Türkiye’nin olası Rojava operasyonu ve Özerk Yönetim-Şam ilişkileri

Türkiye, Cerablus ve Bab operasyonları dışında, düzenlediği iki operasyonla Rojava’nın Efrin, Gire Spi (Tel Abyad) ve Serekaniye (Resulayn) kentlerinde kontrolü ele almıştı.

Türkiye’nin olası Rojava operasyonu ve Özerk Yönetim-Şam ilişkileri

Türkiye’nin Efrin operasyonu Rusya’nın izniyle mümkün olurken, Gire Spi ve Serekaniye operasyonları ise Amerika Birleşik Devletleri’nin (ABD) çekilmesiyle gerçekleşti.

Türkiye’nin bu operasyonlarında binlerce Kürt yerinden edildiği, mal varlıkları ve evlerinin talan edildiği pek çok kesim tarafından dillendirildi.

Öte yandan Rojava’nın operasyon düzenlenen kentlerinden halen yüzlerce insan hakkı ihlali haberi gelmekte.

Fakat ihlallere karşı ABD, Rusya ve uluslararası toplumdan Türkiye’ye ve tavrına karşı herhangi bir itiraz gelmiş değil.  

Son dönemde ise Türkiye, Suriye ve Rojava’ya yeni operasyon düzenleyeceği yönünde açıklamalarda bulunuyor.

Türkiye operasyon yönündeki söylemlerini gerçekleştirir mi? Türkiye operasyon düzenlerse Rusya ve ABD’nin tavrı ne olur? Türkiye’nin tehdidi karşısında Demokratik Suriye Güçleri’nin (DSG) ve Rojava Özerk Yönetimi’nin önünde hangi yollar var? Suriye hükümeti ne yapacak? Özerk Yönetim, Türkiye’nin operasyonlarını engellemek için Şam ile oturmaya hazır mı?

Rûdaw'ın özel tartışma programında Demokratik Suriye Meclisi (MSD) Başkanlık Üyesi Mustafa Meşayih, Siyasetbilimci Dr. Vadim Makarenko ve Uluslararası İlişkiler Uzmanı Dr. Hasan Mesut Önder’e bu soruları yönelttik ve konuklarımız Türkiye’nin tehditlerini ve Suriye’deki son durumu değerlendirdi.

Meşayih: Başından beri Şam ile müzakereye hazırız

Demokratik Suriye Meclisi (MSD) Başkanlık Üyesi Mustafa Meşayih, Özerk Yönetim’in Şam ile diyaloga hazır olup olmadığıyla ilgili olarak Özerk Yönetim’in çatısı altında bulunan siyasi partiler olarak, başından beri Şam ile her zaman diyalog zemini yaratmak istediklerini ve iki taraf arasında ilişki kurma yönünde gayret gösterdiklerini belirtti:  

“Müzakereler, Rusya ve uluslararası toplumun gözetiminde olmalı. Rejimin nasıl bir zihniyetle hareket ettiğini biliyorsunuz. Uluslararası bir taraf olmaksızın rejime güven duymak mümkün değil. Rojava heyetleri pek çok defa Şam’a gitti. Bugün Türkiye’nin tehditleri olmazsa da biz ilişki kurmaya hazırız.

MSD olarak son dönemde rejimle herhangi bir görüşmemiz olmadı. Fakat Türkiye ve ona bağlı grupların tehdit ve saldırılarını engellemek için Demokratik Suriye Güçleri’nin (DSG) Suriye hükümeti ve Rusya ile görüşmesi söz konusu. Rusya’nın ilişkilerin kurulması için rejime baskı uygulamasını istiyoruz.”

Makarenko: Rusya, Türkiye’nin saldırısını engellemek için çabalayacak

Siyasetbilimci ve Uluslararası İlişkiler Uzmanı Dr. Vadim Makarenko, Türkiye’nin tehditlerine yönelik Rusya’nın takındığı tutuma ilişkin konuştu:

“Rusya, Türkiye’nin bütün saldırılarını engellemek için çabalayacak. Rusya’nın Türkiye’nin bu bölgeye geçmesine izin vermesi için ortada herhangi bir sebep yok. Şimdi Suriye sorununun çözülmesi için savaşı durdurup masaya dönme ve kapsayıcı bir çözüm için müzakere yürütme zamanı. Rusya, Türkiye’nin Rojava’daki saldırılarını durdurmak için çaba gösterecektir.

(Efrin’e düzenlenen operasyonda Rusya’nın tavrına ilişkin) Rusya temsilcileri, Türkiye’nin operasyonlarını durdurmak ve ortada operasyonlara izin verecek herhangi bir neden bırakmamak için Kürtlerle konuştu. Fakat Rusya’nın dediğini yapmayıp öğütlerini dinlemediler. Ayrıca o dönemki durum ile şu anki durum çok farklı. Demokratik Suriye Güçleri (DSG) şu an saldırıları durdurmak için Rusya ve rejim ile yakınlaşıyor.  Ayrıca ABD’nin de rolünü oynamasını temenni ederiz.”

Önder: Abdi yerine, Cemil Bayık’ın vasıfsız bir adamının atanmasını nasıl açıklayacaksınız?

Türkiye’nin ABD ya da Rusya’nın rızasına ihtiyaç duymadığını aktaran Uluslararası Türkiye’nin Efrin operasyonu Rusya’nın izniyle mümkün olurken, Gire Spi ve Serekaniye operasyonları ise Amerika Birleşik Devletleri’nin (ABD) çekilmesiyle gerçekleşti.

Türkiye’nin bu operasyonlarında binlerce Kürt yerinden edildiği, mal varlıkları ve evlerinin talan edildiği pek çok kesim tarafından dillendirildi.

Öte yandan Rojava’nın operasyon düzenlenen kentlerinden halen yüzlerce insan hakkı ihlali haberi gelmekte.

Fakat ihlallere karşı ABD, Rusya ve uluslararası toplumdan Türkiye’ye ve tavrına karşı herhangi bir itiraz gelmiş değil.  

Son dönemde ise Türkiye, Suriye ve Rojava’ya yeni operasyon düzenleyeceği yönünde açıklamalarda bulunuyor.

Türkiye operasyon yönündeki söylemlerini gerçekleştirir mi? Türkiye operasyon düzenlerse Rusya ve ABD’nin tavrı ne olur? Türkiye’nin tehdidi karşısında Demokratik Suriye Güçleri’nin (DSG) ve Rojava Özerk Yönetimi’nin önünde hangi yollar var? Suriye hükümeti ne yapacak? Özerk Yönetim, Türkiye’nin operasyonlarını engellemek için Şam ile oturmaya hazır mı?

Rûdaw'ın özel tartışma programında Demokratik Suriye Meclisi (MSD) Başkanlık Üyesi Mustafa Meşayih, Siyasetbilimci Dr. Vadim Makarenko ve Uluslararası İlişkiler Uzmanı Dr. Hasan Mesut Önder’e bu soruları yönelttik ve konuklarımız Türkiye’nin tehditlerini ve Suriye’deki son durumu değerlendirdi.

Meşayih: Başından beri Şam ile müzakereye hazırız

Demokratik Suriye Meclisi (MSD) Başkanlık Üyesi Mustafa Meşayih, Özerk Yönetim’in Şam ile diyaloga hazır olup olmadığıyla ilgili olarak Özerk Yönetim’in çatısı altında bulunan siyasi partiler olarak, başından beri Şam ile her zaman diyalog zemini yaratmak istediklerini ve iki taraf arasında ilişki kurma yönünde gayret gösterdiklerini belirtti:  

“Müzakereler, Rusya ve uluslararası toplumun gözetiminde olmalı. Rejimin nasıl bir zihniyetle hareket ettiğini biliyorsunuz. Uluslararası bir taraf olmaksızın rejime güven duymak mümkün değil. Rojava heyetleri pek çok defa Şam’a gitti. Bugün Türkiye’nin tehditleri olmazsa da biz ilişki kurmaya hazırız.

MSD olarak son dönemde rejimle herhangi bir görüşmemiz olmadı. Fakat Türkiye ve ona bağlı grupların tehdit ve saldırılarını engellemek için Demokratik Suriye Güçleri’nin (DSG) Suriye hükümeti ve Rusya ile görüşmesi söz konusu. Rusya’nın ilişkilerin kurulması için rejime baskı uygulamasını istiyoruz.”

Makarenko: Rusya, Türkiye’nin saldırısını engellemek için çabalayacak

Siyasetbilimci ve Uluslararası İlişkiler Uzmanı Dr. Vadim Makarenko, Türkiye’nin tehditlerine yönelik Rusya’nın takındığı tutuma ilişkin konuştu:

“Rusya, Türkiye’nin bütün saldırılarını engellemek için çabalayacak. Rusya’nın Türkiye’nin bu bölgeye geçmesine izin vermesi için ortada herhangi bir sebep yok. Şimdi Suriye sorununun çözülmesi için savaşı durdurup masaya dönme ve kapsayıcı bir çözüm için müzakere yürütme zamanı. Rusya, Türkiye’nin Rojava’daki saldırılarını durdurmak için çaba gösterecektir.

(Efrin’e düzenlenen operasyonda Rusya’nın tavrına ilişkin) Rusya temsilcileri, Türkiye’nin operasyonlarını durdurmak ve ortada operasyonlara izin verecek herhangi bir neden bırakmamak için Kürtlerle konuştu. Fakat Rusya’nın dediğini yapmayıp öğütlerini dinlemediler. Ayrıca o dönemki durum ile şu anki durum çok farklı. Demokratik Suriye Güçleri (DSG) şu an saldırıları durdurmak için Rusya ve rejim ile yakınlaşıyor.  Ayrıca ABD’nin de rolünü oynamasını temenni ederiz.”

Önder: Abdi yerine, Cemil Bayık’ın vasıfsız bir adamının atanmasını nasıl açıklayacaksınız?

Türkiye’nin ABD ya da Rusya’nın rızasına ihtiyaç duymadığını aktaran Uluslararası İlişkiler Uzmanı Dr. Hasan Mesut Önder, YPG’nin PKK yöneticilerinden Sabri Ok tarafından yönetildiğini savundu:

“Türkiye, ne Rusya’nın ne de ABD’nin onayıyla operasyon yapacaktır. Elbette İlişkiler Uzmanı Dr. Hasan Mesut Önder, YPG’nin PKK yöneticilerinden Sabri Ok tarafından yönetildiğini savundu:

“Türkiye, ne Rusya’nın ne de ABD’nin onayıyla operasyon yapacaktır. Elbette askeri heyetler arasında bilgilendirme amaçlı birtakım görüşmeler olabilir. Sahadaki son dönemdeki gelişmeleri biraz incelememiz lazım. Ali Memlük ve YPG’li yetkililerin Hmeymim Üssü’nde Rusya ile görüşmeleri oldu. Mazlum Abdi, PKK tarafından görevden alındı, yerine gelen isim İran kontrolünde ve Devrim Muhafızlarıyla çok yakın Cemil Bayık’ın bir adamı geldi.

YPG rasyonel davranmıyor. Rasyonel davransaydı, en büyük sınırı olan ve en iyi ilişkileri kurması gerektiği bir ülkeye karşı hasmane bir tutum içinde olmazdı.

ABD, YPG ile PKK arasında bağ olmadığından bahsediyor. Ama Sabri Ok’un sahadaki faaliyetleri ve Sabri Ok’un yönettiği bir YPG söz konusu. Bu, sahayı iyi bilen herkesin malumu. Redur Halil, Kandil’den talimat almadan hiçbir şey yapamıyordu. Salih Müslüm 2013 yılında Ankara’ya davet edildi ve Türk istihbaratı ile görüştü. Fakat hiçbir zaman inisiyatif geliştirecek özerkliğe sahip olmadı – ki PYD ve YPG muhatap olarak görülmüyor. Sabri Ok’un talimatının dışında başka bir hareket tarzları olursa, Türkiye de muhatap olarak ciddiyetle yaklaşabilir.

Mazlum Abdi’nin görevden alınması ve Cemil Bayık’ın adamı olmak dışında başka bir özelliği olmayan vasıfsız birinin göreve atanmasını nasıl açıklayacaksınız? Kandil’in hegemonyası olmadan bir YPG’den bahsedilebilir mi?”

Meşayih: Türkiye komşuluk hakkına hiçbir şekilde saygı duymuyor

MSD Başkanlık Üyesi Mustafa Meşayih, tartışma programında Türkiye’nin Kürtlerden IŞİD’in intikamını aldığını kaydetti:

“Kürtler hiçbir zaman Türk halkını düşman olarak görmedi ve biz her zaman için Türkiye ile iyi ilişkilerimizin olmasını istedik. Bizim tarafımızdan Türkiye’ye tek bir kurşunun sıkılmadığı da herkesin malumu. Fakat her kes IŞİD’in Rojava’da ve Güney Kürdistan’da bizim tarafımızdan yenilgiye uğratıldığını biliyor. Bugün de Türkiye’deki hükümet onların intikamını almak istiyor. Türkiye komşuluk hakkına hiçbir şekilde saygı duymuyor. Türkiye’de Kürtlere düşman gözüyle bakılıyor.

2013’te biz bir heyet olarak Türkiye Dışişleri Bakanlığı’nda bir toplantı gerçekleştirdik. Biz onlara komşuluk ilişkilerini kurmak istediğimizi belirttik. Sizin düşmanınız değiliz ve biz kendi bölgelerimizin savunmasını yaparken, sizin sınırlarınızı da bu gruplardan koruyoruz. Her zaman için çaba gösterdik, fakat Türkiye hükümeti Kürtlere karşı hasmane bir tutum içinde oldu. Türkiye, Suriye devriminin başarılı olmasını engelledi.”

Makarenko: Kürtler ve Suriye rejimi ortak bir güç kurmalı

Türkiye’nin Suriye’deki negatif rolüne değinen Dr. Vadim Makarenko, Türkiye’nin buna son vermesi gerektiğini dile getirdi:

“Türkiye her an için Suriye’de durumun daha da kötü olmasını istiyor. Türkiye’nin sınırlarında herhangi bir tehdit yok. Türkiye’nin Suriye’nin işlerine karışması için ortada herhangi bir sebep yok. Terörist gruplarla savaşmıyor, Kürtlerle savaşıyor. Türkiye bu son eylemlerine son vermelidir.

Rojava Özerk Yönetimi ve Şam rejimi güçlü olmalı ki Türkiye ve radikal gruplara karşı savunmalarını yapabilsinler. Her iki taraf birlikte hareket etmelidir. Kürt güçleri ve Suriye hükümetinin güçleri ortak bir güç kurmalıdır. Ayrıca önünde sonunda Türkiye, Suriye’den çıkacaktır.”

Önder: İstikrar sağlandıktan sonra Türkiye, bölgeden çekilecek

Türkiye’nin YPG ile ilişki kurma ihtimaline değinen Önder, YPG’nin rasyonel davranması halinde bunun mümkün olacağını ve Türkiye’nin Suriye’de istikrar kurulması halinde çekileceğini belirtti:

Türkiye, en büyük Kürt nüfusunun yaşadığı ülke. PKK ile PYD arasındaki bağ kopması halinde, bağımsız bir oyuncu olarak Kandil’den bağı kopması halinde Türkiye’nin de ilişki kurması söz konusu. Ayrıca 2011 yılına kadar Kürtlere vatandaşlık vermeyen bir rejimin kurtarıcı olarak Ruslar tarafından lanse edilmesi de anlamsız. Bunu da Rus tarafına hatırlatmak lazım.

Öte yandan Rusya hep burada kalmayacak. Ama biz [Türkiye] hep burada olacağız. Tabii, bölgede düzen ve istikrar sağlandıktan sonra Türkiye, bölgeden çekilecektir. Ama kendi sınırına ve ulusal güvenliğine tehdit olarak algıladığı zaman kendine güvenli bir bölge yaratmak zorunda. Bütün devletlerin davranışı bu.”

Meşayih: Türkiye’nin, Suriye’nin işlerine karışma hakkı yok

ABD ve Rusya ile ilişkilerine değinen Meşayih, Suriye’deki sorunun çözüme ulaştırılması konusunda şunları söyledi:

“Türkiye’nin varılan anlaşmalara uymaması ve Türkiye hükümetini durdurmamaları sebebiyle ABD ve Rusya’ya sitemde bulunuyoruz. Biz Kürtler burada Suriye’nin bir parçasıyız. Bu krizin çözümü de karşılıklı ilişkilerin geliştirilmesiyle mümkün olacaktır. Türkiye’nin bize sınır koymasıyla değil, biz bize bu sorunu çözeceğiz. Türkiye’nin, Suriye’nin işlerine karışma hakkı yok.”

(Rudaw)