McGurk'tan Foreign Affairs'e: Trump'ın Suriye planı hiç asker bırakmamaktan daha riskli

McGurk'tan Foreign Affairs'e: Trump'ın Suriye planı hiç asker bırakmamaktan daha riskli

ABD Başkanı Donald Trump’ın eski IŞİD'le Mücadele Özel Temsilcisi Brett McGurk, “ABD, Türkiye’nin resmi bir müttefik olmasına rağmen etkili bir ortak olmadığını kabul etmesi gerekiyor” dedi.

Brett McGurk, Foreign Affairs için “Suriye’deki Acı Gerçekler” başlıklı bir makale kaleme aldı. 

McGurk, Trump’ın Suriye’den çekilme kararını değerlendirdiği yazısında, “ABD’nin, Türkiye’nin resmi bir müttefik olmasına rağmen etkili bir ortak olmadığını kabul etmesi gerektiğini” söyledi. 

ABD'yi Türkiye konusunda uyaran McGurk, “ABD askerleri Suriye’den çekilse bile, Demokratik Suriye Güçleri'ne (DSG) yönelik herhangi bir saldırı girişiminin ABD-Türkiye ilişkileri bağlamında ciddi sonuçlar doğuracağı Ankara’ya açık bir şekilde anlatılmalıdır" ifadelerini kullandı.

"IŞİD, Suriye'nin kuzeydoğusunda hızla hareket edecektir"

ABD ve DSG ilişkilerini değerlendiren McGurk, şu ifadeleri kullandı:

“ABD’in IŞİD’in yeniden dirilmesini engellemesi daha zor olacak. DSG şimdi eski hilafetin bölgesini kontrol ediyor, ancak imkanları yetersiz. Kuzeyde düşman bir Türkiye, güneyde muhalif bir İran ve Suriye rejimi ve kontrol ettiği alanda huzursuz bir milyon nüfus ile karşı karşıya. 

DSG ayrıca, eğer serbest bırakılırsa yeniden canlanabilecek bir IŞİD'in çekirdeği olabilecek 1000'in üzerinde yabancı savaşçı da dahil olmak üzere binlerce bilenmiş IŞİD mahkumunu elinde tutuyor.

Kuzeydoğu Suriye’deki konumu, istihbarat ve lojistik alanındaki benzersiz yeteneklere sahip Amerikan askeri kuvvetleri, DSG için temel bir destek görevi görmektedir ve uyumlu bir güç olarak olarak çalışmaktadır. ABD burada kabuğuna çekilirse DSG'yi destekleme kabiliyetini kaybeder ve dış tehditlere daha fazla maruz bırakacaktır. 

ABD desteğininin azalması sonucunda, DSG bir çok etnik ve bölgesel bileşenini kaybeder. Bu bileşenlerin İran, rejim ve Türkiye gibi yeni müttefikler bulma riskini artıracaktır. 

Bu durumda hala acımasız ve disiplinli bir aktör olan IŞİD zayıflamış olmasına rağmen Suriye'nin kuzeydoğusundaki boşlukları doldurmak için hızla hareket edecektir." 

Trump'ın Suriye politikası

Görev süresince yaptığı çalışmalar ve Trump'ın ani Suriye kararına ilişkin değerlendirmelerde bulunan MCGurk, ABD yönetimini uyararak şu değerlendirmelerde bulundu:

"Son dört yıl boyunca, Ortadoğu'nun kalbindeki yabancı cihadlar için mıknatıs görevi gören IŞİD ‘halifeliği’ni yani İslam Devleti'nin (IŞİD) yükselişine küresel bir tepkinin verilmesine yardımcı oldum.

ABD Başkanları Barack Obama ve Donald Trump'ın özel elçisi olarak tarihte türünün en büyüğü olan  75 ülke ve dört uluslararası kuruluştan meydana gelen bir koalisyon kurmaya yardımcı oldum.

Aslında, IŞİD halifeliğini yok etme stratejisi Obama yönetimi döneminde geliştirildi, daha sonra Trump yönetimi küçük değişiklikler yaptı. 

Bu süreçte, yerel savaşçıların şehirlerini IŞİD'den geri almalarına ve daha sonra yerlerinden edilmiş kişilerin geri dönmeleri için koşullar oluşturmalarına odaklanıldı.

Strateji, en başından beri, ABD'nin Suriye'nin kuzeydoğusundaki topraklar da dahil olmak üzere yaklaşık 2 bin ABD Özel Kuvvetinin halifeliğin yıkılmasından sonra kalacağına yönelikti.

Ancak Aralık 2018 sonunda, Trump bu stratejiyi değiştirdi. Türk mevkidaşı Recep Tayyip Erdoğan ile yaptığı telefon görüşmesinin ardından Trump, anlaşılan sonuçlarını düşünmeden tüm ABD birliklerinin Suriye'den çekilmesi yönünde sürpriz bir emir verdi. 

Trump o zamandan beri bu emri bir çok defa değişikliğe uğrattı. Bu makaleyi yazdığım döneme kadar açıklanan planı, Suriye'nin kuzeydoğusundaki yaklaşık 200 ABD askerinin kalması ve 200'ünün de ülkenin güneydoğusundaki yalıtılmış bir üs olarak el-Tanf'ta kalmasıdır.

Hiç asker bırakmamaktan daha risklidir

Yönetim ayrıca koalisyonun diğer üyelerinin, çekilen ABD güçleri yerine kendi güçlerini yerleştireceğini umuyor.

Fakat bu plan, hiç asker bırakmamaktan daha risklidir; çünkü burada bırakılacak birlikler, şu an yaklaşık 10 kat fazla sayıda askerin yürüttüğü görevi devralacaklar.

ABD'nin geri çekilmesi konusunda çok fazla belirsizlik var. Ancak, nihai askeri birlik sayısı ne olursa olsun, Trump'ın Suriye'deki Amerikan ayak izini önemli ölçüde azaltma kararının tersine çevrilmesi beklenen bir ihtimal değildir.

Şimdiki iş planı, bir sonraki adımda nelerin olacağını belirlemek yani ABD'nin Suriye'deki çıkarlarını korumak için önümüzdeki aylarda askeri varlığını azalttığında bile neler yapabileceğini belirlemek.

Washington'un yapabileceği en kötü şey, tamamen ya da kısmi olsa da, geri çekilmesinin gerçekten önemli olmadığını ya da sadece genel hedeflerinde değişiklik gerektirmeyen taktiksel bir hareket olduğunu öne sürmektir.

Trump'ın değiştirdiği strateji sonrasında ABD’nin Suriye'de bir dizi karmaşık hedeflerine ulaşabilmesi için şu seçenekler ortaya çıktı: IŞİD'in yeniden canlanmasını önlemek, İran ve Türkiye'nin girişimlerini kontrol etmek ve Rusya ile savaş sonrası olumlu müzakereler yapması.

Washington şimdi hedef küçültmeli. IŞİD'in tekrar ortaya çıkmasını sağlamak ve İran'ın askeri varlığını güçlendirerek İsrail'i tehdit etmesine engel olmak. Meydanda baskı olmadan, bu sonuçlara ulaşmak bile acı verici tavizler gerektirecektir.

ABD neden Suriye rejimi ile anlaşamıyor?

Amerikalı diplomatların amacı, Suriye'nin kuzeyinde ABD'nin nüfuz alanındaki bölgelere nihai şeklin verilmesi için Suriye'deki diğer büyük güç olan Rusya ile bir anlaşmaya varmaktı.

Washington, 2015’te Rusya’nın askeri müdahalesinin başlangıcından bu yana, Moskova’yla ikili görüşmelerde bulunuyordu. Başlangıçtaki amaç, ABD ve Rus kuvvetleri arasında kazara çıkabilecek çatışmaları önlemekti. 

Cenevre sürecinde ABD, Rusya aracılığıyla DSG ile Suriye rejimi arasında anlaşma yapmaya çalıştı. Ancak ABD Suriye rejiminin değil, Suriye devlet kurumlarının Kuzey Suriye'ye dönmesini istediği için anlaşma sağlanamadı."