Rojava Özerk Yönetimi’nden BM ve uluslararası topluma çağrı

Til Koçer Sınır Kapısı’nın Kuzey ve Doğu Suriye halkları için yaşam kapısı olduğunu belirten Özerk Yönetim, “Uluslararası toplumu ve BM’yi insani durumu bazı ülkelerin siyasi çıkarlarından ayrı tutmaya ve abluka altında olan halkımız için Til Koçer Sınır Kapısı'nı açmaya çağırıyoruz” dedi.

Rojava Özerk Yönetimi’nden BM ve uluslararası topluma çağrı

Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi Til Koçer Sınır kapısının kapatılması ve bölgede uygulanan ablukaya ilişkin yazılı açıklama yaptı.

Til Koçer Sınır Kapısı, Irak ve Suriye arasında kalan 2’nci büyük sınır kapıdır. Kuzey ve Doğu Suriye Bölgesi’de bulunan Qamişlo’nun 90 kilometre uzağındadır.

Babulhava Sınır Kapısı’nı açık tutan mekanizmanın süresi 10 Temmuz’da sona eriyor. Rusya ve Çin'in geçen yıl Güvenlik Konseyi'nde veto hakkını kullanmalarının ardından Suriye'de Babulhava Sınır Kapısı dışındaki sınır kapılarının kullanılması yasaklanmıştı. Babulhava Sınır Kapısı Türkiye destekli grupların kontrolü altında bulunuyor.

IŞİD’e karşı Uluslararası Koalisyon üyeleri devletlerin de içinde bulunduğu birçok ülke, Til Koçer(Yerubiyê) sınır kapısı da dahil olmak üzere Kuzey ve Doğu Suriye ile Irak arasındaki diğer sınır kapılarının kullanılmasına izin vermesi için uluslararası topluma baskı yapıyor.

Suriye savaşının başlangıcından bu yana  Kuzey ve Doğu Suriye bölgelerine ve halkına yönelik işgal ve tehdit amaçlı çok sayıda saldırı düzenlendiğini hatırlatan Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi, Kuzey ve Doğu Suriye’nin  bölge topraklarını koruduğunu, bu toprakların aynı zamanda Suriye toprakları olduğunu hatırlattı.

Özerk Yönetim açıklamanın devamında şunları ifade etti;

“Kuzey ve Doğu Suriye toprakları hala Suriye topraklarından farklı ele alınıyor. Bu tutum yanlıştır. Tüm Suriye topraklarında yaşanan durum Kuzey ve Doğu Suriye Bölgesi ve halkı üzerinde olumsuz etki yaratıyor.

Saldırı ve müdahalelerin yanı sıra uygulanan abluka bölge halkına karşı silah olarak kullanılıyor. Suriye’de savaş derinleştikten sonra da Kuzey ve Doğu Suriye bölgelerinde güvenlik ve istikrar vardı. Bu yüzden de Suriye’nin diğer bölgelerinden Kuzey ve Doğu Suriye bölgelerine göç dalgaları başladı. Göç sonucu bölge nüfusu arttı. Terörist IŞİD örgütünün yenilgiye uğratılması ardından Özerk Yönetim’e bağlı kurtarılan bölgeler genişletti. On binlerce göçmenin yerleştirildiği kampların açılmasıyla birlikte Özerk Yönetim’in yükü arttı.

Kuzey ve Doğu Suriye’de özellikle de işgalci Türk devletinin son saldırıları sonrası tüm alanlarda insani bir kriz yaşanmaya başladı. Özerk Yönetim bölgelerinde nüfusun 5 milyon olması ve devam eden abluka var olan krizi derinleştirdi.

Özerk Yönetim uluslararası toplumun desteğini almak için büyük çabalarda bulundu. Çünkü insani kriz diğer krizlerden farklıdır ve birinci sorumlusu BM ve kurumlarıdır. Ancak söz konusu kurumlardan doğrudan bir cevap alamadık.”

Til Koçer Sınır Kapısı’nın bölge halkı için yaşam kapısı olduğuna değinen açıklamada, ““ Til Koçer sınır kapısı bölge için esas yaşam kapısıdır. Rusya ve Çin tarafından 8 Haziran 2020’de kullanılan veto ardından kapatılma kararı alındı. Bu tutum bölge halkına yönelik uygulanan abluka siyasetine destek vermektir.  Ayrıca Uluslararası Koalisyon desteği ile IŞİD’in yok edilmesi ardından elde edilen kazanımlara karşı durmaktır.

Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi olarak Uluslararası Toplumu ve BM’yi, insani durumu bazı ülkelerin siyasi çıkarlarından ayrı tutmaya ve abluka altında olan halkımız için Til Koçer Sınır Kapısı'nı açmaya çağırıyoruz. Til Koçer Kapısı'nın açılması, halkımıza karşı uluslararası sorumluluğun yerine getirilmesidir” denildi.