Türkmen siyasetçi Kahveci: Kürdistan Bölgesi Hükümeti tek bir partinin mülkü değil

Kürdistan Parlamentosu Sekreteri Muna Kahveci, Kürdistan Parlamentosu’nda bileşenlere ayrılan kotanın ortadan kaldırılmasına yönelik girişimleri desteklemediklerini söyledi. Türkmenler başta olmak üzere tüm bileşenlerin haklarının yasalarla korunduğunu belirten Kahveci, “Biz Kürdistan’da ikinci sınıf vatandaş değiliz, eşit vatandaşlarız. Kürt temsilciler nasıl Türkmen seçmenin oyunu alabiliyorsa Türkmen temsilciler de Kürt seçmenin oyunu alma hakkına sahiptir” dedi.

Türkmen siyasetçi Kahveci: Kürdistan Bölgesi Hükümeti tek bir partinin mülkü değil

Geçen yıl 1 Ekim’de yapılması beklenen Kürdistan Parlamentosu altıncı dönem seçimleri, başta Kürdistan Demokrat Partisi (KDP) ile Kürdistan Yurtseverler Birliği (KYB) olmak üzere, taraflar arasında yaşanan anlaşmazlık nedeniyle yapılamadı.

Kürdistan Parlamentosunda 9 Ekim 2022'de yapılan oylamayla parlamentonun görev süresinin 1 yıl süreyle uzatılması kararı alındı. Ancak Irak Yüksek Federal Mahkemesi 30 Mayıs’ta parlamentoda alınan bu kararı “anayasaya aykırı bulduğunu” belirten bir açıklama yaptı.

Seçimlerin ertelenmesine neden olan temel başlıktan biri Kürdistan Bölgesi Bağımsız Yüksek Seçim ve Referandum Komisyonu’nun yapısı ve seçim bölgeleri ile ilgilgili. Diğer bir başlık ise, parlamentoda Türkmen ve Hristiyanlara ayrılan kota ile ilgili.

1992 yılında kurulan 111 üyeli Kürdistan Parlamentosu’nda 11 sandalye bileşenlere ayrılıyor. Bu sandalyelerden 5’i Türkmenlere, 5’i Asuri, Süryani ve Keldanilere ve 1’i ise Ermenilere ait.

Yüksek Mahkemenin kararı aynı zamanda Kürdistan Bölgesi Bağımsız Yüksek Seçim ve Referandum Komisyonu’nun yapısı ve seçim bölgeleri ile ilgili tartışmaların son bulmasına neden oldu. Fakat bileşenlere ayrılan kota konusu tartışılmaya devam ediyor.

“Kürdistan Bölgesi’nin kurumlarına yönelik karalamaya karşıyız”

Rûdaw TV’de Nwêner Fatih’in sunduğu “Rûdawî Emro” prgramına konuk olan Türkmen Reform Partisi Başkan Yarımcısı ve Kürdistan Parlamentosu Sekreteri Muna Kahveci, Irak Federal Mahkemesi’nin kararı ve Türkmen temsiliyeti hakkında açıklamalarda bulundu.

Kürdistan Bölgesi Hükümetine yönelik “tehditlere” karşı çıktığı için kendisine yöneltilen eleştirilere yanıt veren Kahveci, “Kürdistan Bölgesi Hükümeti belirli bir partinin mülkü değil. Tüm bileşenleri ile birlikte Kürdistan halkının mülküdür. Dolayısıyla hükümete yönelik meşru çerçevede belgeleri ile yapılan eleştirilere saygı duyuyoruz. Ancak sahte belge ve çarpıtılmış kavramlarla Kürdistan Bölgesi’nin kutsal kurumlarına yönelik her karalamaya karşı, hangi partiden gelirse gelsin karşıyız, karşı durmaya devam edeceğiz” ifadelerini kullandı.

KDP’nin hiç bir zaman “Ben Kürdistan Bölgesi Hükümetinin sahibiyim” demediğini belirten Kahveci, KDP’nin parlamentoda 45 sandalye ile çoğunluğu oluşturduğunu ve doğal olarak sorumluluklarının daha fazla olduğunu hatırlattı.

Kahveci, “Fakat biz de yurtsever hislere sahibiz ve görevlerimiz var. Hükümet içerisinde Türkmenler olarak temsilcimiz, kabinede bakamınız var” dedi.

“Yüksek Mahkemenin kararı sıyasi bir karardır”

Irak Federal Mahkemesi’nin Kürdistan Parlamentosu hakkındaki kararına ilişkin tüm partiler içerisinde bir konsensüs sağlanırsa Türkmen Reform Partisi olarak destek vereceklerini kaydeden Kahveci, “Bu siyasi bir karardır. Dolayısıyla partiler bu konuda ortak bir karar verirse biz de destekleriz” diye konuştu.

KYB ve diğer partiler, KDP’nin Hristiyan ve Türkmen temsilcilerin desteği ile parlamentoda daha fazla sandalye kazandığını savunuyor. Bu yüzden bileşenlere kota verilmesi yerine diğer partiler gibi her bölgede seçime kendi adayları ile katılmasını ve alacakları oya göre seçilmesini istiyor. Ancak KDP ve bileşenlerin temsilcileri, temsiliyet haklarının korunması adına bu öneriye karşı çıkıyor.

Kürdistan Bölgesi’nde Hristiyan ve Türkmen nüfusunun büyük bölümü Erbil ve Duhok’ta yaşıyor. Öte Değişim Hareketi (Goran) ve diğer partiler, KDP’yi 2018’deki parlamento seçimlerinde birçok Peşmerge mensubu ve güvenlik görevlisini bileşenlerin listelerine oy vermeye teşvik etmekle itham ediyor.

Bu iddialara yanıt veren Kahveci, “Türkmen Reform Partisi 2009’dan bu yana Kürdistan Parlamentosu için düzenlenen seçimlerin hepsine katıldı. Parti olarak ilk seçimde bağımsız liste ile katıldık ve sadece Erbil’de 7 binin üzerinde oy aldık ve bir sandalye kazandık. Irak Yüksek Seçim Komiyonu’nun denetlediği bu seçimlerin belgeleri vardır” değerlendirmesinde bulundu.

“Peşmerge ulusal bir güç, Türkmen listesine oy vermiş olması doğaldır”

“Peşmerge ulusal bir güç, Türkmen listesine oy vermiş olması doğaldır”

Parti olarak halkın taleplerine kulak verdiklerini ve bunu dillendirdiklerini ifade eden Türkmen siyasetçi, gerek halkın geçim kaynağı ve gerekse de Kürdistan Bölgesi’nin güvenliğini sağlayan kolluk kuvvetleri ile ilgili meselelerde seslerini yükselttiklerini söyledi.

Kahveci, “Biz parlamentoda görev aldığımız 4 yıllık süre içerisinde halkın taleplerini öne çıkardık. Kürdistan halkı ne istiyor? Doğal haklarını, maaşlarının ödenmesini ve huzur ile refah içerisinde bir yaşam istiyor. Ayrıca biz Peşmerge ile diğer güvenlik güçlerinin haklarını savunduk. Çünkü Peşmerge ulusal bir güç, Kürdistan’ın topraklarını savunuyor. IŞİD geldiği zaman tüm Kürdistan halkını korudu. Bunu yaparken bu Kürdün, bu Türkmenin, bu Hristiyanın evi diye ayrımcılık yapmadı. Bizim onların hakkını samimi bir şekilde savunmamız kendilerinin de bize sempatisini getirdi ve bu şekilde Türkmen Reform Partisi listesine oy verdi” ifadelerini kullandı.

“Biz sarı veya yeşil bölgede değil, Kürdistan Bölgesi’nde yaşıyoruz”

Kürdistan Bölgesi’nin “Sarı Bölge (KDP’nin hakim olduğu bölge)” ve “Yeşil Bölge (KYB’nin hakim olduğu bölge)” şeklinde ayrıştırılmasını reddettiklerini vurgulayan Muna Kahveci, “Biz sarı veya yeşil bölgede değil, Kürdistan Bölgesi’nde yaşıyoruz. Burası bir bölgedir o da Kürdistan Bölgesi’dir. Biz bu şekilde bir ayrışmayı hiç bir şekilde kabul etmiyor, reddediyoruz. Bu şekilde bir ayrıştırma Kürdistan Bölgesi’nin statüsünü zayıf düşürecektir. Bileşenler olarak haklarımız Irak Anayasası’nda garanti altına alınmıştır ama yine de biz bu tür bir yaklaşımı doğru bulmuyor karşı çıkıyoruz” sözlerini sarf etti.

“Bir eşit vatandaşlarız”

Kahveci, “Biz Kürdistan’da ikinci sınıf vatandaş değiliz, eşit vatandaşlarız. Kürt temsilciler nasıl Türkmen seçmenin oyunu alabiliyorsa Türkmen temsilciler de Kürt seçmenin oyunu alma hakkına sahiptir. İslami partiler ve diğer partiler de açıklamalarında ‘biz Türkmen seçmenden oy alıyoruz’ diyorlar. Bizce bu normal bir durum. Ama diğer partilerin Türkmenlerden oy alması meşru ise Türkmen partilerin Kürt seçmenden oy alması neden meşru olmasın? Kürdistan Bölgesi’nde bizi Kürt, Türkmen ve Hristiyan diye ayıran bir yasa yok. Dolayısıyla, biz başkalarının iddia ettiği gibi bir tarafın yönlendirmesi ile oy almadık, aksine kendi programımız ve çalışmalarımızın neticesinde aldık” diye konuştu.

Muna Kahveci, “Bileşenlerin asıl temsilcileri değiller” şeklindeki sözlerin de asılsız ve safsata olduğunu belirterek, “Gerçek temsilci derken ne demek istediklerini açıkça ve belgeleri ile söylemeleri gerekiyor” dedi.

“Türkmenler olarak Kürdistan Bölgesi’nde tüm haklarımız korunmaktadır”

“Türkmenler olarak Kürdistan Bölgesi’nde tüm haklarımız yasal olarak korunmaktadır” diyen Kahveci, “Seçim yasasına göre Kürt bir partinin ittifak yapma, ortak liste oluşturma hakkı olduğu gibi Türkmenlerin de diğer bileşenlerin de vardır. Biz asla Kürdistan Bölgesi’ne tehdit oluşturan hiçbir parti ile ittifak yapmadık. Aksine Türkmen Reform Partisi başta olmak üzere, Asuri, Suryani, Keldani ve Ermeniler de KDP ile ittifak yaptığımız için gurur duyuyoruz. Çünkü bizim temsiliyet hakkımızı savunuyorlar, bu konuda görüşlerimiz uyuşuyor. İkincisi hiçbir şekilde bileşenlerin iç işlerine karışmıyorlar. Başkan Mesud Barzani’nin kendisi parlamento başkanlığı içerisinde bileşenlere de yer verilmesini önerdi, bu yüzden kendisine teşekkür ediyoruz. KDP ile ittifak yaptığımız için Parlamento Başkanlığı Yardımcılığı’nı aldık. Aynı şekilde bileşenlerin haklarını savunuyorlarsa buyursunlar, ama karşı çıkıyorlarsa lütfen artık daha fazla çarpıtmasınlar” ifadelerini kullandı.

Krüdistan Parlamentosu seçimlerinde partilerden aday gösterilenlerin milletvekili seçilebilmesi için genel olarak 15 bin oya ihtiyacı var. Fakat bileşenler ayrılan 11 sandalyeden bir tanesi için yaklaşık 1500 oya gerek duyuluyor.

Kahveci, kotaların bölgelere dağıtılması yönündeki yaklaşımın bileşenlerin iç işlerine müdahale anlamına geldiğini ve Türkmenler ile Hristiyanlar olarak bu yaklaşımı kabul etmediklerini söyledi.

ITC Başkanı’nın sözlerine yanıt

Irak Türkmen Cephesi Genel Başkanı Hasan Turan, geçen hafta aynı programda Kürdistan Bölgesi’nde Türkmenlerin haklarının korunmadığını savunmuştu.

Kahveci, “2015 tarihli 5 sayılı Bileşenlerin Haklarını Koruma Yasası var. Bu yasalara göre örneğin Türkmenler nüfusun çoğunluğunu oluşturduğu bölgelerde kaymakam ve diğer üst düzey makamları alma hakkına sahiptir. Biz bu yasaya göre Kürdistan Bölgesi’ndeki tüm Türkmenlerin temsilcisiyiz. Her tarafta Türkmenlerin hakları korunuyor. Sayın Turan Süleymaniye’nin Kifri ilçesi için bir iddiada buluyorsa şayet o zaman gidip şikayetini adli makamlara bildirmeli” dedi.

ITC lideri Hasan Turan, başkent Erbil’de Türkmen mezarlığının yenilenmesine izin verilmediğini öne sürmüştü.

Muna Kahveci, söz konusu mezarlığın yenilendiğini ve kendisinin bu çalışmayı takip ettiğini belirterek, “Böyle bir engelleme olmamıştır. Hatta mezarlığın ismi ve mezar taşlarının üzerindeki yazılar dahi anadilimizde yazılmıştır” diye konuştu.