Mike Pence’in Kürdistan Bölgesi’ne ziyaretin perde arkası

Rudaw'da ABD Başkan yardımcısı Mike Pence'nin Kürdistan Bölgesi'ne sürpriz ziyaretini değerlendiren Hemin Abdullah, bu ziyaretin Kürdistan Bölgesi'ne sağladığı prestijin önemine dikkat çekti.

ABD Başkan Yardımcısı Mike Pence’in görünürde Erbil ziyareti kendi tabiriyle ‘savaş ateşinin’ güçlendirdiği ilişkileri yenilemekti ancak ziyarete ilişkin yayınlanan bildiride bundan fazlasını içeriyordu. Mesajı aslında sadece ‘Amerika’nın dostu’ Kürtlere değildi.

ABD Başkanı Trump’ın Irak’ın üç başkanlığıyla da görüşmeden Kürdistan Bölgesi Başkanı Neçirvan Barzani ile bir araya gelmesi hem Irak’ta hem de Kürdistan Bölgesi’nde merak konusu oldu. ABD’de bile merak konusu haline geldi. Bu konuyla ilgili sorulan bir soruya Beyaz Saray’dan bir yetkili çok güzel yanıtladı, cevap şu şekilde; Gösterileri bastırmaya çalışan Irak hükümeti yetkilileriyle Bağdat’ta kucaklaşamazdık. Ancak bu söz doğru değil. Çünkü birkaç hafta önce aynı Mike Pence Türkiye’de, Rojava’ya saldıran Türk yetkililerle kucaklaştı. 

Bu ziyaret aslında Trump ve hükümetinin Irak ve Suriye ilişkilerindeki değişimleri özellikle de her iki ülke çerçevesinde Kürtlerin rolünü bir kez daha gözden geçirmek olduğunu söyleyebiliriz. Geçtiğimiz günlerde Avrupa Parlamenterler ile birkaç üst düzey yetkiliyle Brüksel’de konuştum. Onlarda Trump’ın söz konusu değişim hakkında aynı düşünceyi paylaşıyordu. Özellikle de Suriye sahasını Ruslara bırakarak yaptıkları stratejik hatadan sonra. Bu hatanın Amerika’da önceki dönem yönetiminin Irak’ta çekilerek meydanı İran’a bırakma kararının bir devamı olarak değerlendiriyor.

Geçtiğimiz 3 yılda Trump’ın bölgedeki sorunları iyi analiz etmemesinden kaynaklı olarak hem bölgemiz hem de Kürtler çok fazla zarar gördü. ABD kendisi de çok fazla zarar gördü ve ABD’nin bölgeyle ilgili yıllardır kuruduğu planları bozuldu. ABD’nin ilki 2017’de ikincisi de geçtiğimiz ay olmak üzere iki kez Kürtlere sırt dönmesi, ABD’ye güvenen dünyadaki müttefiklerin güvenini büyük oranda sarstı.

Pence, Trump’ın kadrosu arasında sıradan bir isim değildir. O şuanda Trump’ın dış politikasını özellikle de Ortadoğu’da düzenleyen ve yöneten şahıs olarak ön plana çıkıyor. Washington’da Trump’ı görevden uzaklaştırma çabaları başarılı olsa ki bu çok zor görünüyor, Trump’tan sonra ABD’yi yöneten isim Mike Pence olacaktır. Trump şimdiden itibaren seçilmesi halinde yardımcısı olarak Mike Pence seçeceğinin sinyalini açık bir şekilde veriyor. ABD’nin mevcut başkan yardımcısı, ileride ya başkan ya da başkan yardımcılığı yapacak olan bir ismin Ortadoğu’ya beklenmedik bir şekilde gelmesi ve Kürdistan Bölgesi’ni ziyaret etmesi sırdan bir olay ve protokol bir ziyaret olmadığı aşikârdır.

Ziyaretin farklı nedenlerinden biri de Kürdistan Bölgesi’nin politikasını hem Irak’ta hem de uluslararası ülkeler nezdinde dengeli tutmaya çalışan Neçirvan Barzani’nin kişisel programı ve görüşüyle de ilgilidir. Bu nedenle bir gün kendisini Katar Şeyhi, Şeyh Temimin yanında bir sonraki gün Şeyh Muhammed bin Zayid’in yanında görüyoruz. Dost ve düşman bloklarına ayrılmış Ortadoğu’daki bu süreçte bunu yapmak oldukça zor. Pence, Adil Abdulmehdi ve diğer iki başkanlığa gönderdiği mesaj aslında İran’dan uzak durum şeklinde bir uyarı mahiyetindeydi. Pence aynı zamanda Erbil-Tahran, Erbil-Ankara ilişkilerinin kötü olmadığını da biliyor. Ancak kendi başkanından aldığı mesajı Kürdistan Bölgesi Başkanı’na ulaştırdı. Pence ‘Savaş ateşiyle’ oluşan bu bağı muhafaza etmeliyiz mesajını verdi.

İleride ortaya çıkacak değişimlerde Kürdistan Bölgesi hem Irak’ta hem de Bölge’de önemli roller üslenebilir. Trump yönetiminin yeni politikası, son dönemde bölgede düzenlene protesto gösterileri ve Türkiye’nin Rojava’ya yönelik savaşı geçiştirilecek konular değildir, Kürdistan Bölgesi bu durumun neticelerine hazırlıklı olmalı.

Yazının kaynağına buradan ulaşabilirsiniz