi’ni bütçe payından mahrum etti. Dolayısıyla Erbil,  memur maaşlarını ödeyebilmek için bu adımları attı.

 2014’te IŞİD’in Irak ve Kürdistan Bölgesi’ne saldırdığı bir dönemde Bağdat yönetimi Ceyhan’dan petrol satışına izin vermesini gerekçe göstererek Paris’teki Uluslararası Ticaret Odasına tahkim başvurusu yaptı. Türkiye’nin Ceyhan’dan petrol satışına izin vererek SOMO dışında bir alım yapmış olduğunu, dolayısıyla 2010’daki ekle uzatılan 1973 anlaşmasını ihlal ettiğini öne sürdü.

Tahkim Mahkemesi 9 yıl sonra kararını verdi. Ancak bu karardan önce Irak Federal Yüksek Mahkemesi 15 Şubat 2022'de bir kararla 22 sayılı 2007 Petrol ve Doğal Gaz Yasası'nı Irak Anayasası'na aykırı bularak iptal etti.

Mahkeme, Kürdistan Bölgesi’nin tüm petrol ve doğal gaz gelirlerini Bağdat merkezî hükûmetine teslim etmesini karara bağladı. Kürdistan Bölgesi yönetimi ise mahkemenin kararını “siyasi” bularak tanımadığını açıkladı.