'Yeni oluşumlar Kürt illerindeki AKP oylarını eritebilir'

'Yeni oluşumlar Kürt illerindeki AKP oylarını eritebilir'

Ali Babacan ile Ahmet Davutoğlu ve ekibinin AKP’den istifa ederek, parti kurma çalışmaların hızlandırması ülkede olduğu gibi Kürt illerinde, AKP’den rahatsız, arayış içinde olan seçmen, sivil toplum çevreleri, siyasetçiler ve toplumsal kesimlerde yeni bir umut ve heyecan yaratmış durumda. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, yeni siyasi oluşumlarına yönelik sert tutumu ve bu oluşumların nasıl bir siyaset izleyeceği, başarılı olup olmayacağına dair belirsizlik bölgede arayış içinde kişi ve çevrelerde “bekle ve gör”  ve temkinli bir iyimserlik hakim.

Davutoğlu ve ekibinin AKP’den ihraç talebiyle disipline sevk edilmesi ardından bölgedeki AKP teşkilatlarından istifalar başladı. AKP’den istifa eden AKP eski milletvekili Cuma İşten,  AKP Diyarbakır eski İl Başkanı Aydın Altaç ve Dalyan Karadaş’ın Diyarbakır’da, Adıyaman’da Seyfettin Ballı, Urfa’da Abdullah Yeşil, Batman’da Diyadin Uçar, Şırnak’ta Mehmet Aşan’ın Davutoğlu ile birlikte hareket edeceği belirtiliyor. İki ay için programını açıklaması beklenen Davutoğlu ve ekibi,  yeni oluşum ve il teşkilatları için önümüzdeki günlerde Kürt illerinde bölge toplantılar yapıp ve istişarelerde bulunacağı ifade ediliyor.

Yeni oluşum için ağır ve temkinli davranan Babacan ve ekibi ise bölgedeki STK yöneticileri, kanaat önderleri ve siyasetçilerle Ankara’da görüşmeler yaparak bölgenin nabzını tutuyor. Babacan ve ekibinin, Diyarbakır’da eski milletvekili ve ilahiyatçı Abdulbaki Erdoğmuş ile dirsek temasında olduğu ve bölgedeki yeni parti çalışmalarının eski Batman milletvekili Mehmet Emin Ekmen’in yürüttüğü iddia ediliyor. Bu oluşumun önümüzdeki dönemde bölgeye çıkarma yapması bekleniyor.

Geçtiğimiz günlerde AKP’den istifa eden AKP Diyarbakır eski İl Başkanı Av. Aydın Altaç, Ahval’e yaptığı açıklamada eski Başbakan Davutoğlu’nun kuracağı yeni oluşumla birlikte hareket ettiğini söylüyor. Altaç, “Biz AK Parti’nin devamı ya da versiyonu değil yepyeni bir partiyiz” diyor. Geçmişte çok önemli reformlar ve atılımlar yaptığını ileri sürdüğü AKP’nin 15 Temmuz darbe girişimi ardından bir savrulma yaşandığını belirten Altaç, “AK Parti’de özellikle MHP ile ittifakından sonra daha milliyetçi daha kapalı, siyaseti dar alana sıkıştıran, ayrıştırıcı ve ötekileştirici, insan hakları ve özgürlükler anlamında retçi bir anlayışın hâkim olduğunu gördüğünü gördüm. Son dönemde yaşanan bu gelişmeler AK Parti’nin kendi tabanıyla olan bağlarını partiye olan inancı son derece zayıflattı. AK Parti’de halen siyaset yapan dostlarımızın da bundan rahatsızlıkları var. Bizim gibi düşünen binlerce insan var. İstifaların önemsenmesi gerektiğini düşünüyoruz” diye konuşuyor.

 Yoğun bir çalışma içinde olduklarını kaydeden Altaç, sözlerini şöyle sürdürüyor:

“Sayın Davutoğlu’nun geçmiş dönemlerde sorunlara yaklaşma tarzı, deneyimi tecrübesi, birikimleri ve yeni oluşturacağı kadrolarla ülkedeki sorunların üstesinden rahatlıkla gelecektir. Şu an parti programımız daha açıklanmadı, açıklandıktan sonra herkes bizim ne düşündüğümüzü çok daha iyi anlayacak. Yasal, anayasal,  anadilde eğitime kadar tutun kültürel, ekonomik ve sosyal anlamda mutlaka reçetelerimiz olacak. Bizim sahada gördüğümüz vatandaşın yeni bir umut kapısı arıyoruz taleplerinin hareketimizin olacağına inanıyoruz.” 

Diyarbakır Siyasal ve Sosyal Araştırmalar Enstitüsü (DİSA) Yönetim Kurulu Üyesi ve işinsanı Şahismail Bedirhanoğlu ise, bölge halkının ekonomi,  hukuk ve adalet ve Kürt sorununun çözümünü de içine alan toplumsal barış olmak üzere üç temel gündemi olduğunu belirterek şu yorumu yapıyor:

“Bu üç denklem üzerinden topluma somut, çözülebilir, pratik mesajlar veren bir siyasal yapıya ihtiyaç var. Bunları toplumun kabul edeceği bir siyasal projeye dönüştürür, beklentilerine cevap verirlerse AK Parti’nin  tek başına iktidar olma şansı biraz daha azalır diyebilirim. Türkiye farklı siyasal gelişmelerin arifesinde de olabilir. Önümüzdeki dönemlerde sanırım bu siyasi hareketlenme kendisini biraz daha gösterecek. Buna bakmak lazım.” 

Abdullah Gül’ün arka planda Ali Babacan’ın daha önde olduğu siyasi oluşumun bölgede daha etkili olabileceğini dile getiren Bedirhanoğlu şöyle devam ediyor:

“Davutoğlu bölgede daha çok İslamcı çizgi yaratmış gibi görünüyor. Tabi her siyasal çıkış geldiği noktayı sarsar. Bu toplumun önemli bir kesiminde etki yaratır mı kuşkuluyum.  Merkez parti kurma çabası içinde görünen Babacan’ın ekonomik sorunları halledebileceğine dair algının toplumun önemli bir kesimi tarafından satın alındığını görüyorum. Gül’ün ise özellikle Kürt toplumunun muhafazakâr,  sağ muhafazakâr kesiminden daha fazla karşılık bulacağını düşünüyorum.  Halen önemli bir ağırlığı olan Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın burada ne tür pozisyon alacağını da görmek gerekiyor. Yapacağı kimi önemli hamlelerle bu yapıların siyasal malzemelerini azaltacak mı yoksa daha agresif  davranıp farklı bir siyaset mi yapacak,  görmek lazım. Bölgedeki muhafazakâr ve sağ muhafazakâr Kürt seçmeni AK Parti’ye oy verse bile MHP ile olan ittifakını içine sindirebilmiş değil.”

AKP’den kopan siyasi oluşumların bölgedeki siyasi tabloyu nasıl etkileyeceğine yönelik soruya Bedirhanoğlu, “Özellikle bölgede, yeni partilerin HDP’yi sarsmaktan ziyade AK Parti’ye daha çok sarsabilecek bir potansiyele sahip olduğunu düşünüyorum. HDP’nin oylarını çok az da olsa etkileyebilir. Bölgede AK Parti’ye alternatif bir çizgi olursa daha fazla kabul görür. Yeni partilerin, AK Parti’ye oy veren yüzde 30-35 arasındaki muhafazakâr ve sağ muhafazakar Kürt seçmenin yüzde 50’ye yakını oylarını alabilecek bir potansiyel taşıyabileceğini düşünüyorum” öngörüsünde bulunuyor. 

Rawest Araştırma Şirketi Genel Müdürü Roj Esir Girasun, bölgede, oy verme davranışı genel anlamda ekonomi üzerinden şekillenen seçmende ciddi bir alternatif arayışı olduğunu belirterek, “Bölgede AK Parti’nin mevcut politikalarından ciddi bir rahatsızlık var” diyor.   Girasun, HDP’li seçmenin bu oluşumlara “AK Parti’yi bölecek güç” olarak baktığı için pozitif baktığını söylüyor. Yeni oluşumların Kürt meselesi başta olmak üzere bölgedeki ekonomik ve sosyal sorunlara dair sözlerinin çok önemli olduğunu ifade eden Girasun, “Davutoğlu ve Babacan’ın Kürt sorunu konusunda AK Parti’ye oranla daha güçlü ve cesur bir söylem geliştireceğine dair bölgede bir inanç var.  İkisinin de AK Parti’nin MHP ile kurduğu ittifaktan rahatsız olduğunu da biliyoruz. Kürt meselesiyle ilgili bazı cümleler kurarken Türkiye’de yükselen milliyetçiliği de göz önünde almak zorunda kalacaklar. Aslında bu kendileri için de zor bir durum” ifadesini kullanıyor.

Davutoğlu’nun daha çok AK Parti’ye oy veren mevcut kitleye yöneldiğini dile getiren Girasun’un tespitlerinin devamında söyledikleri ise şöyle:

“Bölge seçmeni nezdinde AK Parti’ye bölecek söylem Davutoğlu’nun söylemi. Bölgede kısa vadede Babacan daha şanslı. HDP ve AK Parti seçmeninden de oy alabilecek bir isim. Ama AK Parti’nin bölgede kemik diye nitelendirebileceğimiz kesimlerinde ise ortada vadede Davutoğlu’nun daha şanslı olduğunu söyleyebiliriz. Davutoğlu güçlü bir hareket inşa edebilirse AK Parti’ye oy veren kemik kesimden de kendisine ciddi yönelimler de olacak. Yeni oluşumlar, AK Parti’nin güçlü olduğu Elazığ, Malatya ve Urfa gibi şehirlerde iyi bir ekonomik söylem ve güvence oluşturabilirse AK Parti’yi buradan silebilirler. Şırnak, Hakkâri gibi HDP’nin güç kaybettiği kalelerinde bu hareketlerin nüfuz bulma şansı daha düşük.  Babacan’ın partisi ciddi bir ekonomik güvence verirse, AK Parti’nin bölgede sonradan kendisine eklemlediği oyları götürecektir. Bölgede, 7 Haziran 2015 ile 31 Mart 2019 seçimleri arasında HDP’den AK Parti’ye giden ya da sandığa gitmeyen yaklaşık 2 milyonun üzerindeki seçmen kitlesinin ilk durağı yeni partiler olacak” tespitinde bulunuyor.

Azadi Hareketi kurucularından Av. Sıdkı Zilan, Babacan ve Davutoğlu’un yeni parti kurmasıyla İslami oyların geleneksel İslamcı ve Neo İslamcı olarak ikiye bölüneceğini ifade ediyor. Zilan, “Bölgede klasik siyasal İslamcı dediğimiz kesimler Davutoğlu’nu destekliyor gibi görünüyor. Geleneksel cemaatler, klasik sağcı dediğimiz mütedeyyin gelenek ve ekonomiyi önemseyen kesimler ise Babacan’ı destekliyor. Bunlar, Babacan’ın ailesinin 60’lı yıllardan beri İslami mücadele yer alması bu çevrelerin babacana olumlu bakmasının başka bir nedeni” diyor. 

Yeni oluşumların partileşmeye girmesiyle birlikte bölgede AKP’ye verilen oyların üçe bölüneceğini, artık AKP diye bir partinin kalmayacağı öngörüsünde bulunan Zilan, “Bölgedeki seçmen AKP’nin devletin inkârcı, baskıcı yüzü olduğunu, hatta AKP’yi Ulusalcılar ve MHP’in yönettiğini düşünüyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan da bunun farkında. AKP bölgede devletin bütün imkânlarını seferber etmesine rağmen bölgede yüzde 20-30 arasında alıyor. Babacan ve Davutoğlu’nin çıkışıyla birlikte AKP’nin bölgedeki iflasını görebiliriz. Artık AKP, Kürtlerin birinci partisiyim diyemeyecek, Kürtlerin oylarının bir kısmını Babacan ve Davutoğlu alacak” ifadesi kullanıyor. Zilan, daha önceki seçimlerde HDP’ye gidip gelen oyların da yeni oluşumlara gideceğini sözlerine ekliyor.

Peki Diyarbakır halkının yeni partilere bakışı nasıl? Görüştüğümüz insanların büyük çoğunluğu, yeni partilerin kurulmasına olumlu bakıyor ancak temkinli davranıyor. 

Abdullah Gül Cumhurbaşkanlığından ayrıldıktan sonra AKP’ye oy vermediğini söyleyen 70 yaşındaki Mehmet Baran, “AKP ilk iki dönem iyiydi.  Şimdi çok değişti, geçmişteki diğer partiler gibi oldu. AKP gitsin kim geliyorsa gelsin. Herkes burada huzur istiyor. Ancak bunlar savaş istiyor. Yeni parti Türkiye için daha iyi olur. Babacan ekonomiden anlıyor. Beklentimiz Türkiye’ye barış ve huzura kavuşturmasıdır. Abdullah Gül aday (Cumhurbaşkanlığı) olursa oyumu ona veririm. Yeter ki barış, kardeşlik ve huzur gelsin, ekonomiyi düzeltsinler” diyor.  

Sur ilçesinde esnaflık yapan Yavuz Çelik, yeni kurulacak partilerin AKP’nin devamı olduğu konusunda şüphelerinin olduğunu belirterek, “Babacan ve Davutoğlu AKP karşısında cesur bir duruş sergilemiyor. Davutoğlu çıktı ama Babacan’ı ekranlarda görmedim. Vaatleri nedir, ülkenin sorunlarına dair kafasında neler var? Bunları bilmemiz lazım” diye konuşuyor.

Sur’da 2015 yılında yaşanan çatışmalarda evi yıkılan felç geçirdiği için çalışamayan Mehmet Eren ise “Babacan iyi, Davutoğlu iyi biri değil. O da onlar (AKP) gibidir. Başbakan olduğu dönemde Sur’da evim yıkıldı. Buraya gelip herkese ev yapacağım dedi. Boş çıktı.  Evimizi yapmadı, bizi TOKİ’ye sürdü. Bu kez huzur, barış, refah için Babacan’a oy verebilirim. Beş yıl da onu deneyelim” diye içinden geçenleri sıralıyor.

Kuruluşundan bu yana AKP’ye oy verdiğini bundan sonra da oyunu vermeye devam edeceğini ifade eden Fikri Çakmak, yeni partilerin olası etkilerine dair şöyle konuşuyor:

“Köyümüzün çoğu AKP’ye oy veriyor. Yeni partiler kurulursa köyümüzün oyları da hatta evimizin içindeki oylar da ikiye bölünür. Ahmet Davutoğlu, Ali Babacan ve Abdullah Gül güzel, dürüst insanlar. Partinin bel kemiği olan insanlar. Cumhurbaşkanı onları dinlesin, fikirlerini alsın. Birlikte ülkeyi yönetsinler. Kim olursa olsun tek kişinin ülkeyi yönetmesi yanlıştır. AKP bundan sonra iktidar olamaz. Koalisyonlar olur.”

Muhibet Özcan ise Abdullah Gül’ün yeni parti oluşumuna dahil olması durumunda AKP’nin ciddi bir oy kaybına uğrayacağı tespitinde bulunarak, “Çözüm süreci döneminde aktif olan bu kişiler, ardından AKP’den tasfiye edildi. Edindikleri deneyimlerden ders alıp o yoldan ilerlerse evet bu ülkenin geleceği için ciddi ve başarılı bir şey yapmış olacaklar” diyor.