Kürt Dil Platformu Sözcüsü: Madem kardeşiz diyorlar, neden kardeşlerinin dilinden korkuyorlar?

Kürt Dil Platformu Sözcüsü Şerefxan Cizirî, Türkiye ve Kürt kentlerinde Kürt öğrencilerin anadilde eğitim hakkında yararlanmak istediğini ancak bu konuda devletin samimi yaklaşmadığını söyledi.

Kürt Dil Platformu Sözcüsü: Madem kardeşiz diyorlar, neden kardeşlerinin dilinden korkuyorlar?

Türkiye Milli Eğitim Bakanlığına bağlı orta okullarda 2021-2022 eğitim ve öğretim döneminde okutulacak seçmeli dersleri seçme süreci başladı. Öğrencilerin tercih ettikleri dersleri 4 – 22 Ocak 2021 tarihleri arasında okul müdürlüklerine bildirmesi gerekiyor.

Türkiye’de, Eylül 2012’de yayımlanan yönetmenlikle, yabancı dil kontenjanında yaşayan dil ve lehçe adı altında Kürtçe seçmeli dersi Milli Eğitim Bakanlığının (MEB) müfredatına girdi.

Ancak geride kalan zaman içerisinde değişik gerekçelerle özel Kürtçe kurslar engellendiği gibi okullarda da Kürtçe seçmeli derslere devam edilmedi.

“Devlet samimi olsa sorun çözülür”

Konu hakkında Rûdaw Radyo’ya konuşan Kürt Dil Platformu Sözcüsü Şerefxan Cizirî, Kürt ailelerin çocukları için Kürtçe dersi seçmeli ders olarak seçmemesinin değişik nedenleri olduğunu söyledi.

Cizirî, “Bu konuda devletin kendisi de zorluklar çıkarıyor. Örneğin okul yöneticileri ve bu konuda yetkili olan kişiler ebeveynleri korkutuyor, öğrencilerin Kürtçe’yi seçmesini engelliyor. Burada sorun daha çok devletten kaynaklanıyor. Devlet bu konuda samimi olsa, önünü açsaydı öğretmen sayısını da artırabilirdi, öğrencilere de neden bu tercihi yapmaları gerektiği de birer birer anlatılabilirdi” dedi.

“Türkiye’de hükumet isterse birkaç yıl içerisinde Kürt dili ile ilgili sorun çözülür” diyen Cizirî, şunları dile getirdi:

“Türkiye Cumhuriyetinin kuruluşundan beri Kürtlere asimilasyon dayatılıyor. Kürt dili ve kültürünün unutturulması amaçlanıyor ancak Kürtler dil, edebiyat ve kültürlerini korumayı başarmışlardır. Asimilasyon demokratik, insancıl, hukuki bir yöntem değildir. Kürtlerin kendi dilini konuşması ve eğitimini görmesi devlete hiçbir zarar vermeyecektir. Bugün Kürtçe yayın yapan bir devlet televizyonu var. Üniversitelerde Kürtçe bölümü açıldı. Böyle olunca dünya yıkılmadı. Bu nedenle devletin korkusu yersizdir. Dil hakkı uluslararası örgütler tarafından da tanınan insani bir haktır. Kürt dilinden korkarsa Kürtlerle nasıl bir arada yaşayabilir. Madem kardeşiz diyorlar, neden kardeşlerinin dilinden korkuyorlar? Burada büyük bir çelişki var.”

“Serbest olsa Kürtçeyi tercih edenlerin sayısı artar”

Birkaç yıl önce Mardin Artuklu Üniversitesi’nden mezun olan yüzlerce öğretmenin atanamadığını anlatan Kürt Dil Platformu Sözcüsü Şerefxan Cizirî, “Her yıl bir veya iki öğretmen atanıyor. Bu devletin samimiyetsizliğini gösteriyor. Samimi olsaydı mezun olan öğretmenler atanırdı. Yine bu öğretmenler gidip ailelerle görüşebilir, bu hak konusunda onları aydınlatabilirdi. Ancak bu konuda devlet şu ana kadar hep engellemek için gerekçe arıyor. Öğrencileri Kur’an dersi ile Kürtçe dersi arasında tercih yapmaya zorluyorlar. Oysa Kürtçe dersi bir haktır, diğer derslerle karşılaştırılmamalı. Serbest olsa Kürtçe seçmeli dersi talep eden öğrencilerin sayısı da artar.”

“Kürt öğrenciler kendi anadillerini rahatlıkla okuyabilmeli”

Kürt ailelerin ve öğrenciler büyük çoğunun da bu konuda fazla bilgi sahibi olmadığını belirten Şerefxan Cizirî, “Kürt Dili Platformu olarak ailelere ve öğrencilere Kürtçe seçmeli dilini tercih etmeleri çağrısında bulunuyoruz. Kürt öğrenciler okullarda kendi anadillerini rahatlıkla okuyabilmeli, konuşabilmeli. Biz her yıl bu çağrıyı yineliyor ve öğrencilerin Kürtçe dil dersini tercih etmelerini istiyoruz” dedi.

Cizirî, “Kürtler kendi dilinde ders görmek istiyor. Bu talep siyasi partiler, dil kurumları ve hatta sivil toplum kuruluşları tarafından da destekleniyor.  Biz Türkçe’nin yanından Kürtçe’nin de resmi ders dili olmasını istiyoruz” ifadelerini kullandı.

“Kürt dili bizim için vazgeçilemez değerdir, dilimiz varlığımızdır” diyen Cizirî, Kürt Dil Platformu olarak 2018’den bu yana ebeveynlere, çocuklarına anadillerini öğretme ve Kürtçe seçmeli derslerini tercih etmeleri çağrısında bulunduklarını söyledi.

Şerefxan Cizirî, “Siyasi partilerden, aydınlardan ve basından, halkı bu konuda teşvik etmelerini istiyoruz. Bugünkü açıklamamızda bunu yineliyoruz. Dilimiz onurumuzdur, varlığımızdır. Bunu söylerken Kürt dili konusunda bir zihniyet oluşturmak istiyoruz. Asimilasyona uğrayanları bu konuda aydınlatmayı ve anadilde eğitimin en doğal ve hukuki hak olduğunu anlatmayı amaçlıyoruz” diye konuştu.

"Somut taleplerde bulunuyoruz"

Seçmeli ders talebinin ilk adım olduğunu, Kürtçenin resmi ders dili olmasını amaçladıklarını dile getiren Cizirî, “Salgın nedeniyle bazı projelerimiz yarıda kaldı. Önümüzdeki Cuma günü Türk Dil Kurumundan, Kürtçe fihrist, sözlük ve gramer kitaplarının hazırlanması konusunda elini taşın altına koymasını isteyeceğiz. Bundan önce üniversitelerden Kürtçe üniversite talebinde bulunduk. Yine Diyanet’ten Kürtçe hutbe ve Kürtçe din dersleri talebinde bulunmuştur. Adım adım Kürtlerin taleplerini net bir şekilde anlatmaya çalışıyoruz. Şimdiye kadar Kürtler olarak genel geçer taleplerde bulunduk, demokrasi, eşitlik istiyoruz, özgürlük istiyoruz dedi. Ancak kültürel haklar konusunda gözle görülür taleplerimiz geri planda kalmıştı. Biz bu talepleri daha somut bir şekilde devletin ve Kürt toplumunun önüne koymaya çalışıyoruz” dedi.