Etyen Mahçupyan: Yüzyıl önceki Ankara ve diğer antlaşmalar Türkiye'nin işine yaramaz

Etyen Mahçupyan: Yüzyıl önceki Ankara ve diğer antlaşmalar Türkiye'nin işine yaramaz

Karar gazetesi yazarı ve eski Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun başdanışmanı Etyen Mahçupyan bugünkü yazısında, Türkiye'nin, Kürdistan'ın bağımsızlık referandumuna ilişkin stratejisinin yanlış olduğu ve Türkiye2nin zararlı çıkacağını savundu.

Mahçupyan, savaş arayışının Türkiye’nin yüz yıl önceki Ankara ve diğer antlaşmalardan doğan haklar üzerine oturtulamayacağını, çünkü o antlaşmaların Irak’la yapıldığını hatırlattı. Türkiye/Irak sınırını ilgilendiren o antlaşmaların Türkiye aleyhine sınır değişikliği olmadığı sürece, Irak’ın içinde olacak herhangi bir idari veya hukuki değişimin müdahale hakkı vermeyeceğinin altını çizdi. Türkiye'nin, sözünü ettiği azınlıklar hakları konusunda da samimi olmadığını ifade etti.

Mahçupyan'ın "Referandum sonrası..." başlıklı yazısının ilgili kısımları şöyle:

"Savaş arayışının Türkiye’nin yüz yıl önceki Ankara ve diğer antlaşmalardan doğan haklar üzerine oturtulmak istenmesi de AK Partililere yine yaralayıcı gelmeli. Çünkü o antlaşmalar Irak’la yapıldı ve Türkiye/Irak sınırını ilgilendiriyor. Diğer deyişle bu sınır Türkiye aleyhine değişmediği sürece, Irak’ın içinde olacak herhangi bir idari veya hukuki değişimin bize müdahale hakkı vereceğini önermek AK Parti’nin dünyaya bakışının çok uzağında olmalı. Böyle bir durum ancak Irak devletinin formel daveti ile olabilir, ama kimse merak etmesin İran zaten o boşluğu fazlasıyla dolduruyor ve Türkiye’ye oyalayıcı ufak bir rol vermenin ötesine geçmeyi zaten istemeyecektir.

Ayrıca o antlaşmaların hepsi İngiltere’nin bölgeyi ‘dizayn’ etmesi ile bağlantılı. Yani zamanının ‘emperyalist’ bir Batı ülkesinin Ortadoğu’yu biçimlendirme çabasının parçası. Birleşmiş Milletler’in beşten büyük olduğunu söyleyen bir ülke olarak, şimdi o beşten birinin yüz yıl önceki tahakkümünden yararlanıp, komşu coğrafya üzerinde operasyon mu yapacağız? Bu girişimin netice vermeyecek olması bir yana, sözünün edilmesinin bile bizi Ortadoğu’dan tarihsel olarak çok uzun süre ayrı düşürme ihtimalini görmemek mümkün mü? Bunu isteyenlerin varlığı bizi şaşırtmaz, ama AK Parti’nin böyle bir yabancılaşmanın aktörü olması şaşırtır…

Nihayet referandum için ‘gayrı meşru’ tabirinin de ne denli yanlış ve itici olduğunun görülmesi lazım. Referandum ‘gayrı kanuni’ olabilir, çünkü belki bu eylemi hukuken bağlayan bir akit söz konusudur. Ama bugünün dünyasında insanlara ne istediklerini soran bir eylem gayrı meşru olamaz…"

"Son bir nokta ahlaki gerekçelere ilişkin… “Bizim aynı zamanda Irak’ta Arap ve Türkmen kardeşlerimiz var. Ezidiler, Keldaniler, Süryaniler var. Onların da haklarına saygımız var” türünden bir cümle kurmadan önce kendi ülkemizde Ezidilere, Keldanilere, Süryanilere nasıl davrandığımızı bir an için düşünsek iyi olur… Çünkü söylenenin tersine Türkiye’de devletin ve siyasetin bu insanlara saygısı azaldığı gibi, mal varlıklarına el koyma ve bu ülkede yaşama imkanlarını ortadan kaldırma gayreti yeniden artmış durumda."