Erdoğan 'Yeni Anayasa için kapılar çalacağız' dedi! Yeşil Sol Parti'den cevap geldi!

Yeşil Sol Parti Grup Başkanvekili Saruhan Oluç, Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın yeni anayasa ile ilgili sözlerine ilişkin; “Şunu net olarak söyleyelim Anayasa'ya makyaj yapmaya biz asla alet olmayacağız. Var olan 1982 Anayasası'nın birkaç maddesini değiştirmek için eğer bir adım atılacaksa bu adımların hiçbirinin yanında olmayacağız” açıklamasını yaptı.

Erdoğan 'Yeni Anayasa için kapılar çalacağız' dedi! Yeşil Sol Parti'den cevap geldi!

Erdoğan dün yaptığı konuşmada, 12 Eylül anayasasını geride bırakmak için yeni bir anayasa çalışmasına başlayacaklarını ve çalışma sürecinde Meclisteki bütün gruplarla görüşeceklerini söylemişti.

Yeşil Sol Parti Grup Başkanvekili Saruhan Oluç, bugün Meclis’te basın toplantısı düzenledi.

Basın toplantısında yeni anayasa tartışmaları ve ekonomiyle ilgili değerlendirmelerde bulunan Oluç, şunları söyledi:

"Eğer beklentiler doğrultusunda adım atılırsa bu akşam benzin fiyatlarına bir zam gelecek. Dün gece motorine bir zam geldi. Vergi ve kur artışlarının ardından petrol fiyatlarındaki yükseliş , akaryakıtta zam yağmuruna neden oldu. Benzinin litre fiyatı 40 TL'ye yaklaşmış oldu. Motorinin litre fiyatı da 40 lirayı kimi illerde aşmış oldu. 11 bin 412 lira olan asgari ücret temmuzda, şimdi 9 bin 185 liraya gerilemiş oldu. Zam fırtınası hız kesmeden devam ediyor. Türkiye’de 36 aydır kesintisiz bir şekilde gıda fiyatlarında artış yaşanıyor ve Dünya Bankası'nın yayınladığı raporlara göre de Türkiye dünyada yıllık bazda en yüksek gıda enflasyonuna sahip 10. ülke.

“Hiçbir hedef tutmadı”

Okul masrafları cep yakıyor. Sözde 'ücretsiz eğitim yapılıyor' deniliyor ama alakası yok. Çünkü verilerin hepsi biliyor ki servis ücretleri, kırtasiye masrafları ve okullara verilen bağış adı altındaki araçlar aslında çocukların eğitim masraflarının çok yüksek olduğunu hepimize gösteriyor. Servis ücretlerindeki artış geçen yıla göre 3 katına varmış. Bir ailede okuyan birkaç çocuk varsa aileler büyük sıkıntı çekiyorlar. Ekonomideki bu koşullar maalesef 'Rasyonel ekonomi politikaları uygulayacağız' diyen Hazine ve Maliye Bakanı'nın döneminde de azalmış değil artmış vaziyette. Hiçbir hedefi tutturamayan iktidar 'memur maaşlarını hedef enflasyonla belirleyeceğiz diyor. Merkez Bankası ve Hazine raporlarına baktığımızda hiçbir hedef tutmadı.

“Daha fazla makyaj yapılmasına tahammülümüz yok”

Dün Cumhurbaşkanı Erdoğan bir açıklama yaptı ve 'yeni bir Anayasa' çağrısında bulundu. ‘Bütün partilerle bunu konuşacağız’ dedi. Şunu net olarak söyleyelim Anayasa'ya makyaj yapmaya biz asla alet olmayacağız. Bunu net olarak belirtmiş olalım. Var olan 1982 Anayasası'nın birkaç maddesini değiştirmek için eğer bir adım atılacaksa bu adımların hiçbirinin yanında olmayacağız çünkü daha fazla makyaj yapılmasına tahammülümüz yok. Bunu açıkça söylemiş olalım. Ama eğer gerçekten baştan demokratik, sivil bir anayasa yapılacaksa hem Meclis çatısı altında hem de Meclis dışında toplumun çok farklı kesimlerinin, sivil toplum kuruluşlarının, demokratik örgütlerin, konunun uzmanlarının çalışmalarıyla, görüşleriyle, önerileriyle iyi bir tartışma sürece sürdürülerek demokratik, özgürlükçü bir anayasa çalışması yapılması için adımlar atılacaksa o zaman bu çalışmaların gerçekten ciddiye alınma ihtimali ortaya çıkar. Aksi taktirde eğer iktidar, kendine yarayacak bazı yama maddeleriyle palyatif tedbirlerle 'Yeni bir anayasa yapıyoruz' havasına girecekse biz böyle bir şeyden yana olmayacağımızı söyleyelim. Yeni bir toplumsal sözleşme yapmak için sivil ve özgürlükçü bir anayasa yapmak için evrensel hukuk ilkelerine dayalıya sahip olmak için eğer bir çaba olacaksa bugüne kadar çok samimi bir girişim olduğunu görmedik maalesef, bu yönde bir çaba olacaksa, böyle bir niyet varsa bizler bu tartışmanın değerlendirilmesi gerektiğini elbette ki düşünürüz.

“Ortam demokratikleşmeli”

Ama ortamın değişmesi lazım. Yeni demokratik, özgürlükçü bir anayasa yapmak için ağzını açanın tutuklandığı, sosyal medya paylaşımı yapanın tutuklandığı, ifade özgürlüğünün esamesinin okunmadığı, HDP'ye kapatma davasının sürdüğü, Kobani kumpas davasının sürdüğü, basın özgürlüğünün kısıtlandığı bir ortamda demokratik, özgürlükçü bir anayasa tartışmasının yapılmasının da neredeyse mümkün olmayacağını vurgulamak isteriz. Yani ortam demokratikleşmeli ki demokratik, özgürlükçü bir anayasanın yapılma imkanı da ortaya çıkabilsin.”