Erdoğan'dan 'Suriye Hava Sahası' açıklaması

Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye’nin Rojava’ya yönelik operasyona ilişkin, “Bizim Kürtlerle herhangi bir sorunumuz yok” ifadelerini kullanırken, hava sahasının kapatılmasıyla ilgili ise hava sahasının ABD'ye değil Suriye'ye ait olduğunu dile getirdi.

Erdoğan'dan 'Suriye Hava Sahası' açıklaması

Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye’nin Rojava’ya yönelik operasyona ilişkin, “Bizim Kürtlerle herhangi bir sorunumuz yok” ifadelerini kullanırken, hava sahasının kapatılmasıyla ilgili ise hava sahasının ABD'ye değil Suriye'ye ait olduğunu dile getirdi.

Sırbistan dönüşü uçakta gazetecilere konuşan Recep Tayyip Erdoğan , “Biz kimseyi istemediği yere zorla göndermeyiz. Bizim Kürtlerle herhangi bir sorunumuz yok” ifadelerini kullandı.

Erdoğan, sınırlarında bir tehdit altında bir tehdit altında olduklarını söyledi.

“Sınır bölgelerinde yaşayan halkımızı huzura, refaha, güvene kavuşturmamız bizim görevimizdir. Adımımız bunun için” diyen Erdoğan, operasyona ilişkin ciddi bir dezenformasyon yapıldığını ifade etti.

Türkiye’nin demografik yapıyı değiştireceği iddialarının ortaya atıldığını belirten Erdoğan,  sözlerine şunları ekledi:

“Türkiye’nin bir gizli ajandası ve hesabı böyle bir derdi yok. Böyle bir derdi olsaydı, biz El Bab’da, Cerablus’ta, Afrin’de bunu yapardık. Demografik yapıyı değiştiren PKK’dır, PYD’dir, DEAŞ’tır. Uluslararası Af Örgütü ve İnsan Hakları Gözetleme Komitesi de yayınladıkları raporlarda terör örgütü PYD/YPG’nin savaş suçu işlediğini ortaya koymuştur. Bizim planlarımıza göre mültecilerin geldikleri yere dönmeleri şart. Buna inanıyoruz ama kimseyi de istemediği yere zorla gönderecek değiliz. Bizim Kürtlerle herhangi bir sorunumuz yok.

Biz gizli bir ajandayla çalışmıyoruz. El Bab’da, Cerablus’ta, Afrin’de bunu ortaya koyduk. Tam aksine oraları sahiplerine teslim ettik. Altyapı ve üstyapıda birçok yatırım yaptık. Cerablus’ta hastanelerden okullara birçok inşa faaliyetinde bulunduk. Afrin’de de çalışmalarımızı sürdürüyoruz.

Güvenli Bölge’nin amacı sınır güvenliğimizi sağlamak ve mültecilerin kendi topraklarına dönmesidir. Eğer uluslararası bağışçılar toplantısı gerçekleştirebilirsek veya mali noktada destekler verilebilirse buralarda konutlar yaparak bu insanların oralara yerleşmesine imkan oluşur. Bu adımları atmak için planlarımızı yaptık, projelerimizi hazırladık. Hazırladığımız kitapçıkları BM’de görüştüğüm liderlere takdim ettim. Barış koridorunda, Güvenli Bölge’de bunları nasıl yapacağımızı anlattım. ‘Siz de bize destek verin, bu adımları süratle atalım’ dedik. ‘Güzel’ dediler ama hiçbir yerden bir ses yok. Biz de artık oyalamayla gidecek değiliz. Bir de sınırlarımızda bir tehdit altındayız. Sınır bölgelerinde yaşayan halkımızı huzura, refaha, güvene kavuşturmamız bizim görevimizdir. Adımımız bunun için.

Biz şu ana kadar 5 bin civarında DEAŞ’lıyı derdest ettik. Bu PYD/YPG içinde olanlara baktığımız zaman bunlar Kürtlerden oluşmuyor, Fransızı, Almanı, Hollandalısı var. Bütün bunlardan oluşan bir yapı.”

"Amerika'nın hava sahası yok"

Erdoğan, Rojava ve Fırat’ın doğusundaki hava sahasına ilişkin, “Orada Amerika’nın bir hava sahası yok. Uluslararası hava sahası var. Orası Suriye’ye ait hava sahasıdır. ABD’ye ait olmadığına göre, oradaki tasarruf da rejime aittir. Rejimin davetiyle orada değiller. Biz Adana Mutabakatı’na dayalı olarak oradayız. Adana Mutabakatı’na göre, rejim tarafından PKK’ya karşı tedbir alınmayacak olursa, bizim güçlerimizin onu kovalama hakkı vardır” değerlendirmesinde bulundu.

Rojava’da tutuklu IŞİD’lilerle ilgili değerlendirmelerde bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti:

“Arkadaşlarımız çalışmalarını sürdürüyor. Bu, Trump’la görüşmemizde de gündeme gelen bir konu. Hem Sayın Trump hem biz arkadaşlarımıza talimatlarımızı verdik. Birlikte neler yapabileceğimizi arkadaşlarımız çalışıyorlar. Sayın Trump Güvenli Bölge konusunda doğru bir karar verdi. Pazar akşamı yaptığımız telefon görüşmesinde kendisiyle karara bağladık. Fakat ABD askeri ve güvenlik bürokrasisi Başkanlarının talimatlarını yerine getirmiyor. Siyasiler ve medya Trump üzerinde baskı oluşturmaya çalışıyor. O da bu baskıları hafifletmek için mecburen tweet üzerinden bazı mesajlarını veriyor. Biz yapıcı yaklaşım içinde olmaya ve adımlarımızı beklemeden, bekletmeden kararlılıkla atmaya devam edeceğiz.”