Emekli general: Türkiye'nin Güvenli bölge planı hayal oldu... Kürt devleti yolu açıldı

Türkiye’nin Fırat’ın doğusuna saldırı planı, ABD ile varılan “güvenli bölge” anlaşmasıyla farklı bir boyuta evrildi. Anlaşmanın detaylarına dair her iki taraftan da bir bilgi verilmezken kafalarda soru işaretine yol açtı. Özellikle güvenli bölgenin ne kadar derinlik ve uzunlukta olacağına dair muhtelif görüşler ortaya atılıyor.

Emekli general: Türkiye'nin Güvenli bölge planı hayal oldu... Kürt devleti yolu açıldı

Türkiye’nin Fırat’ın doğusuna saldırı planı, ABD ile varılan “güvenli bölge” anlaşmasıyla farklı bir boyuta evrildi. Anlaşmanın detaylarına dair her iki taraftan da bir bilgi verilmezken kafalarda soru işaretine yol açtı. Özellikle güvenli bölgenin ne kadar derinlik ve uzunlukta olacağına dair muhtelif görüşler ortaya atılıyor.

Geçen hafta Yüksek Askeri Şura’da normal bekleme süresini tamamlamadan kadrosuzluk nedeniyle emekli edilen eski Müşterek Özel Görev Kuvvet Komutanı emekli Tuğgeneral Erdal Şener, Türkiye’nin Fırat’ın doğusuna yapmayı planladığı kara harekâtının masa başında engellendiğini öne sürüyor.

“ABD, PKK/ PYD’nin yok olmasına müsaade etmez” diyen Şener, “Kapalı kapılar ardında TSK’nin kara harekâtını engellemeyi başardılar” görüşünü dile getiriyor.

Cumhuriyet’ten Ali Açar’a konuşan Şener, askeri güç kullanmaya ABD’nin müsaade etmediğini söylüyor ve ekliyor:

“Güvenli bölge açıklaması ve ortak harekât toplumun tansiyonunu düşürmeye yönelik bir açıklama.”

Erdal Şener, Türkiye’nin Suriye’de gerçekleştirdiği Zeytin Dalı ve Fırat Kalkanı operasyonlarında görev yapan bir isim aynı zamanda.

Türkiye’nin Fırat’ın doğusuna yönelik operasyonu için ABD ile bir senedir görüştüğünü anlatan Şener, şunları kaydediyor:

“Amerika, PKK/PYD’ye 10-15 bin TIR silah, mühimmat ve askeri malzeme verdi. Onları orada bir ordu haline getirdi. Hem bizimle görüşüp hem PKK/PYD’yi güçlendirdi. Bizimkiler ise askeri güçle ele geçirir, kendi kuyruğumuzu kendimiz keseriz diyerek bölgeye Türkiye tarafından 5-10 komando tugayı yığıldı. Karşı tarafa da ben hazırım mesajı verildi. Aralık ayından bu yana da yığınak yapıldı. Bu arada görüşmeler sürerken önceki gün güvenli bölge anlaşması yapıldı. Bu açıklamadan Türkiye’nin askeri harekât yapmasına izin verilmediğini anlıyoruz. Kamuoyunun tansiyonunu düşürmek için de böyle bir açıklama yapıldı. Askeri güç kullanmaya ABD müsaade etmedi çünkü orada PKK/PYD üzerinden yürüttüğü varlığının yok edilmesini göze alamaz.”

ABD’nin kendi tampon bölgesini oluşturduğunu savunan Şener, “ABD’de Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı Harekâtı’nı kaybetmenin acısı var. ABD, bu anlaşmayla Rusya’ya bölgede ben de varım mesajı verdi” diyor.

Şener’in anlattığına göre, “Türkiye’nin orada askeri operasyon yapma yetkisi yok.”

“Oyalama taktiği ile karargâh kurup iş yapıyormuş gibi davranacaklar” diyen Şener, Bu anlaşma Türkiye’nin değil, ABD’nin çıkarına oldu. Bekle gör politikası uygulanacak” görüşünü dile getiriyor.

Fırat’ın batısında PYD’nin elinde tek olan Münbiç’te Amerikalılarla devriye yaptığını hatırlatan emekli komutan, “Bir gün Münbiç’e girmedik. Dostlar alışverişte görsün devriyesi oldu. Şimdi 30-40 km. derinlikten bahsediliyor. Tamamen hayal. O bölgeye Zeytin Dalı ve Fırat Kalkanı gibi müdahale olmadan PKK/PYD’yi söküp atamazsın. PKK/PYD’ye ve Kürt devletine yol açılmıştır” ifadesini kullanıyor.

Türkiye ile ABD arasındaki anlaşmaya Rusya’nın nasıl bir cevap vereceğini kestirmenin güç olduğunu kaydeden Erdal Şener, sözlerine şöyle devam ediyor:

“Rusya da Suriye de büyük kazanımlar sağladı. Mevcut rejimden deniz ve hava üssü alarak yıllardır hayalini kurduğu sıcak denizlere indi. Rusya, Türkiye’yi ABD ve diğer koalisyon ülkeleri gibi işgalci görüyor. Rus muhatabım korgeneral bunu birkaç kez bizlere söyledi. ABD’nin tampon bölgesine ne yanıt vereceklerini kestirmek zor. Türkiye orada bir bataklığa düşmüş durumda. Güvenli bölgede 3-4 milyon kişi yaşıyor ve hepsi Türkiye’ye güveniyor. Türkiye yarın ben çıkıyorum derse o insanlar bizden önce Türkiye’ye, gelir. Bu sorunlardan kurtulmanın yolu mevcut rejim ile bir araya gelerek bir anayasa çerçevesinde anlaşmak olmalı. Yapılacak anayasada uluslararası arenada garanti altına alınıp, insanların orada kalması sağlanmalı. Aksi halde bizim oradan çıkmamız mümkün değil. Mevcut dış politika ve basiretsiz adamların bilinçaltındaki düşüncelerle bu işlerin düzelmesi zor.”

Ahval Türkçe Editörü Ergun Babahan, ABD’nin diretmesi karşısında Türkiye’nin istediğini alamadığını yazmıştı. Babahan, Mazlum Kobani ile yaptığı röportajda "Güvenli bölge beş kilometre olabilir. YPG 5 km’lik alandan çekilebilir" sözlerini hatırlatarak, "Amerika’nın devreye girmesi sonucu Ankara derinlik konusunda taviz vermek zorunda kalırken, Rojava Yönetimi de Afrin koşulundan vazgeçti. Ancak ortaya çıkan tablo Erdoğan Yönetimi’nin talebinden çok farklı oldu" ifadesini kullanıyor.

Yine Orta Doğu’yu yakından takip eden gazetecilerden Fehim Taştekin de, bu öneriye dikkat çekerek, “Aksi bir bilgi çıkmazsa, Türk askeri varlığı ile ilgili Afrin şartının düştüğü anlaşılıyor. Beş kilometrelik derinliğin belli yerlerde 15 kilometreye inmesinin kabul edildiği görülüyor. Bu da önemli bir taviz” yorumunu yapan isimlerden.

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ise ilk  değerlendirmesinde, Suriye'de güvenli bölge konusunda ABD'yle mutabakata varıldığını ve Amerikalılarla harekât merkezinin kurulmasıyla, buradaki sürecin başlayacağını söyledi.