Öcalan neden açlık grevlerini bitirin demedi?

Ahval'de yer alan bir Maaz İbrahimoğlu imzalı bir haberde 2 Mayıs'ta Öcalan ile görüşmeye giden avukatlardan Rezan Sarıca ile yapılan bir söyleşiye yer verildi. Söyleşinin en can alıcı bölümünü İbrahimoğlu'nun bugüne kadar kamuoyunda pek tartışılmayan “Öcalan neden açık bir şekilde açlık grevlerini bitirin demedi” sorusu oluşturdu.

Öcalan neden açlık grevlerini bitirin demedi?

Ahval'de yer alan bir Maaz İbrahimoğlu imzalı bir haberde 2 Mayıs'ta Öcalan ile görüşmeye giden avukatlardan Rezan Sarıca ile yapılan bir söyleşiye yer verildi. Söyleşinin en can alıcı bölümünü İbrahimoğlu'nun bugüne kadar kamuoyunda pek tartışılmayan “Öcalan neden açık bir şekilde açlık grevlerini bitirin demedi” sorusu oluşturdu.

PKK lideri Abdullah Öcalan’ın avukatları kendisiyle 2 Mayıs tarihinde İmralı’da bir görüşme yaptı. 6 Mayıs’ta ise söz konusu görüşmeye dair Öcalan imzası taşıyan mektup kamuoyu ile paylaşıldı. Ardından farklı kesimlerden pek çok siyasetçi görüşmeyi yorumladı.

İmralı’ya gitmek için dört avukat başvurmuş ancak ikisinin gitmesine izin verilmişti.  

Asrın Hukuk Bürosu adına sorularımızı yanıtlayan ve aynı zamanda Öcalan’la görüşen avukat Rezan Sarıca, sekiz yıldır müvekkilleriyle görüşmelerinin haksızca engellenildiğini söylüyor.

Öcalan’ın mektubunda bahsettiği açlık grevleri ile ilgili , “Öcalan neden açlık grevlerini bitirin demedi” sorusuna Öcalan’la görüşen Asrın Hukuk Bürosu avukatlarından Rezan Sarıca Öcalan'ın ölümlere karşı olduğunu dile getirerek şöyle yanıt veriyor:

“Sn. Öcalan ile İmralı’daki diğer Müvekkillerimizin kaleme aldığı ve 6 Mayıs tarihinde kamuoyu ile paylaştığımız duyurunun açık olduğunu düşünüyoruz. Nitekim Sn. Öcalan görüşme sırasında; duyuru metninin ortaya çıkmasında etkili bir sebebin de grevler olduğunu, açlık grevcilerinin iradesine saygı duyduğunu ve 82 döneminden bu yana tavrının bilindiğini ifade etmiştir. Bununla birlikte hepsine teşekkür ettiğini, kendi bedenlerine zarar vermemelerini, tahribat ve ölüm sınırına gelmelerini istemediğini de belirtmiştir”

Leyla Güven ve devamında sayısı binlerle ifade edilen mahpusun 'tecridin sonlandırılması' amacıyla başlattıkları açlık grevleri ve ölüm oruçlarının grevcilerin sağlıkları için geri dönülmez bir noktaya geldiğini belirten Sarıca şöyle devam ediyor:

“Bu grevcilerin bir bölümü 30 Nisan tarihi itibari ile ölüm orucuna başladıklarını ilan ettiler. Hapishanelerdeki bütün mahpusların can güvenliğinden sorumlu olan devlet açısından kuşkusuz bu durum artık zorlayıcı bir noktaya gelmiştir. Ayrıca kamuoyunda da bu konuda gittikçe büyümekte olan bir hassasiyet söz konusu. Dolayısıyla devletin bu görüşme ile açlık grevlerinin bitirilmesini de amaçlamış olabileceğini söyleyebiliriz."