Doğu Konfederasyonu: Kürtlerin ayrı devlet kurmasına gerek kalmayacak proje

Doğu Konfederasyonu: Kürtlerin ayrı devlet kurmasına gerek kalmayacak proje

Lübnanlı düşünür Enis Nakkaş, askeri ve stratejik konular üzerine kafa yoran, teorik ve pratik deneyimi oldukça yetkin, mücadele içinden gelen bir isim. Nakkaş, bölgenin Suriye krizi öncesindeki iş birliği ve dayanışma atmosferine geri dönmesi hatta bu birlikteliği daha da ilerletmesi gerektiği düşüncesinde. Doğu Konfederasyonu kitabı Arap ülkelerinde 2015’te yayınlandığından beri yoğun bir şekilde tartışıldı.

Gazete Duvar'dan İslam Özkan, Enis Nakkaş ile son bölgesel gelişmeler çerçevesinde bölge ülkeleri arasındaki iş birliği ve dayanışmanın önündeki engelleri ve buna ivme kazandıracak unsurlar konusundaki değerlendirmelerini içeren bir söyleşi yaptı.

Bu söyleşinin Kürtlerle ilgili bölümünü paylaşıyoruz.

Enis Nakkaş'ın projesiyle aynı adı taşıyan projesinin adı Doğu Konfederasyonu (Konfederatiyyetu’l Maşrikiyye). Geçmişte el Fetih içerisinde gerilla deneyimi yaşamış olan Nakkaş’a göre, başta Türkiye olmak üzere birçok Ortadoğu ülkesi arasındaki bölgesel sorunlara son vereceği gibi ülkelerin kendi içindeki demokratikleşme, ekonomik kalkınma, zenginliklerin doğru yatırımlara dönüştürülmesi vs. gibi sorunların yanısıra, devletsiz Kürtlerin sorunlarına da çözüm üretecek.

Sınırlar sembolik hale gelince Kürtlerin ayrı bir devlet kurmasına gerek kalmayacak

İran, Türkiye ve Arap ülkelerinin yer alacağını bahsettiğiniz konfederal yapı içerisinde Kürtlere nasıl bir rol biçiliyor? Örneğin Kürtler, bu yapı içerisinde bağımsızlığı olan ayrı bir devlet yapılanması ile mi yer alacaklar yoksa mevcut halleriyle mi?

Konfederasyon projesinden ilk yararlanacak olanlar Kürtlerdir. Zira bu konfederal yapı içerisinde hem kültürel çeşitliliğe ve hem de bütün kimliklere saygı duyulacaktır. Herkesin konfederasyon çatısı altında birleştiği bir koşulda ayrı bir Kürt devletinin kurulmasına gerek kalmayacaktır. Sınırlar olduğu gibi kalacak fakat sınırlardan geçiş engellenmeyecektir. Sınırlar sembolik olacak ve karşılıklı olarak geçiş hareketlerine izin verilecektir. Bu ise herkesin birbiriyle hareket serbestisi ve iletişim içerisinde olması, herkesin birlikte kalkınması demektir. Bütün devletlerin daha büyük bir çatı altında birleşmesi durumunda ayrı bir siyasi yapı kurmaya gerek kalmayacaktır. İskoçya ve İrlanda’ya bakın, bu iki ülke aslında Britanya İmparatorluğu’nun tarihsel parçalarıdır. İngiltere, Avrupa Birliği’nden çıkmasına rağmen onlar Avrupa Birliği çatısı altında kalmayı tercih etmiş ve İngiltere’den vazgeçmişlerdir. Daha geniş bir birliktelik, dar olan birliktelikten daha caziptir. Bütün ülkelerin tek tek bir araya gelme talebinin başarılı olması durumunda Kürtlerin de ayrı bir devlet kurma gibi bir talebi olmayacaktır. Bu da Kürt meselesinin Kürtler ve bütün bölge ülkelerinin yararına çözümlenmiş olması anlamına gelir. Yapıyı oluşturan unsurların haklarından hiçbir şey eksilmeyeceği gibi bütün taraflara ilave kazanımlar sağlayacaktır.

Türkiye'nin korkusu ayrılıkçılık ve bölünme

Siz etnik ve dini azınlıkları tanıması ve tam bir eşitlik içerisinde temsiliyet vermesinin Türkiye’yi güçlendireceğini ifade ediyorsunuz. Türkiye ve ittifaka katılması beklenen diğer ülkeler, başta Kürt sorunu olmak üzere yarım asırdır bunları çözüme kavuşturmayı beceremeyen ülkeler. Öte yandan Türkiye’yi yönetenler ise temsil sorunu yaşayan kesimlerin bir sorunu olduğunu zaten kabul etmiyor. Bu sorun Doğu Konfederasyonu projesi içerisinde nasıl çözülecek?

Türkiye Kürt sorununu kabul etmiyor çünkü bölünme ve ayrılıkçılıktan korkuyor. Abdullah Öcalan’ın projesi ayrılığı öngörmüyor, daha çok halkların demokratik tercihine vurgu yapıyordu. Konfederasyon projesi, ülkeler ve halklar arasında demokratik bir birlik sağlayarak barış içerisinde yaşamalarına katkıda bulunur.

Kürtler, bu yapı içerisinde kültürel olarak ve hareket serbestisi anlamında kendisine uygun bir alan ve iklim bulacak. Konfederasyon üyesi diğer ülke vatandaşları gibi hareket edecek. Böyle bir projede ne tek bir etnik yapı ne bir mezhebi yapı ne de tek bir dînî yapının egemenliği söz konusu olacak. Dolayısıyla böyle bir yapı, Kürt sorununun çözümü anlamına gelir ve Kürtlerin çıkarına olduğu kadar herkes için bir çözüm ve herkesin çıkarına olacaktır.

Bir de kitabınızda ulus ötesi devlet vs. gibi bölgeye ilişkin bir takım yeni önerileri olan Abdullah Öcalan’a ve onun sizin Doğu Konfederasyonu dediğiniz şeye destek verdiğini söylüyorsunuz? Öcalan’ın yaklaşımıyla sizin projeniz arasındaki benzerlikler ve farklılıklara biraz değinir misiniz?

Öcalan’ın bu projeyi destekleyeceğini düşünüyorum. Onun bu projeye sempatik baktığına dair duyum aldım. Öcalan, projesinde bölgede demokratik halklardan bahsediyor. Hiçbir şekilde ayrılık talep etmeyen halkların demokratik birliği konusu, bir çerçeveye ihtiyaç duymaktadır. Doğu Konfederasyonu, bu sorunu çözer. Halklarımız, insan haklarına, dinlere ve bütün etnisitelere saygı çerçevesinde bir araya gelecek, yöneticisini seçme hakkını halklara verecektir. İnsanların, büyük kalkınma planları içerisinde bölgesel kalkınmada geleceğini belirlemesine katılması için konfederasyon içinde adem-i merkeziyetçi yönetimler olacak. Bu yüzden proje, projemizle çelişmez aksine onu bütünler. Bu, bütün halkların yararınadır. Bölen değil birleştiren bir projedir.

Söyleşinin tamamına buradan ulaşabilirsiniz