Avukat Karaman: AYM, siyasi saiklerle yürütülen davayı aklama çabasına girmiş

Avukat Karaman: AYM, siyasi saiklerle yürütülen davayı aklama çabasına girmiş

Anayasa Mahkemesi, Selahattin Demirtaş ve Eren Erdem'in uzun tutukluluk başvurusunda oy birliği ile ihlal kararı verdi. Karar sonrasında Demirtaş'ın avukatı Mahsuni Kahraman'ın ilk yorumu müvekkilinin tahliye olması gerektiği yönünde oldu. 

Ancak şu ana kadar bir gelişme yaşanmış değil. AYM kararı sonrası nasıl bir sürecin izleneceği konusu da merak ediliyor. 

Eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın avukatı Mahsuni Karaman,  AYM’nin Demirtaş hakkında verdiği ihlâl kararını değerlendirdi. 

Demirtaş’ın tutukluluğu süresince beş farklı hak ihlâli için başvuruda bulunduklarını belirten Karaman, AYM’nin dün açıklanan kararının bunlar içerisinden sadece “tutukluluk devam kararlarının ölçüsüz olduğu” başvurusuna yönelik bir karar olduğunu belirtti.

Karaman, karar için "AYM ihlâl kararında gerekçe olarak sadece mahkemeleri gösteriyor. Siyasi fotoğrafı görmezden geliyor" dedi.

Edirne Cezaevi'nde tutuklu bulunan Demirtaş'ın avukatı Mahsuni Karaman, T24 yazarı Murat Sabuncu'nun sorularını yanıtladı.

Karaman, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin daha önce verdiği ihlâl kararında, uzatılan tutukluluk süresinin siyasi saiklerle verildiğini söylemesine rağmen AYM’nin davanın siyasi yönünü görmezden geldiğini ifade ederek, “Mahkeme ilginçtir bu kararı gerekçelendirirken tüm sorumluluğu söz konusu kararı veren mahkemelere yüklemiş durumda. Bu aynı zamanda buradaki siyasi motivasyon farkını gözden kaçırmaya yönelik bir karar gerekçesidir. Gerçekleri yansıtmayan bir gerekçedir” diye konuştu.

Demirtaş’a yönelik yaptıkları hak ihlâli inceleme başvurularının, uzun süre tutukluluk incelemesinin yapılmamış olması, Demirtaş’ın cumhurbaşkanı adayı olduğu sırada tahliye başvurusunun reddi, AİHM’in Demirtaş’ın tahliye edilmesine yönelik kararının mahkeme tarafından uygulanmaması, tutukluluk süresinin makul süreyi aştığı,  tutukluluk devam kararlarının aslında gerekçesiz bir şekilde verildiği şeklinde olduğunu belirten Karaman, yapılan bu başvurular arasından sadece birinin değerlendirerek karar verildiğini ve bu ihlâl kararında herhangi bir şekilde olayın siyasi yönüne değinilmediğini söyledi. 

AYM’nin kararların “siyasi fotoğrafı” görmezden geldiğini dile getiren Karaman, şöyle konuştu: 

“AYM’nin bu kararla siyasi bir korku içerisinde olduğunu düşünüyorum. AYM gerekçeli kararının birçok yerinde ısrarla  ‘tutuklamanın hukukiliği konusunda bir şey demiyorum’, ‘Kuvvetli suç şüphesi bugün bile vardır’ demeye getiriyor. Bu bir korkunun ifadesidir. Siz eğer bu meselenin siyasi yönünü görmezseniz, sizin bir karar verdiğinizden bahsedilemez. Seçme seçilme hakkını ıskalarsanız siz şunu görmezden geliyorsunuz. Sayın Demirtaş tutuklanırken milletvekiliydi, 24 haziran 2018’e kadar milletvekili olarak yasama faaliyetini yürütemedi. Referandumda bir çalışma yürütemedi, tutukluydu. Cumhurbaşkanı adayı olduktan sonra seçilme hakkı  ihlâl edildi. Kendisine oy veren insanların da seçme hakları ihlâl edildi. Bu tabloyu siz görmeden, seçme ve  seçilme hakkı yönünden bir incelemeye gerek görmüyorsunuz. Bilinçli bir şekilde oralardan kaçıyor.

19’uncu maddeden verilen bu karar aslında AİHM’in sayın Demirtaş ile ilgili sözleşmenin 5/3 fırkasından vermiş olduğu kararın bir eşdeğeridir. AİHM bu kararla tarihinde ilk kez 18. Madde’nin ihlâl edildiği kararını vermişti. Türkiye açısından bu bir kara lekedir, sabıka kaydıdır. Sayın Demirtaş’In tutukluluğuna siyasetin güdümüyle devam kararı verdiğine yönelik bir sabıka kaydıdır. O dosya AİHM Büyük Dairesi önünde duruyor karar aşamasında. Şimdi AYM’nin burada rol alıp 5/3’ten ihlâl kararı vermesi esasında Büyük Daire’nin yakın zamanda vereceği kararın altını oyma gayretidir. Çünkü eğer büyük daire ‘5/3’ten dolayı AYM ihlâl kararı verdi bu yeterlidir’ der ise bu durumda Türkiye aslında nihai amacına ulaşmış olacak. Bu hukuken de acemice bir mantıkdır.”

“Ne dokunulmazlıkların kaldırılması, ne tutuklanması hiçbiri yargısal bir tasarruf değil. Demitaş’ın tutuklanması Türkiye Cumhuriyeti’nin demokratik yapısının değiştirilmesi için yapılan bir yol temizliğidir. Bunu açıkça ifade etmek gerekiyor.”