Kürtlerle Şam arasındaki müzakerelerin başarısı neye bağlı?

Kürtlerle Şam arasındaki müzakerelerin başarısı neye bağlı?

Suriye'de Kürtler ile Şam yönetiminin bir araya geldiği ve anlaşmak üzere olduklarına dair açıklamalar basına yansıyor. Son olarak 2 Şubat’ta Hmeymin askeri üssünde ve ardından Şam’da Kürt parti temsilcileri ile Suriye hükümetinin üst düzey temsilcileri bir kez daha Rusya’nın arabuluculuğunda bir araya geldi.

Uzmanlar, Şam yönetminin Demokratik Suriye Meclisi (MSD) ile görüşmelerinde bundan sonra “daha ılımlı” bir tavır sergileyeceğini öngörüyor. El Parti Genel Sekreteri Nasreddin İbrahim de, “Kürtlerin anayasal hakları Suriye rejimi tarafından tanımazsa bu görüşmelerin bir anlamı olmaz” görüşünü savundu.

Uzun bir sürecin ardından 15 Temmuz 2018’de MSD’den bir heyet Şam’da Suriye hükümeti yetkilileri ile bir araya geldi. Ancak bu görüşme ve ardından sürdürülmek istenen diyalog çabaları bir sonuç vermedi.

Rojava Özerk Yönetimi görüşmelerin onuçsuz kalmasını, Suriye hükümetinin Rojava’da 2011’den önceki sürece dönülmesi konusundaki ısrarına bağladı.  

Son Görüşmeler Daha Umut Verici

2 Şubat’ta Hmeymin askeri üssünde ve ardından Şam’da Kürt parti temsilcileri ile Suriye hükümetinin üst düzey temsilcileri bir kez daha Rusya’nın arabuluculuğunda bir araya geldi.

Suriye adına görüşmelerde Devlet Başkanı Yardımcısı ve Ulusal Güvenlik Danışmanı Ali Memluk hazır bulunurken Rojava heyetinde Demokratik Suriye Meclisi (MSD) Eşbaşkanı İlham Ahmed, 5 rojavalı partiden oluşan Hevbendi Kurdi temsilcisi Mustafa Meşayih,  Suriye Kürt İlerici Demokratik Partisi (Peşveru) Politbüro üyesi Ahmed Süleyman, Suriye Süryani Birliği Partisi Başkanı Senharib Bersum ve Rojava Özerk Yönetiminde yer alan bazı üst düzey Arap  yetkililer yer aldı.

Rojava heyeti Suriye hükümeti temsilcileri ile bir araya gelmeden önce Rus yetkililerle görüşmelere ilişkin hazırladıkları müzakere taslağını ele aldı.

Taslakta Rojavalı temsilcilerin “Bugünkü Suriye 2011’den önceki Suriye değil” dediği ve müzakerelerde bu konunun dikkate alınması gerektiğine vurgu yaptığı belirtiliyor.

Görüşmelerde beş partiden oluşan Hevbendi Kurdi cephesini temsil eden Suriye Kürt Demokrat Birlik Partisi (Yekiti) Genel Sekreter Yardımcısı Mustafa Meşayih, Rûdaw’a yaptığı açıklamada, “Bu toplantıda Rusya tarafının ciddi olduğunu hissettik. Hmeymin’e gelen Rus üst düzey yetkililer müzakerelerin başarılı olması konusunda ısrarcı olduklarını tekrarladı” dedi.

Görüşmelerden önce Rusya’dan bir heyet Şam’da Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad ile bir araya gelmişti.

Meşayih, “Görüşmelerde de anlaşılıyordu ki Rusya bu konuda Şam’ı ikna etmiş. Çünkü görüşmeye katılan Ali Memluk, Rojava’daki diğer etnik grupların temsilcilerinin de heyette yer alması konusunda eskisi kadar katı değildi” değerlendirmesinde bulundu.

Anayasa Değişimi Temel Konulardan Biri

Mustafa Meşayih, “Her iki taraf da siyasi müzakerelerin başlaması yönünde karar aldı. Anayasa, idare, eğitim, askeri konular, petrol meselesi ve diğer konularda uzmanlardan oluşan ortak komisyonlar kurulması kararlaştırıldı. Şam tarafından bu komisyonlarda bakanlık görevlileri yer alacak, Rojava adına da uzmanlar” dededi. 

Hevbendi Kürdi partilerinden El Parti Genel Sekreteri Nasreddin İbrahim de Hmeymin’deki görüşmelerde taraflar arasında müzakere mekanizması üzerinde anlaşma sağlandığını ve tarafların bundan sonra uluşturulacak komisyonlar üzerinden görüşmelere devam edeceklerini söyledi.

Rûdaw’a konuşan İbrahim, “Sanırım görüşmeler ilk başta hal edilmesi daha kolay olan dosyalar hakkında olacak. Mesela eğitim ve ekonomi gibi konular. Diğer konulara kıyasla Şam’ın bu iki konuya yaklaşımı çok karmaşık ve kabul edilmesi zor değil” diye konuştu.

Suriye hükümerinin bazı yasaları değiştirme konusundaki katı tavrını aştığını ifade eden İbrahim, “Fakat anayasada değişiklik Şam için hala kırmızı çizgilerden biridir. Kürtlerin anayasal hakları Suriye rejimi tarafından tanımazsa bu görüşmelerin bir anlamı olmaz” ifadelerini kullandı.

Rojava Özerk Yönetimi ile Suriye hükümeti arasındaki görüşmelerin başarıyla sonuçlanması  Şam için tarihi bir fırsat doğurak. Anlaşma olursa Şam yönetimi uzun süredir Rojava ve Suriye’de kontrolünü kaybettiği topraklarının büyük bölümünü yeniden kontrol etme imkanına sahip olacak. Fırat’ın doğusu Suriye topraklarının yer altı ve yer üstü zenginlikleri ile en verimli alanı olarak görülüyor.

Fakat uzmanlara göre müzakerelerin başarısı Şam yönetiminin “egemenlik” kavramına bakışına bağlı olduğunu söylüyor. Hükümet eski “egemenlik” yaklaşımı ile Kürtlerin kazanımlarını da yutmak isterse müzakerelerden bir sonuç çıkması beklenmiyor. Rojava Özerk Yönetimi’nin de bu konuda ileri sürülen şartları kabul etmesi mümkün görünmüyor.

Şam'ın Kırmızı Çizgileri

Müzakerelerde en zorlu dosyalardan birinin de Özer Yönetimin statüsü olması bekleniyor. Çünkü Suriye hükümeti meselenin hala 107 sayılı Yerel Yönetimler Yasası esasına göre çözülmesinden yana. Dolayısıyla özerkliği tanımaya yanaşmıyor.

Sözkonusu yasaya göre yerel yönetimler Baas Partisi’nin ve dolayısıyla doğrudan merkezi yönetimin denetiminde olmalı.

Fakat Özerk Yönetim manifestosunda sözkonusu yasanın mantıklı olmadığı ve bölgede yaşayan bileşenlerin çıkarına olmadığına vurgu yapılıyor.

Manifestoda, ademi merkeziyetçiliğin Suriye’yi parçalanmaktan ve iç çelişkilerden kurtaracağına, Suriye halklarının kazanımlarını koruyacağına dikkat çekiliyor.

Kürt Araştırmaları Enstitüsü Başkanı Newaf Halil ise Kamışlo-Şam müzakerelerinin Rusya’nın sağlayacağı garantiler ışığında  başarılı olabileceğini belirtti. Ancak Halil, “Ruslar şimdiye kadar böyle bir garanti vermiş değil” dedi.

Halil, “Suriye resjimi Rusya’nın öncülük ettiği Soçi ve Astana mütabakatlarından pek memnun değildi. Çünkü Türkiye’nin Azez ve El Bab’I işgal etmesini istemiyordu. Fakat Rusya’yı Suriye işlerine bulaştıran rejim buna da hayır diyemezdi” diye konuştu.

Newaf Halil, “Trump’ın Suriye’den çekileceklerini açıkladığı o meşhur twitten önce MSD heyeti Şam’a gitmişti. Uluslararası toplum Esad rejiminin yıkılması konusundaki ısrarından vazgeçince MSD de rejimle görüşmeye yanaştı. Rejim democrat olmasa bile görüşmek görüşmemekten daha iyidir” dedi.

Newaf Halil de Nasreddin İbrahim ile aynı görüşü paylaşarak, “Rejim anayasaya dokunmamakta ısrarcı olur ve Kürtlerin haklarının anayada yer almasına karşı çıkarsa müzakerelerden hiçbir şey çıkmaz” değerlendirmesinde bulundu.